Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Musab
ifadesini içeren
23
kelime bulundu...
diskalifiye
Müsabaka dışı bırakılmış.
(Fransızca)
favori
Sakalın kulak hizasından yanağa doğru inen kısmı.
(Fransızca)
Bir müsabakayı kazanacağı tahmin edilen şahıs, takım veya hayvan.
(Fransızca)
kılavuz
Yol gösteren, rehber.
Vapurlara yol gösteren.
Bazı hayvan katarlarının önüne düşüp, onları sevkeden hayvan.
Eskiden evlenme işlerine vasıtalık eden kadınlar.
Düşman hakkında mâlumât edinmek için ordu hizmetinde kullanılan kişiler.
Okçuluk müsabakaların
menend
(Mânende-Mânend) Nazir. Eş. Benzer. şebih. Müşabih.
(Farsça)
muhakat
Müşabehet eylemek. Bir kimseyi taklid etmek.
Birbirine hikâye söylemek.
mümaselet
Benzeyiş, müşabih olmak. şekilce, suretçe birbirine benzeyiş.
münadale
Müsabaka yarışına girmek. Atışma. Atış müsabakası.
musab / musâb / مصاب
Yakalanmış, tutulmuş, uğramış.
(Arapça)
Musâb olmak:
Yakalanmak, tutulmak.
(Arapça)
müsabakat
Yarış, yarışma, müsâbaka.
müşabehe
(Bak: MÜŞABEHET)
müsabık
(Sebk. dan) Müsabakaya giren, yarışmaya katılan.
Geçen.
müşahat
Müşabehet. Bir şeye benzemek.
mütenasib
Uygun, aralarında muntazam bir nisbet bulunan, muvâfık, birbirine mensub ve müşâbih olan.
mütesabık
Müsabaka eden. Birinden üstün gelmek için çalışan.
İleri geçmek için yarışmak, birisinden ileri geçmek.
muzari'
Ortak. Arkadaş.Benzer, müşabih.
Gr: Geniş zamanı ifade eden fiil hali. "Yazar, okur, görür, gelir" gibi.
Edb: Aruz kalıplarından birisinin ismi.
nümun
Gösteren, benzer, müşabih olan.
(Farsça)
rehan
Bahadırlık, kahramanlık.
Denemek, tecrübe etmek.
At yarıştırmak, müsabaka.
şebe
Bakırla çinko madeninden yapılan pirinç.
Benzeme, müşabehet.
tefarüt
Müsabaka etmek, yarışmak.
temasül
Benzeyiş. Benzeme. Birbirine benzemek. Birbirine müsavi ve müşabih olmak.
Hasta sıhhate, iyi olmağa yaklaşmak.
Mat: Kesirsiz taksim kabul etmek, kesirsiz bölünebilmek.
tesabuk
Yarış etme. Müsabaka.
teşebbüh
Benzemek, müşâbehet etmek. Zorla benzemeğe çalışmak.
vasiyyet
Bir kimsenin vefâtından sonra yapılmasını istediği şey veya sonraya bağlı olmak üzere bir malı veya menfeatini (faydayı) bir şahsa veya bir hayır işine teberrû' (bağış) yoluyla temlik etmek (sâhib ve mâlik kılmak). Vasiyet edene mûsî, vasiyet edilen şeye mûsâbih, kendisine vasiyet yapılan şahsa mûsâ
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
şeriat-ı garra-yı muhammediye
bûriyâ
şın
Meserret
cemaz
tahammüc
hübût
Mesalih
dicace
Mahv u perisan
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Musab
Fazla koyu
reddede
bûd
Bu Sebeple
Zeytin
Ya kadar
sağlam
cemaz
bön