Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Mukemmel
ifadesini içeren
403
kelime bulundu...
adalet-i mahz
Tam ve mükemmel adalet; "ferdin hukuku asla fedâ edilemez" görüşündeki adalet.
adem-i in'ikad ve tekemmül
Tam oluşmama ve mükemmele ulaşmamamış olma.
adem-i kemal / adem-i kemâl
Kemalsizlik, mükemmel olmama.
afak-ı kemalat / âfâk-ı kemâlât
Mükemmelliklerin ufukları.
ahlak-ı kamile / ahlâk-ı kâmile
Mükemmel ahlâk.
ala-yı illiyyin-i kemalat / âlâ-yı illiyyîn-i kemâlât
Mükemmelliğin en yüce derecesi.
aleyhi efdalüssalatü ve ekmelüsselam / aleyhi efdalüssalâtü ve ekmelüsselâm
En üstün selâmlar ve en mükemmel salâtlar onun üzerine olsun.
aleyhi ekmelü't-tahiyyat
Selâm ve duaların en mükemmeli onun üzerine olsun.
aleyhi ekmelüssalatü vesselam / aleyhi ekmelüssalâtü vesselâm
En mükemmel salâtlar ve selâmlar onun üzerine olsun.
allah-ı zülkemal / allah-ı zülkemâl
Sonsuz mükemmellik sahibi olan Allah.
allahü zü'l-celal ve'l-kemal / allahü zü'l-celâl ve'l-kemâl
Sonsuz büyüklük, haşmet ve mükemmellik sahibi olan yüce Allah.
allahü zülcelal ve'l-kemal / allahü zülcelâl ve'l-kemâl
Sınırsız haşmet ve mükemmellik sahibi olan Allah.
arş-ı kemalat / arş-ı kemâlât
Mükemmelliklerin, faziletlerin arşı, zirvesi.
arz ve semavat san'atkarı / arz ve semâvât san'atkârı
Dünyayı ve gökleri mükemmel bir san'atla yaratan Allah.
asar-ı kemal / âsâr-ı kemâl
Mükemmellik eserleri.
asar-ı kemalatı / âsâr-ı kemâlâtı
Mükemmelliklerinin eserleri.
asar-ı sani / âsâr-ı sâni
Herşeyi mükemmel ve san'atlı bir şekilde yaratan Allah'ın eserleri.
ashab-ı kemal
Mükemmel ve olgunluk sahibi kimseler.
ayat-ı kemal / âyât-ı kemâl
Mükemmelliğin delilleri.
ayine-i kemalat / âyine-i kemâlât
Mükemmellikler aynası.
ayn-ı kemal / ayn-ı kemâl
Olgunluğun, mükemmelliğin ta kendisi.
azamet-i kemal / azamet-i kemâl / عَظَمَتِ كَمَالْ
Kusursuzluk ve mükemmelliğin büyüklüğü.
Mükemmelliğin büyüklüğü.
azamet-i sani / azamet-i sâni
Herşeyi san'atlı ve mükemmel bir şekilde yaratan Allah'ın yüceliği, büyüklüğü.
azimet
Takvâ ile amel etmek. Allah'ın emirlerini en mükemmel ve eksiksiz yapmağa çalışmak.
Kesin karar vermek.
Yola çıkmak, gitmek.
baki-i zülkemal / bâkî-i zülkemâl
Sınırsız mükemmellik sahibi ve varlığı devamlı ve kalıcı olan Allah.
bari / bâri
Varlıklara biçim verip şekillendiren ve onları mükemmel bir surette yaratan Allah.
bari'
Tam üstün. Mükemmel.
bari' teala ve tekaddes / bâri' teâlâ ve tekaddes
Varlıklara biçim verip şekillendiren, onları mükemmel bir surette yaratan, yüce ve her türlü eksiklikten uzak Allah.
bari-i teala / bâri-i teâlâ
Varlıklara biçim verip şekillendiren, onları mükemmel bir şekilde yaratan ve her türlü kusur ve eksiklikten uzak ve yüce olan Allah.
baria
Yakınlarından üstün vasıflı. Emsalinden üstün. Tam ve mükemmel.
batın / bâtın
Bütün varlıkların iç yüzünü ve özellikle canlıların içlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratan ve işleten Allah.
bediüzzaman / bedîüzzaman
Zamanın harikası ve en mükemmeli
belagat-ı i'caz ve icaz / belâgat-ı i'câz ve îcâz
Bir mânâyı az sözle ve başkasının yapmaktan aciz kalacağı mükemmellikte, tam yerinde ifade etme san'atı.
ber-kemal
Mükemmel.
(Farsça)
berahin-i sani / berahin-i sâni
Herşeyi mükemmel ve san'atlı bir şekilde yaratan Allah'ın varlığının delilleri.
berkemal / berkemâl / بزكمال
En iyi şekilde, mükemmel.
(Farsça - Arapça)
beyniye
Tecvidde: Harfler okunurken sesin mükemmelen akıp akmama arasında olması, kalın ile yumuşak arası okunması. Bu durumda okunan harfler şunlardır: (Râ, mim, ayn, nun, lâm.)
bi-kusur / bî-kusur
Eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel.
(Farsça)
bostan-ı kemalat / bostan-ı kemâlât
Olgunluklar bostanı, mükemmellikler bahçesi; yani mükemmelliklerin yetişip olgunlaşmasına vesile olan ortam.
burhan-ı sani / burhan-ı sâni
Allah'ın herşeyi mükemmel bir şekilde ve san'atla yaratmasının delili.
camiiyet-i tamme / câmiiyet-i tâmme
İnsanın İlâhî ilimlerin tecellîlerini mükemmel bir şekilde mahiyetinde toplanması.
cemal ve kemal-i manevi / cemâl ve kemâl-i mânevî
Mânevî güzellik ve mükemmellik.
cemal ve kemal-i zati / cemâl ve kemâl-i zâtî
Zâtında bulunan güzellik ve mükemmellik.
cemal-i ba-kemal-i rabbaniye / cemâl-i bâ-kemâl-i rabbaniye
Her bir varlığın her türlü ihtiyacını karşılayan Allah'ın mükemmel güzelliği.
cemal-i kemal / cemâl-i kemâl / جَمَالِ كَمَالْ
Mükemmellikteki güzellik.
Mükemmelliğin güzelliği.
cemal-i masnuat / cemâl-i masnuat
Allah'ın yaratıklarındaki sanatkârane, mükemmel, kusursuz güzellikler.
cemil-i ale-l ıtlak
(Cemil-i alelıtlak) Her cihetle çok güzel ve mükemmel.
cenab-ı zülcelal ve'l-kemal / cenâb-ı zülcelâl ve'l-kemâl
Sonsuz haşmet, yücelik ve mükemmellik sahibi olan Allah.
cilve-i cemal ve kemal / cilve-i cemâl ve kemâl / جِلْوَۀِ جَمَالْ وَ كَمَالْ
Güzellik ve mükemmelliğin yansıması, görüntüsü.
Mükemmelliğin ve güzelliğin görünmesi.
cilve-i irade / cilve-i irâde
İrâde ve kasdı gösteren tezahür ve tecelli. Cenab-ı Hakkın kendi bizzat isteği ve iradesiyle yaptığını gösteren oluş ve intizam, mükemmeliyet.
çüst
Çevik, çabuk hareketli. Seri-ül-hareke.
(Farsça)
Dar, sıkı.
(Farsça)
Muntazam, mükemmel, düzgün. Yakışıklı.
(Farsça)
delil-i inayet
Allah'ın inâyetinin tecellisinden gelen ve kâinatta görülen hikmet ve maslahatlara uygun en mükemmel nizam ve tam esaslı san'at; ve kâinattaki eşyaların menfaat ve faydalarını bildiren âyetler, bu inâyet delilini gösteriyorlar.
delil-i sani / delil-i sâni
Herşeyi mükemmel bir san'atla yaratan Allah'ın delili.
derece-i kemal / derece-i kemâl
En yüksek mükemmellik derecesi.
derece-i kemalat / derece-i kemâlât
Mükemmellik derecesi.
ders-i ekmel
Mükemmel bir ders.
devam-ı kemalat / devam-ı kemâlât
Mükemmel özelliklerin devamı.
ehl-i kemal / ehl-i kemâl / اَهْلِ كَمَالْ
Ma'nevî olgunluk ve mükemmellik sâhibleri.
ekmel / اكمل / اَكْمَلْ
Mükemmel, en kâmil, eksiği olmayan, en mükemmel.
En mükemmel.
En mükemmel, eksiği olmayan, en olgun.
En mükemmel.
En mükemmel.
Mükemmel, tam.
(Arapça)
En mükemmel.
ekmel-i ahirzaman
Âhirzamanın en mükemmeli.
ekmel-i enbiya
Peygamberlerin en mükemmeli.
Nebilerin en mükemmeli, Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.M.)
ekmel-i küll
Bütün fertlerin en mükemmeli; bütün niteliklerde en mükemmel.
ekmel-i mahlukat
Yaradılmışların en mükemmeli, Hz. Muhammed (A.S.M.)
ekmel-i vecih
En mükemmel yön, yüz.
ekmeliyet
En mükemmel bir şekilde.
ekmeliyyet
Pek mükemmel ve kusursuz olanın hâli. Kusursuzluk, mükemmellik, noksansızlık, eksiksizlik.
ekmelü'r-rusül
Peygamberlerin en mükemmeli.
elhamdü lillahi ala kemali'l-iman / elhamdü lillâhi alâ kemâli'l-îmân
Mükemmel imandan dolayı Allah'a hamdolsun.
enva-ı acaip / envâ-ı acaip
Mükemmel, harika türler, mahluklar.
enva-ı kemalat / envâ-ı kemâlât
Mükemmelliklerin türleri, çeşitleri.
enva-ı lezaiz ve kemalat / envâ-ı lezâiz ve kemâlât
Lezzetlerin ve mükemmelliklerin çeşitleri.
eser-i itkan
Eserdeki mükemmellik, sağlamlık ve kusursuzluk.
eser-i mükemmel
Mükemmel eser.
esma ve kemalat-ı ilahiye / esmâ ve kemâlât-ı ilâhiye
Cenâb-ı Allah'ın isimleri ve Ona ait mükemmellikler.
esma-i cemaliye ve kemaliye / esmâ-i cemâliye ve kemâliye
Güzellik ve mükemmelliği ifade eden isimler.
esmaü'l-hüsna / esmâü'l-hüsnâ
Allah'ın sonsuz mükemmellikte ve güzellikte olan isimleri.
etemm / اتم
Tam, en mükemmel, hiç noksansız.
Tam, mükemmel, eksiksiz.
(Arapça)
evc-i kemalat / evc-i kemâlât
Mükemmelliklerin en üst derecesi.
evsaf-ı cemal ve celal ve kemal / evsâf-ı cemâl ve celâl ve kemâl / evsaf-ı cemâl ve celâl ve kemâl / اَوْصَافِ جَمَالْ وَجَلَالْ وَ كَمَالْ
Güzellik, haşmet ve mükemmellik bildiren sıfatlar.
Güzellik, büyüklük ve mükemmellik vasıfları.
evsaf-ı cemaliye ve kemaliye / evsaf-ı cemâliye ve kemâliye
Cenab-ı Allah'ın güzelliğine ve mükemmelliğine ait vasıfları, nitelikleri.
evsaf-ı kemal / evsâf-ı kemâl / اَوْصَافِ كَمَالْ
Mükemmel vasıflar, nitelikler, sıfatlar.
Mükemmel sıfatlar.
evsaf-ı kemaliye / evsaf-ı kemâliye / evsâf-ı kemâliye / اَوْصَافِ كَمَالِيَه
Mükemmel, noksansız sıfatlar.
Mükemmel sıfatlar.
evsaf-ı kemaliye ve cemaliye ve celaliye / evsâf-ı kemâliye ve cemâliye ve celâliye
Cenâb-ı Allah'ın mükemmel, güzel ve haşmetli vasıfları, sıfatları.
ey sübhanımız
Ey bütün mükemmel sıfatların sahibi ve bütün eksikliklerden, bütün noksan sıfatlardan uzak, acz ve şerikten münezzeh olan Rabbimiz!.
fa'al / fa'âl
Dilediği şeyi dilediği gibi ve mükemmel bir şekilde devamlı yapan.
fa'alün lima yürid / fa'âlün limâ yürid
Dilediğini mükemmel şekilde yapan Allah.
fail-i mükemmel / fâil-i mükemmel
Her fiili ve işi mükemmel olan Allah.
fenn-i hikmet-ül eşya
Tabiat bilgisi. Eşyadaki intizam, mükemmellik ve insanlara olan faydaları ve onlardan faydalanmak hakkında bilgi veren ilim kolu.
ferd-i ekmel / فَرْدِ اَكْمَلْ
En mükemmel fert.
En mükemmel fert.
ferd-i mükemmel
Mükemmel fert, birey.
feyz-i kemal / feyz-i kemâl
Olgunluğun feyzi, mükemmelliği yansıması.
fihriste-i kemalat / fihriste-i kemâlât
Mükemmelliklerin, kusursuzlukların fihristesi, listesi.
gayet-i kemal / gayet-i kemâl / gâyet-i kemâl / غَايَتِ كَمَالْ
Mükemmelleşme, yücelme gayesi.
Mükemmellik gâyesi.
gayetteki kemal / gayetteki kemâl
Hedefteki mükemmellik.
gayr-ı kamil / gayr-ı kâmil
Noksan, mükemmel olmayan.
gülzar-ı kemal / gülzâr-ı kemal
Mükemmel gül bahçesi.
hadd-i kemal / hadd-i kemâl
Olgunluk ve mükemmellik sınırı, seviyesi.
hakikat-ı kemalat / hakikat-ı kemâlât
Mükemmellik gerçeği.
hakikat-i kemalat / hakikat-i kemâlât
Mükemmelliklerin hakikati, esası.
hakim-i pür-kemal / hakîm-i pür-kemâl
Her işini hikmetle, yapan ve mükemmelliğin sonsuz derecesine sahip olan Allah.
hakim-i zülkemal / hâkim-i zülkemâl
Sonsuz mükemmellik sahibi ve herşeye hükmeden Allah.
halık-ı zülkemal / hâlık-ı zülkemâl
Sonsuz mükemmellik sahibi olan ve herşeyi yoktan yaratan Allah.
harika-i ilmiye
İlimdeki harikalığı, mükemmelliği.
hazine-i kemalat / hazine-i kemâlât
Mükemmellikler hazinesi.
hedaya-yı şahane / hedâyâ-yı şahane
Şahane, mükemmel hediyeler, armağanlar.
hey'atın feletatı / hey'atın feletâtı
Birini taklit eden kimsenin taklitçiliğini gösterip ilân eden sürçmeleri, falsoları. Kemalât-ı ruhiye veya mükemmelliğin iktizası olan umum ahvaldeki fıtrîlik ve müvazeneyi o seviyede olmayanın sun'î taklitteki gayr-ı fıtrîliği.
hikmet-i tamme / hikmet-i tâmme
Tam ve mükemmel hikmet; eksiksiz ve yerli yerinde iş.
hikmet-i tamme-i sübhaniye / hikmet-i tamme-i sübhâniye
Her türlü kusur ve noksandan münezzeh olan Allah'ın tam ve mükemmel hikmeti.
hıyatat-ı kamile-i muhita-i san'at / hıyâtât-ı kâmile-i muhita-i san'at
Sanatın bütün mükemmelliklerini kapsayan kusursuz terzilik.
hüve'l-batın / hüve'l-bâtın
O Bâtındır; bütün varlıkların içyüzlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratıp işleten ve herşeyin iç âlemine hükmeden Allah'tır.
hüve'z-zahir / hüve'z-zâhir
O Zâhirdir; her şeyin dış yüzlerini çeşitli cihaz ve ürünlerle donatıp ve ince nakışlarla süsleyerek mükemmel ve güzel yaratan ve her şeyde varlık ve birliğinin işaretleri açıkça görünen, Allah'tır.
ibadet-i kamile / ibadet-i kâmile
Tam ve mükemmel ibadet.
ibda-ı san'at
Benzeri olmayan mükemmellikte san'at eseri. İbda' yapabilene mübdi', eserlerine bedi'a denir.
ibda-ı semavat ve arz eden / ibdâ-ı semavat ve arz eden
Gökleri ve yeri eşsiz, benzersiz ve mükemmel yaratan.
ideal
Fikre ve düşünceye ait. Tasavvuri, hayali.
(Fransızca)
Mefkûre. Emel. Gaye. Hayalde tasavvur edilen kemal. Fevkalâde, mükemmel kimse veya şey.
(Fransızca)
ihlas-ı etem / ihlâs-ı etem
En mükemmel bir ihlâs, samimiyet; ibadet ve davranışlarda sadece Allah'ın rızasını gözetme.
ihlas-ı etemm / ihlâs-ı etemm
Mükemmel bir ihlas, samimiyet; ibadet ve davranışlarda sadece Allah'ın rızasını gözetme.
ikmal
Tamamlamak. Bitirmek. Mükemmelleştirmek.
ilm-i ekmel
Tam, eksiksiz ve mükemmel ilim.
iman-ı ekmel
En mükemmel iman.
iman-ı kamil / iman-ı kâmil / îmân-ı kâmil / ا۪يمَانِ كَامِلْ
Mükemmel iman.
Mükemmel îmân.
insan-ı ekmel
En mükemmel insan.
insan-ı kamil / insan-ı kâmil
Mükemmel insan.
intizam-ı ekmel / intizâm-ı ekmel / اِنْتِظَامِ اَكْمَلْ
Çok mükemmel düzen, tertip.
En mükemmel düzen, düzgünlük.
intizam-ı kamil / intizam-ı kâmil
Mükemmel düzenlilik.
intizam-ı kamil-i kainat / intizam-ı kâmil-i kâinat
Kâinattaki mükemmel intizam, düzenlilik.
intizam-ı mutlak
Mutlak, mükemmel düzen.
isbat-ı sani-i vahid ve nübüvvet ve haşir ve adalet / isbat-ı sâni-i vahid ve nübüvvet ve haşir ve adalet
Herşeyi en mükemmel san'atla yaratan Allah'ın birliğinin, peygamberliğin, âhiret ve Mahkeme-i Kübrânın, adalet ve kulluğun ispatı.
ıslahat
Düzeltmeler, tashihler, iyi hale getirme, mükemmelleştirme.
ism-i batın / ism-i bâtın
Allah'ın, bütün varlıkların iç yüzünü ve özellikle canlıların içlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratıp işlettiğini gösteren ismi.
istiare-i bedia / istiâre-i bedia
Güzel istiâre; istiârenin en mükemmel şekli, eşsiz, benzersiz olanı.
istidad-ı kemal / istidad-ı kemâl
Mükemmellik ve olgunluk yeteneği.
istidadat-ı kemal / istidâdât-ı kemâl
Mükemmellik ve olgunluk yetenekleri, çekirdekleri.
istidadat-ı kemaliye / istidâdât-ı kemâliye
Mükemmel yetenekler.
istiğna-yı kemal / istiğnâ-yı kemâl / اِسْتِغْنَايِ كَمَالْ
Mükemmelliğini hiçbir şeye muhtaç olmaması.
Mükemmellikten dolayı hiçbir şeye ihtiyaç duymama.
istikra-i tamm / istikrâ-i tâmm
Tam bir tümevarım, endüksiyon; parçalardan bütüne, fertlerden türlere, olaylardan kanunlara, ilimlerden kâinatın mükemmel olan düzen ve düzenliğine varma yöntemi.
itikad-ı kamil / itikad-ı kâmil
Mükemmel, kusursuz itikad, inanç.
itkan-ı mükemmel
Mükemmel derecede sağlamlık.
itkan-ı san'at
San'atın sağlam, mükemmel ve pürüzsüzlüğü.
izn-i bari / izn-i bâri
Varlıklara biçim verip şekillendiren ve onları mükemmel bir surette yaratan Allah'ın izni.
kabe-i kemalat / kâbe-i kemâlât
Mükemmelliklerin kâbesi, olgunlukların merkezi.
kadir-i zülkemal / kadîr-i zülkemâl
Kudreti herşeyi kuşatan, mükemmellik ve kusursuzluk sahibi Allah.
kamil / kâmil / كَامِلْ
Mükemmel, olgun.
kamil-i mutlak / kâmil-i mutlak
Sınırsız mükemmellik ve kusursuzluk sahibi Allah.
kamil-i ukala / kâmil-i ukalâ
Kemalde olan mükemmel akıl sâhibleri. Akılların kâmili.
kamil-i zülcelal / kâmil-i zülcelâl
Sonsuz mükemmellik ve büyüklük sahibi, Allah.
kamil-i zülcemal / kâmil-i zülcemâl
Sonsuz mükemmellik ve güzellik sahibi Allah.
kamilane / kâmilâne
Mükemmel bir şekilde.
kamilin / kâmilîn / كَامِلِينْ
Mükemmel, olgun olanlar.
kamilin-i nev'-i beşer / kâmilîn-i nev'-i beşer / كَامِل۪ينِ نَوْعِ بَشَرْ
İnsan nev'inin mükemmelleri.
kanun-u tekamül / kanun-u tekâmül / قَانُونُ تَكَامُلْ
İlerleme, mükemmelleşme kanunu.
Mükemmelleşme, olgunlaşma kanunu.
kaşane / kâşâne
Büyük, süslü ve gösterişli ev. Saray. Kışlık, rahat ve mükemmel ev, oda.
(Farsça)
katib-i zülkemal / kâtib-i zülkemâl
Bütün varlıkları bir kitap yazar gibi, mükemmel ve kusursuz bir şekilde yaratan Allah.
kemal / kemâl / كمال / كَمَالْ
Kusursuzluk, mükemmellik.
Olgunluk, mükemmellik, eksiksiz olma, fazîlet.
Olgunluk, mükemmellik.
(Arapça)
Mükemmellik.
kemal ve cemal-i ilahi / kemal ve cemâl-i ilâhî
Allah'ın mükemmellik, kusursuzluk ve güzelliği.
kemal-i adalet / kemâl-i adalet / kemâl-i adâlet / كَمَالِ عَدَالَتْ
Adaletteki mükemmellik.
Adâletin mükemmelliği.
kemal-i akl / kemâl-i akl
Aklın mükemmelliği.
kemal-i aklı / kemâl-i aklı
Aklının mükemmelliği.
kemal-i aşk / kemâl-i aşk
Tam ve mükemmel bir aşk.
kemal-i belagat / kemâl-i belâgat
Hal neyi gerektiriyorsa tam ona göre, mükemmel bir şekilde konuşma.
kemal-i beşeri / kemâl-i beşerî
İnsanın mükemmelleşmesi, olgunlaşması.
kemal-i bizeval / kemâl-i bîzevâl
Yok olmayan mükemmellik, kusursuzluk.
kemal-i cemal / kemâl-i cemâl
Güzellikteki mükemmellik.
kemal-i ef'al / kemâl-i ef'âl
Fiil ve işlerdeki mükemmellik.
kemal-i ehemmiyet / kemâl-i ehemmiyet
Tam ve mükemmel bir önem.
kemal-i esma / kemâl-i esmâ
İsimlerin mükemmelliği.
kemal-i etem / kemâl-i etem
Tam mükemmellik.
kemal-i evsaf / kemâl-i evsâf / كَمَالِ اَوْصَافْ
Vasıf ve özelliklerin mükemmelliği.
Vasıfların mükemmelliği.
kemal-i fıtrat / kemâl-i fıtrat
Yaratılıştaki mükemmellik.
kemal-i hakkaniyet / kemâl-i hakkaniyet
Tam ve mükemmel bir hakkaniyet, gerçeklik.
kemal-i haşmet / kemâl-i haşmet
Mükemmel bir büyüklük ve heybet.
kemal-i hikmet / kemâl-i hikmet
Mükemmel bir hikmet.
kemal-i hikmet ve inayet / kemâl-i hikmet ve inayet
Mükemmel bir hikmet ve düzenlilik.
kemal-i hikmet ve intizam / kemâl-i hikmet ve intizam
Mükemmel bir hikmet ve düzen.
kemal-i hilkat / kemâl-i hilkat / كَمَالِ خِلْقَتْ
Yaratılıştaki mükemmelik, kusursuzluk.
Yaratılış mükemmelliği.
kemal-i hilm / kemâl-i hilm
Yumuşak huyluluğun mükemmel derecede olması.
kemal-i hüsn-ü san'at / kemâl-i hüsn-ü san'at
Mükemmel güzel san'at.
kemal-i içtihad / kemâl-i içtihad
Tam ve mükemmel bir içtihad; dinen kesin olarak belirtilmeyen bir konuda Kur'ân ve hadisten hüküm çıkarma.
kemal-i ihlas / kemâl-i ihlâs
Mükemmel ve kusursuz ihlâs, samimiyet.
kemal-i ihtiram / kemâl-i ihtiram
Kusursuz ve mükemmel saygı, hürmet.
kemal-i ihtişam / kemâl-i ihtişam
Mükemmel heybet, haşmetlilik.
kemal-i ilahi / kemâl-i ilâhî
Allah'ın bütün noksanlıklardan yüce ve en mükemmel sıfatlara sahip olması.
kemal-i ilim / kemâl-i ilim
İlimdeki mükemmellik, mükemmel bilgi.
kemal-i ilmi / kemâl-i ilmî / كَمَالِ عِلْم۪ي
İlmî mükemmellik.
İlmen mükemmellik.
kemal-i iman / kemâl-i iman
Tam ve mükemmel bir iman.
kemal-i imtiyaz / kemâl-i imtiyaz
Bir şeyi mükemmel bir şekilde diğerlerinden ayırma.
kemal-i imtiyaz ve teşhis / kemâl-i imtiyaz ve teşhis
Mükemmel bir seçme ve ayırma.
kemal-i inayet / kemâl-i inâyet
Bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzenliliğin mükemmelliği.
kemal-i inkıyad / kemâl-i inkıyad
Tam ve mükemmel boyun eğme.
kemal-i intizam / kemâl-i intizam
Tam ve mükemmel bir düzen.
kemal-i intizam ve hikmet / kemâl-i intizam ve hikmet
Mükemmel bir düzen ve hikmet.
kemal-i intizam ve itaat / kemâl-i intizam ve itaat
Mükemmel bir düzen ve itaat.
kemal-i intizam ve ıttırad / kemâl-i intizam ve ıttırad
Tam ve mükemmel bir düzen, sistem ve ahenk.
kemal-i intizam ve mizan / kemâl-i intizam ve mizan
Mükemmel bir düzen ve ölçü.
kemal-i istidat ve kabiliyet / kemâl-i istidat ve kabiliyet
İstidat ve kabiliyetin mükemmelliği.
kemal-i istikamet / kemâl-i istikamet
Mükemmel doğruluk, istikamet.
kemal-i iştiyak / kemâl-i iştiyâk / كَمَالِ اِشْتِيَاقْ
Mükemmel bir arzu.
kemal-i itaat / kemâl-i itâat
Tam bir itaat, mükemmel ve kusursuz bir şekilde boyun eğme.
kemal-i itimad / kemâl-i itimad
Mükemmel bir güven.
kemal-i itina / kemâl-i itinâ
Mükemmel seviyede özen gösterme.
kemal-i ittifak / kemâl-i ittifak
Tam ve mükemmel birlik.
kemal-i ittifak ve intizam / kemâl-i ittifak ve intizam
Tam ve mükemmel birlik ve düzen.
kemal-i ittikan / kemâl-i ittikan
Tam bir mükemmellik, kusursuzluk.
kemal-i izah / kemâl-i izah
Tam ve mükemmel bir açıklama.
kemal-i izzet ve şecaat
Mükemmel bir izzet, haysiyet ve kahramanlık.
kemal-i kerem / kemâl-i kerem
Tam ve mükemmel cömertlik.
kemal-i kibriya / kemâl-i kibriyâ
Büyüklük, yücelik ve haşmetin kemâli, mükemmelliği, kusursuzluğu.
kemal-i kudret / kemâl-i kudret / كَمَالِ قُدْرَتْ
Allah'ın kudretinin mükemmelliği.
Kudretin mükemmelliği.
kemal-i kudret ve hikmet / kemâl-i kudret ve hikmet
Allah'ın kudret ve hikmetinin eksiksiz ve mükemmel oluşu.
kemal-i kudret ve san'at / kemâl-i kudret ve san'at
Kudret ve san'atın mükemmelliği.
kemal-i kudret-i ilahiye / kemâl-i kudret-i ilâhiye
Allah'ın kudretinin mükemmelliği.
kemal-i kudsi / kemâl-i kudsî
Kusursuz mükemmellik.
kemal-i merhamet / kemâl-i merhamet
Mükemmel ve kusursuz şefkat.
kemal-i merhamet ve mürüvvet / kemâl-i merhamet ve mürüvvet
Mükemmel bir şefkat ve insanlık.
kemal-i merhamet ve şefkat / kemâl-i merhamet ve şefkat
Mükemmel ve kusursuz merhamet ve şefkat.
kemal-i metanet / kemâl-i metanet
Tam ve mükemmel bir sağlamlık.
kemal-i mevzuniyet / kemâl-i mevzuniyet
Mükemmel bir ölçü ve denge.
kemal-i mizan / kemâl-i mîzan / kemâl-i mîzân / كمَاَلِ م۪يزَانْ
Mükemmel ölçü ve denge.
Mükemmel bir ölçü.
kemal-i mizan ve nizam / kemâl-i mîzan ve nizam
Mükemmel ölçü ve düzen.
kemal-i muhabbet / kemâl-i muhabbet
Mükemmel bir sevgi.
kemal-i münasebet / kemâl-i münasebet
Mükemmel bir uygunluk.
kemal-i mutlak / kemâl-i mutlak / كَمَالِ مُطْلَقْ
Tam bir mükemmellik, kusursuzluk.
Mutlak mükemmellik.
kemal-i muvazenet / kemâl-i muvazenet
Mükemmel denge, ölçü.
kemal-i namütenahi / kemâl-i nâmütenahî
Sonsuz mükemmellik.
kemal-i nimet / kemâl-i nimet
Nimetin tam ve mükemmel olması.
kemal-i nizam / kemâl-i nizam
Mükemmel bir düzen.
kemal-i nizam ve intizam / kemâl-i nizam ve intizam
Mükemmel bir düzen ve tertip.
kemal-i rahmet / kemâl-i rahmet
Tam ve mükemmel şefkat ve merhamet.
kemal-i rahmet ve hikmet / kemâl-i rahmet ve hikmet
Mükemmel ve kusursuz bir rahmet ve hikmet.
kemal-i rahmet ve kerem / kemâl-i rahmet ve kerem
Mükemmel bir ikram, şefkat ve merhamet.
kemal-i rahmet ve merhamet / kemâl-i rahmet ve merhamet
Mükemmel bir şefkat ve merhamet.
kemal-i rububiyet / kemâl-i rububiyet / kemâl-i rubûbiyet
Allah'ın varlıkları terbiye ve idare edişindeki mükemmellik.
Allah'ın bütün varlık âlemini kuşatan mâlikiyet, yaratıcılık ve terbiyesinin mükemmelliği.
kemal-i sabır / kemâl-i sabır
Tam ve mükemmel sabır.
kemal-i sabır ve metanet / kemâl-i sabır ve metanet
Tam ve mükemmel bir sabır ve dayanıklılık.
kemal-i sabır ve şükür / kemâl-i sabır ve şükür
Tam ve mükemmel sabır ve şükür.
kemal-i sadakat / kemâl-i sadakat
Tam ve mükemmel bağlılık; sağlam ve sarsılmaz kalbî bağlılık.
kemal-i sadakat ve ihlas / kemâl-i sadakat ve ihlâs
Tam ve mükemmel bağlılık ve samimiyet.
kemal-i saltanat / kemâl-i saltanat
Saltanatın mükemmelliği, kusursuzluğu.
kemal-i san'at / kemâl-i san'at
San'attaki mükemmellik.
kemal-i san'at ve intizam / kemâl-i san'at ve intizam
Mükemmel san'at ve düzen.
kemal-i san'at ve sıfat / kemâl-i san'at ve sıfat
San'at ve sıfattaki mükemmellik.
kemal-i şebabet / kemâl-i şebâbet
Mükemmel derecedeki gençlik.
kemal-i şecaat / kemâl-i şecaat
Mükemmel derecede kahramanlık, cesaret.
kemal-i şefkat / kemâl-i şefkat
Tam ve mükemmel şefkat.
kemal-i şehamet / kemâl-i şehâmet
Mükemmel derecede akılla bütünleşmiş yiğitlik.
kemal-i selamet / kemâl-i selâmet
Mükemmel bir güvenlilikle.
kemal-i sermedi / kemâl-i sermedî
Sürekli devam eden mükemmellik.
kemal-i şetaret / kemâl-i şetâret
Mükemmel bir özgüven ve görüntü.
kemal-i şevk / kemâl-i şevk / كَمَالِ شَوْقْ
Mükemmel bir şevk.
kemal-i sıdk / kemâl-i sıdk
Tam ve mükemmel doğruluk.
kemal-i sıfat / kemâl-i sıfât / كَمَالِ صِفَاتْ
Vasıf ve özelliklerdeki mükemmellik.
Sıfatların mükemmelliği.
kemal-i şuun / kemâl-i şuûn
Zâtî niteliklerin mükemmelliği; yaratıcılık ve rızık vericilik gibi Cenâb-ı Hakkın Zâtında bulunan kutsal özelliklerin mükemmelliği.
kemal-i tahkik / kemâl-i tahkik
Mükemmel tahkik, araştırma ve inceleme.
kemal-i takdir ve tahsin / kemâl-i takdir ve tahsin
Mükemmel bir takdir ve güzel bulma; çok beğenme.
kemal-i tam / kemâl-i tam
Tam bir mükemmellik, olgunluk.
kemal-i tazim / kemâl-i tâzim
Allah'ın sonsuz büyüklüğünü mükemmel bir şekilde dile getirme. Büyük saygı, hürmet.
kemal-i uluhiyet / kemâl-i ulûhiyet
İbadete ve itaat edilmeye layık olmanın, ilâhlığın mükemmelliği.
kemal-i vüsuk / kemâl-i vüsûk
Gayet mükemmel şekilde kendinden emin.
kemal-i zat / kemâl-i zât / kemâl-i zat / كَمَالِ ذَاتْ
Zâtındaki mükemmellik.
Zatın mükemmelliği.
kemal-i zatı / kemâl-i zâtı
Zâtının mükemmelliği.
kemal-i zati / kemâl-i zâtî / كَمَالِ ذَات۪ي
Allah'ın zâtının mükemmelliği, kusursuzluğu.
Zâtına âit, kendisinden olup başkasından olmayan mükemmellik.
kemal-i zevk
Mükemmel zevk.
kemal-i ziynet / kemâl-i ziynet
Kusursuz ve mükemmel süs.
kemalat / kemalât / kemâlât / كَمَالَاتْ
(Tekili: Kemal) Faziletler, iyilikler, mükemmellikler. Ahlâk ve huy güzellikleri. Terbiyelilik, edeblilik.
Mükemmellikler.
kemalat-ı ahlakiye / kemâlât-ı ahlâkiye
Ahlâkî mükemmellikler, üstün özellikler.
kemalat-ı ahmediye / kemâlât-ı ahmediye
Peygamberimiz Hz. Muhammed'in üstün özellikleri, mükemmellikleri.
kemalat-ı beşeriye / kemâlât-ı beşeriye
İnsanlara ait mükemmellikler.
kemalat-ı fevkalade / kemâlât-ı fevkalâde
Olağanüstü, mükemmel özellikler.
kemalat-ı hakikiye / kemâlât-ı hakikiye
Hakikî, gerçek mükemmellikler ve üstünlükler.
kemalat-ı harika / kemâlât-ı harika
Olağanüstü üstün ve mükemmel özellikler.
kemalat-ı ilahiye / kemâlât-ı ilâhiye
İlâhî mükemmellikler.
kemalat-ı ilmiye / kemâlât-ı ilmiye
İlimdeki mükemmellikler, ilmî yüksek gelişmeler.
kemalat-ı insaniye / kemâlât-ı insaniye
İnsana ait mükemmel ve benzersiz özellikler.
kemalat-ı kibriya / kemâlât-ı kibriyâ
Cenab-ı Allah'ın büyüklüğünün mükemmelliği.
kemalat-ı kudsiye / kemâlât-ı kudsiye
Noksanlıklardan uzak mükemmellikler.
kemalat-ı maneviye / kemâlât-ı mâneviye
Mânevî mükemmellikler, üstünlükler.
kemalat-ı medeniyet / kemâlât-ı medeniyet
Medeniyetin mükemmellikleri, üstünlükleri.
kemalat-ı muhabbet / kemâlât-ı muhabbet
Sevginin mükemmellikleri.
kemalat-ı muhammediye / kemâlât-ı muhammediye
Hz Muhammed'e (a s m ) mahsus mükemmellikler, faziletler.
kemalat-ı rububiyet / kemâlât-ı rububiyet
Rablığın, ilâhî terbiyenin mükemmellikleri ve kusursuzluğu.
kemalat-ı san'at / kemâlât-ı san'at
San'attaki mükemmellikler.
kemalat-ı sübhaniye / kemâlât-ı sübhâniye
Bütün eksikliklerden yüce olan Allah'ın sonsuz mükemmellikteki sıfatları, nitelikleri.
kemalat-ı vücud / kemâlât-ı vücud
Varlığın olgunlaşma, mükemmelleşme noktaları.
kemalat-ı zatiye / kemâlât-ı zâtiye
Zâtında olan mükemmellikler.
kemali / kemâlî / كَمَال۪ي
Mükemmelliğe ait.
kemalin kemali / kemâlin kemâli
Mükemmellik ve kusursuzluğun zirvesi, en mükemmel seviyesi.
kemalin vücudu / kemâlin vücudu
Mükemmelliğin, olgunluğun varlığı.
kitab-ı ekmel
En mükemmel kitap, Kur'ân.
kudret-i kamile / kudret-i kâmile
Allah'ın mükemmel güç ve iktidarı.
kuvvet-i kamile / kuvvet-i kâmile
Mükemmel güç, kıvam ve zirvesinde olan güç.
lübahıye
Mükemmel hilkatli kadın.
lütuf ve inayet-i bari / lütuf ve inâyet-i bâri
Varlıklara biçim verip şekillendiren ve onları mükemmel bir şekilde yaratan Allah'ın lütuf ve yardımı.
ma'den-i tekemmül / مَعْدَنِ تَكَمُّلْ
Mükemmelleşme kaynağı.
maden-i kemalat / maden-i kemâlât
Mükemmellikler mâdeni, kaynağı.
maden-i tekemmül
Mükemmelliğe ulaşma kaynağı.
makine-i alem / makine-i âlem
Bir makine gibi mükemmel bir şekilde çalışan âlem, dünya makinesi.
manzume-i kainat / manzume-i kâinat
Kâinat sistemi; son derece mükemmel bir denge ve düzen içinde işleyen kâinat.
matbah-ı şahane
Şahane, mükemmel mutfak.
mazhar-ı ekmel
En mükemmel şekilde bir özelliği üzerinde yansıtan.
medar-ı kemal / medar-ı kemâl / مَدَارِ كَمَالْ
Mükemmellik sebebi.
Mükemmellik sebebi.
Mükemmellik sebebi.
medar-ı kemalat / medar-ı kemâlât
Mükemmellik sebebi, vesilesi.
mehasin-i kemalat / mehasin-i kemâlât
Olgunluk ve mükemmelliklerin güzellikleri.
menba-ı kemalat / menba-ı kemâlât
Mükemmelliklerin kaynağı.
meratib-i kemalat / merâtib-i kemâlât
Fazilet ve mükemmellik mertebeleri.
meratib-i saadet ve kemalat / merâtib-i saadet ve kemâlât
Mutluluk ve mükemmellik dereceleri.
merhamet-i şahane
Mükemmel merhamet, bağış, ihsan.
mertebe-i kemal / mertebe-i kemâl
Olgunluk, mükemmellik mertebesi.
mertebe-i kemalat / mertebe-i kemâlât
Mükemmellik mertebesi, derecesi.
mevsuf-u zülkemal / mevsûf-u zülkemâl
Sonsuz kemâl sahibi ve mükemmel sıfatlarla vasıflanan Allah.
meyl-i tekemmül / مَيْلِ تَكَمُّلْ
Gelişme, mükemmelleşme eğilimi.
Mükemmelleşme meyli.
meylü'l-istikmal / meylü'l-istikmâl
Mükemmelliğe doğru ilerleme ve gelişme eğilimi.
meylü't-tekemmül
Mükemmelleşme meyli.
meyve-i ekmel
En mükemmel meyve, netice.
miktar-ı muntazama
Mükemmel ve muntazam ölçü, miktar.
mizan-ı kemal / mizan-ı kemâl
Mükemmellik ölçüsü.
muallim-i ekmel
En mükemmel öğretmen.
muhakkik-i kamil / muhakkik-i kâmil
Gerçekleri mükemmel bir şekilde araştıran ve bilen âlim.
muhit-i enfüsi / muhit-i enfüsî
Kapsamlı olan kendi dünyası; kâinattaki bütün mükemmelliklerin ve olgun hâsiyetlerin kapsamlı bir nümunesi hükmünde olan kendi zâtı ve iç dünyası.
mükellef
Bir şeyi yapmağa mecbur olan. Vazifeli. Muvazzaf.
Bir şeyi ödemeğe mecbur olan.
Mükemmel hazırlanmış, külfetle süslenmiş olan.
mükemmelen / مكملا
Mükemmel bir biçimde.
En iyi ve mükemmel bir şekilde.
Mükemmel ve tam olarak.
Tam olarak, mükemmel olarak.
(Arapça)
mükemmeliyet / مكمليت
Mükemmellik, tamamlık.
Mükemmellik.
(Arapça)
mükemmeliyet-i hilkat
Yaratılıştaki mükemmellik.
münafi-i kemal / münâfi-i kemâl
Mükemmelliğe aykırı.
münhasif
(Husuf. dan) İnhisaf eden, sönükleşen, daha mükemmel bir şeyin yanında sönük kalan. Değersiz. Gölgelenmiş.
mürşid-i ekmel / مُرْشِدِ اَكْمَلْ
En mükemmel rehber, doğru yol gösteren.
En mükemmel rehber.
mürşid-i kamil / mürşid-i kâmil / مُرْشِدِ كَامِلْ
Mükemmel rehber.
musannıf
Herşeyi istediği surette ve mükemmel bir şekilde sınıflandıran, düzenleyen Allah.
musattem
Mükemmel, olgun, tam.
müstevfa
(Müstevfi) (Vefa. dan) Yeter, yetişir, kâfi derecede, yeteri kadar.
Tam, mükemmel.
mütekamil / mütekâmil
Olgun, mükemmel.
nakş-ı ekmel
En mükemmel nakış.
namus-u tahavvül ve tekamül / namus-u tahavvül ve tekâmül
Dönüşüm ve mükemmelleşme kanunu, yasası.
nazım / nâzım
Her şeyi en mükemmel şekilde düzenleyen, tanzim eden Allah.
nizam-ı ekmel / نِظَامِ اَكْمَلْ
En mükemmel ve eksiksiz düzen.
En mükemmel düzen.
nizam-ı ekmel-i kasdi / nizam-ı ekmel-i kasdî
Bilerek kasten plânlanmış olan en mükemmel düzen.
nizam-ı kamil-i kainat / nizam-ı kâmil-i kâinat
Kâinattaki mükemmel düzen.
nokta-i kemal / nokta-i kemâl / نُقْطَۀِ كَمَالْ
Mükemmellik noktası.
Mükemmellik noktası.
nur-u kemal / nur-u kemâl
Mükemmellik nuru.
pürkemal / pürkemâl
Mükemmelliklerle dolu.
rabb
Varlıkları eksik bir hâlden mükemmel bir hâle doğru götürürken bütün ihtiyaçlarını veren Allah.
rahim-i zülkemal / rahîm-i zülkemâl
Sonsuz mükemmellik ve sınırsız rahmet sahibi olan Allah.
rahman-ı zülkemal / rahmân-ı zülkemâl
Sonsuz mükemmellik ve merhamet sahibi olan Allah.
rehber-i ekmel / رَهْبَرِ اَكْمَلْ
En mükemmel rehber.
En mükemmel rehber.
rehber-i kemalat / rehber-i kemâlât
Mükemmellikleri, güzellikleri gösteren rehber.
rıza-yı bari / rıza-yı bârî
Varlıklara biçim verip şekillendiren ve onları mükemmel bir surette yaratan Allah'ın rızası.
rububiyet / rubûbiyet
İlâhî terbiye, Allahın bütün varlıkları eksik bir hâlden mükemmel bir hâle doğru götürmesi, bu esnada her nevi ihtiyaçlarını vermesi ve onları emrine itaat ettirmesi.
rububiyet-i sani
Herşeyi mükemmel ve san'atlı bir şekilde yaratan Allah'ın bütün mahlûkatı besleyip terbiye etmesi, idaresi ve egemenliği altında bulundurması.
rububiyetperver
Terbiye etmeyi ve olgunlaştırıp mükemmelleştirmeyi seven.
rüşd ü irşad
Rüşd ve irşad. Doğru yola sevketmenin mükemmeliyeti. İslâmiyeti en mükemmel şekilde öğretmek.
rüşd-ü irşad
Mükemmel bir şekilde doğru yola sevk etmek.
şahane
Çok güzel, mükemmel.
sahife-i kemalat / sahife-i kemâlât
Mükemmellikler sayfası.
saltanat-ı şahane
Son derece güzel ve mükemmel saltanat.
san'atkar / san'atkâr
Herşeyi san'atlı ve mükemmel bir şekilde yaratan Allah.
sani' / sâni'
Herşeyi mükemmel bir san'atla yaratan Allah.
sani-i ebedi / sâni-i ebedî
Varlığının sonu olmayan ve herşeyi mükemmel bir san'atla yaratan Allah.
sani-i ezeli / sâni-i ezelî
Varlığının başlangıcı olmayan ve herşeyi san'atlı ve mükemmel bir şekilde yaratan Allah.
sani-i kadim-i ezeli / sâni-i kadîm-i ezelî
Varlığının başlangıcı ve sonu olmayan ve her şeyi san'atlı ve mükemmel bir şekilde yaratan Allah.
sani-i kainat / sâni-i kâinat
Kâinatı ve herşeyi mükemmel bir sanatla yaratan Allah.
sani-i musavvir / sâni-i musavvir
Herşeyi istediği surette, mükemmel ve sanatlı bir şekilde yapan Allah.
sani-i rahman / sâni-i rahmân
Sonsuz şefkatiyle yaratıklarını esirgeyip rızıklandıran ve herşeyi mükemmel birşekilde san'atlı olarak yaratan Allah.
sani-i semi ve basir / sâni-i semî ve basîr
Her şeyi işiten ve gören ve her şeyi sonsuz mükemmellikteki san'atlarla yaratan Allah.
şart-ı kemal / şart-ı kemâl
Mükemmellik, olgunluk şartı.
şefkat-i rahimane / şefkat-i rahîmâne
Çok mükemmel bir şefkat ve merhamet duygusu.
şems-i kemalat / şems-i kemâlât / شَمْسِ كَمَالَاتْ
Kemâlât güneşi, her türlü mükemmelliğin kaynağı.
Mükemmellikler güneşi.
sıfat-ı kemal / sıfât-ı kemâl
Eksiksiz ve mükemmel olma sıfatı.
sıfat-ı kemaliye / sıfât-ı kemâliye
Allah'ın her türlü kusur ve eksiklikten uzak olan mükemmel sıfatları, nitelikleri.
şimendifer-i kemalat / şimendifer-i kemâlât
Kemâlât treni, olgunluk ve mükemmellikler treni.
sırr-ı kemal / sırr-ı kemâl
Mükemmellik sırrı.
sübhan
Eksikliklerden uzak ve mükemmel sıfatlar sahibi olan Allah.
tabakat-ı hüsün ve cemal ve fazl ve kemal / tabakat-ı hüsün ve cemâl ve fazl ve kemâl
Güzellik, üstünlük ve mükemmellik tabakaları.
tabakat-ı kümmelin-i insaniye / tabakat-ı kümmelîn-i insaniye
Mükemmel insan tabakaları, grupları.
tamam-ı mizan
Tam ve mükemmel ölçü, denge.
tamamen
Büsbütün, eksiksiz ve tam olarak, mükemmel biçimde.
tarik-i kemalat / tarîk-i kemâlât
Mükemmelleşme yolu.
tecelliyat-ı cemal ve kemalat / tecelliyât-ı cemal ve kemâlât
İlâhî mükemmelliklerin ve güzelliklerin yansımaları.
tecelliyat-ı cemaliye ve celaliye ve kemaliye / tecelliyât-ı cemâliye ve celâliye ve kemâliye
Allah'ın güzellik ve yücelik ve mükemmellikle ilgili sıfatlarının yansımaları.
tecelliyat-ı kemal / tecelliyât-ı kemâl
Mükemmelliklerin tecellîleri, yansımaları.
tegafül-ü ani's-sani / tegafül-ü ani's-sâni
Varlıkları mükemmel san'atlarla yaratan Allah'tan gaflet etmeye çalışma, Onu görmezlikten gelme.
tekamül / tekâmül / تَكَامُلْ
Mükemmelleşme.
tekemmül / تَكَمُّلْ
Mükemmelleşme, olgunlaşma.
Mükemmelleşme.
tekemmül eden
Mükemmelleşen.
tekemmül etmek
Mükemmelleşmek, olgunlaşmak.
tekemmül-ü hayat
Hayatın mükemmelleşmesi, tamamlanması, gelişmesi.
tekemmül-ü mebadi / tekemmül-ü mebâdî
Alt yapının gelişmesi; bir şeyin başlangıç prensiplerinin ve temellerinin zaman içinde gelişmesi, mükemmeleşmesi.
Bir şeyi netice veren ilk unsur ve sebeblerin ibtidailikten mükemmelliğe doğru gitmesi.
tekemmülat-ı insaniye / tekemmülât-ı insaniye
İnsana ait mükemmellikler, ilerlemeler.
tekemmülat-ı ruhiye / tekemmülât-ı ruhiye
Ruha ait mükemmelleşmeler, ilerlemeler.
tekmil etme
Tamamlama, en mükemmel hâle getirme.
tekmil-i izah
Tamamlama, mükemmel açıklama.
tertib-i mahlukat / tertib-i mahlûkat
Varlıkların mükemmel bir düzenlemeyle yaratılması.
ubudiyet-i kamile / ubûdiyet-i kâmile
Mükemmel kulluk vazifesi.
ubudiyet-i mahza / ubûdiyet-i mahzâ
Tam ve mükemmel kulluk.
ubudiyet-i muhammediye
Hz. Muhammed'in mükemmel kulluk ve ibadeti.
ücret-i kemal / ücret-i kemâl
Varlıkların değişip mükemmelleşerek bir tür ücret kazanması.
vahdet-i vücut
"Allah'ın varlığı o kadar mükemmeldir ki, diğer varlıklar Ona göre bir gölge gibidir ve ‘varlık' adını almaya lâyık değiller" tarzında, Allah'tan başka varlıkları âdeta inkar eden bir tasavvufî görüş.
vahdetü'l-vücud
"Allah'ın varlığı o kadar mükemmeldir ki, diğer varlıklar Ona göre bir gölge gibidir ve varlık adını almaya lâyık değildirler" şeklinde bir görüş; Allah'tan başka varlıkları yok saymak.
vahdetü'l-vücud ehli
"Allah'ın varlığı o kadar mükemmeldir ki, diğer varlıklar Ona göre bir gölge gibidir ve ‘varlık' adını almaya lâyık değiller" tarzındaki tasavvufî görüş sahipleri.
vefi
Vefalı.
Tam, mükemmel. Kifayet eden. Bol olan.
velayet-i kamile / velâyet-i kâmile
Mükemmel velilik; kulluk noktasında mânevî mertebeleri aşarak Allah'ın yakınlığını ve dostluğunu elde etme mükemmelliği.
zat-ı cemil-i zülkemal / zât-ı cemîl-i zülkemal
Sonsuz mükemmellik ve güzellik sahibi Allah.
zat-ı ekmel / zât-ı ekmel
Mükemmel, olgun ve üstün zât, kimse.
zat-ı zülcemal ve kemal / zât-ı zülcemâl ve kemâl
Sonsuz güzellik ve mükemmellik sahibi olan Zât, Allah.
zat-ı zülkemal / zât-ı zülkemâl
Sonsuz mükemmellik sahibi Zât, Allah.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
tazyikat
Sikke-i hikmet
mucib-i hayret
câriyâr
hutta
Mucemmed
tagallüb
perestiş
mukinun
LİVA
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Mukemmel
Ahalis
bronz
Bencil
Heyeman
Tanesi
inda
Feyz bulma
rufai
yumaş