be'sa

• Fakirlik, muhtaçlık ve benzerleri.

fakr

• İhtiyaç, yoksulluk.
• Azlık, muhtaçlık.
• Cenab-ı Hakk'a karşı fakrını, ihtiyacını hissetmek.
• Tas: Kendisindeki bütün her şeyin Allah'a âit olduğunu bilmek.

• Yoksulluk, muhtaçlık.

fakr-i hal

• Fakirlik, muhtaçlık.

fakr-pişe / fakr-pîşe

• Fakirliğe alışmış, fakirlik içinde, muhtaçlık içinde. (Farsça)

• Fakirlik, muhtaçlık.

hacet / hâcet

• (Çoğulu: Hâcât) İhtiyaç, lüzum, muhtaçlık.

hacet-mendi / hâcet-mendî

• Muhtaçlık, ihtiyaçlı olma. (Farsça)

muhtaciyet

• İhtiyaç sahibi olmak. Muhtaçlık, fakirlik, sefalet, yoksulluk.

münezzeh

• Kusur, eksiklik ve muhtâçlıktan uzak. Allahü teâlânın noksan sıfatlardan uzak olduğunu bildirmek için kullanılan bir tâbir.

niyazkarane / niyazkârâne

• Yalvararak, niyaz ederek.
• Muhtaç olarak, muhtaçlıkla.

sefil

• Sefalet çeken, muhtaçlık içinde olan. Çok sıkıntıda bulunan.
• Uslu huy sahibi.

zarurat

• (Tekili: Zaruret) Zaruretler. Sıkıntı ve muhtaçlıklar.

zaruret

• Çaresizlik. Muhtaçlık. Sıkıntı. Yoksulluk.