LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Miyer ifadesini içeren 20 kelime bulundu...

humud

  • Düşme. Zayıflama.
  • Sâkin olmak. Soğumak. Ateş sönmiyerek alevi azalmak.
  • Bayılmak ve kendini kaybetmek.
  • Ne helâle, ne de harama iştihası olmamak.

iare

  • Emaneten vermek. Bir malın kullanılmasından karşılık istemiyerek meccanen başkasına vermek.

icaa

  • (Cu. dan) Yemek içmek için hiçbir şey vermiyerek aç bırakma.

ikrah

  • İğrenmek. Tiksinmek. Bir işi istemiyerek yapmak.
  • Birine zorla iş yaptırmak veya muamele yapmak.

ikrahen

  • İstemiyerek, tiksinerek. Zorlanarak.

izzet-i nefis

  • Zillete düşmiyerek şeref ve haysiyeti muhafazaya çalışmak. Vakar.

kazaen

  • Kaza olarak, tesadüfen. İstemiyerek. Bilerek değil. Beklenmedik halde.

kerahet

  • İğrenme, iğrençlik, mekruh oluş. İslâmiyetçe iyi sayılmayan şey.
  • İstenmiyerek, zorla.
  • Fık: Şer'an yapılmaması sevablı ve hayırlı olan bir şeyin terk edilmeyip yapılması.

keraheten

  • Kerahet olarak, makbul olmayarak, istenmiyerek.

kerhen

  • İstemiyerek, tiksinerek, zoraki.

küfr-i mutlak

  • Hiç bir imâni hükmü olmamak, dine âit hiç bir hakikatı, Allah'ın varlığına âit hiç bir delili kabul etmemek. İhsan ve inayet-i İlâhiyyeye karşı şükür etmiyerek fiilen ve kavlen inkâr etmek. ("Neuzü billâh" dine söğmek gibi) Küfr-ü icabettiren bazı çirkin sözlere de "küfür" denilmiştir.

lakaydane / lâkaydane

  • Kayıtsız ve alâkasızca. Mühimsemiyerek.

mücehhelen

  • Bilinmiyerek, mücehhel olarak.

mülabese / mülâbese

  • Benzer şeylerin ayırt edilemiyerek birbirine karıştırılması.
  • Münasebet, yakınlık.

munzalim

  • Kendi isteğiyle veya istemiyerek zâlimin zulmüne boyun eğen.

müsahele

  • İşi sıkı tutmayıp gevşeklik göstermek. Kolaylaştırarak, kıymet vermiyerek tutmak.

müteseyyibane / müteseyyibâne

  • Kayıtsız davranarak, aldırış etmiyerek, duymazdan gelerek. (Farsça)

takriri sünnet / takrirî sünnet

  • Hazret-i Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ın, sahabelerinden birinin söylediğini veyahut işlediğini gördüğü halde, onu menetmiyerek sükût buyurmaları.

tav'an ev kerhen

  • İster istemez. İsteyerek olsun yahut istemiyerek olsun.

tereddüd

  • Kararsızlık. Bir mes'ele hakkında karar veremiyerek şüphede kalmak.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın