REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Mili ifadesini içeren 22 kelime bulundu...

devam

  • Bir halde bulunma, sürekli olma, daimîlik.
  • Bir işe veya bir memuriyete gidip gelme.
  • Sebat.

halisiyet / hâlisiyet

  • Samimilik.

haramilik

  • Tar: Akıncı kumandanının iştirak etmediği ufak kuvvetler tarafından düşman memleketlerine yapılan akınlar. Bu akınlara yüz ve daha fazla akıncı iştirak ederdi. Akıncı kuvvetleri yüzden az olduğu takdirde "çete" ismini alırlardı. Büyük akınlarda olduğu gibi haramilik suretiyle yapılan akınlarda da al

hikmet-i amme / hikmet-i âmme / حِكْمَتِ عَامَّه

  • Yaratılıştaki asıl maksat ve faydanın umûmîliği.

hulusiyet / hulûsiyet

  • Halislik, samimilik, temizlik.

kamil-i ukala / kâmil-i ukalâ

  • Kemalde olan mükemmel akıl sâhibleri. Akılların kâmili.

külliye

  • (Külliyet) Bütünlük, umumilik, genellik.
  • Bolluk, çokluk, ziyadelik.
  • Tar: Osmanlı İmparatorluğu zamanında Arap vilâyetlerinde bazı medreselere, üniversite karşılığı verilen ad.

külliyet / كُلِّيَتْ

  • Umûmilik.

melami / melâmî

  • Kınanmış, melamilik tarikatından olan.

mikron

  • Metrenin milyonda biri. Milimetrenin binde biri. (Fransızca)

mil-i bahri / mil-i bahrî

  • İngiliz deniz mili. (1852 metre)

mil-i berri / mil-i berrî

  • Kara mili. (1609 metre)

mülazım

  • Bir kimseye bağlı gibi olan.
  • Maaşsız acemilik hizmeti.
  • İlmiyyede: Medrese tahsilini bitirip icazet alan. Stajyer.
  • Eskiden askerlikte yüzbaşıdan aşağı rütbelerin derecesi, ünvanı.

resmiyet

  • Resmîlik. Resmî olmaklık.
  • Resmilik.
  • Resmîlik.
  • Bk. resmiyyet.
  • Resmiyete dökmek: Resmîleştirmek, resmîlik kazandırmak.

resmiyyet / رسميت

  • Resmîlik. (Arapça)

sermediyet / سَرْمَدِيَتْ

  • Dâimîlik.

sermediyet-i hakimiyet / sermediyet-i hâkimiyet / سَرْمَدِيَتِ حَاكِمِيَتْ

  • (Allah'ın) hükmediciliğinin dâimîliği.

sıdk

  • Doğruluk, doğru söz, samimilik, bağlılık.

şirhar

  • Tar: Acemiliğe alınmayan veya sayısı beşten az olan esirlerden bir kısmı. Pencik kanuni hükümlerine göre esirler: Şirhâr, beççe, gulamçe, gulâm, sakallı ve pir olmak üzere sınıflara ayrılır ve bu tertibe göre vergiye tâbi tutulurdu. Üç yaşına kadar olan çocuklara, süt emen mânâsına gelen şirhâr; üç (Farsça)

ümmiyet / ümmîyet

  • Ümmilik.

ümmiyyet / اميت

  • Ümmîlik, hiç okuma yazma bilmeyen. (Arapça)

umumiyet

  • Umumilik, genellik.
  • Bir şeyin herkese âit olması. Umumilik.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın