Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
MEN
kelimesini içeren
80
kelime bulundu...
azam-ı menfaat / âzam-ı menfaat
Menfaatin en büyüğü.
benefş
Menekşe rengi, mor renk.
(Farsça)
benefşe / بنفشه
Menekşe.
(Farsça)
benefşe-gun / benefşe-gûn
Menekşe renkli, mor renkli. Gökyüzü.
(Farsça)
benefşe-zar / benefşe-zâr
Menekşe tarlası, menekşe bahçesi, menekşelik.
(Farsça)
benefsec
Menekşe.
bevb
Menetmek.
bi-tail / bî-tail
Menfaatsiz, faydasız. İşe yaramaz, boşuna.
(Farsça)
butin
Menazil-i Kamer'den üç yıldız.
celb-i menafi / celb-i menâfi
Menfaatlerin celbedilmesi; yarar sağlama, çıkar elde etme.
celb-i menfaat
Menfaat celbedici, çekici, fayda sağlayıcı.
cerr-i magnem
Menfaat celbetmek.
dalkavuk
Menfaati için hoş görünmeye çalışan, yağcılık ve soytarılık eden.
derh
Men etmek, engel olmak.
destar-çe
Mendil.
(Farsça)
diriğ buyurma / dirîğ buyurma
Men etme, uzak tutma.
esadd
Menedici.
faziz / fazîz
Meni denilen sıvı.
firfir / firfîr
Menekşe.
hacb
Men'etme. Mahrum etme.
hafv
Men etmek, mâni olmak, engel olmak.
hasv
Men etmek, engel olmak.
icham
Men'etmek, engel olmak.
icyam
Men'etmek, engel olmak.
intisab / intisâb
Mensûb olma, bağlanma. Bir işe, bir mesleğe girme. Bir mürşîd-i kâmile (rehbere) bağlanma, talebe olma.
intisap etme
Mensup olma, bağlanma.
ısdad
Men'etmek, engel olmak, geri döndürmek.
istismar / istismâr
Menfaatine alet etme.
ittihad-ı menafi'
Menfaatlerin bir ve ortak oluşu. İş birliği.
kad'
Men etmek, engel olmak.
kamez
Menfaatsiz, hor hakir nesne.
kat'-ı intisap
Mensubiyet bağını kesme.
kefkefe
Men'etmek, engel olmak.
kibs
Menzil, mekân.
leslese
Men'etmek, engel olmak.
maan
Menzil, mekân.
maden-i menfaat
Menfaat kaynağı.
makşuvv
Men' ve kahrolmuş. Tab'ından çıkarılmış.
mani' / mâni'
Men'eden. Geri bırakan. Esirgeyen. Engel. Özür.
mania / mânia
Men'eden şey. Engel. Özür. Zorluk.
me'haz
Menba'. Bir şeyin alındığı, çıkarıldığı yer. Bir şeyin aslının alındığı kaynak.
mehatt
Menzil, konak.
memnu / memnû
Men edilmiş, yasaklanmış.
menafi / menâfî
Menfaatler.
menafi' / menâfi' / منافع
Menfaatler, çıkarlar, yararlar.
(Arapça)
menakıb / menâkıb / مناقب
Menkıbeler, övünülecek vasıflar.
Menkıbeler. Velîlerin, Allahü teâlânın sevgili kullarının güzel iş, hareket, söz ve kerâmetlerini konu edinen hikâye ve hâtıralar, bu hususta yazılmış kitapları. Menkabenin çokluk şeklidir.
Menkıbeler, övgüye değer özellikler.
(Arapça)
menazil
Menziller; yerler, mekânlar.
mendubiyet / mendûbiyet
Mendupluk.
menemen hadisesi / menemen hâdisesi
Menemen Olayı.
menfaatdar / menfaatdâr
Menfaat ve fayda gören.
(Farsça)
menfaatperest / مَنْفَعَتْپَرَسْتْ
Menfaatına çok düşkün.
Menfaatine düşkün.
menfaattar
Menfaatli.
mensubin / mensubîn / mensûbîn / منصوبين
Mensup olanlar, bağlı olanlar.
Mensuplar.
(Arapça)
mensubiyet / منصوبيت
Mensup olmak, bağlı ve ait olmak.
Mensup olma, bağlı olma.
(Arapça)
mensubiyyet
Mensubluluk, ilgili, bağlı oluş. Alâkalı bulunuş.
menuat
Men'etmeler. Yasaklar.
merhale
Menzil, konak. İki konak arası. Bir kimsenin bir günde yürüdüğü yol.
meşuş
Mendil.
mimha
Meni silmeye mahsus bez parçası.
müdahin / müdâhin
Menfaat için yüze gülen, yağcılık ve dalkavukluk yapan; dalkavuk.
muharede
Men'etmek, engel olmak.
mükadere / mükâdere
Men'etmek, engel olmak. Reddetmek, kabul etmemek.
müntesib / منتسب
Mensup, intisab etmiş.
(Arapça)
müttefik-ul menfaa
Menfaatleri bir olan, birleşen.
neayim
Menazil-i kamerden dört nurlu yıldızın adı.
nech
Men' ve reddetmek.
nedh
Men'etmek, engel olmak.
nezel
Menzil, mekân.
nezil
Menzil, mekân.
nifa'
Menfaat, fayda.
nutfe / نُطْفَه
Meni.
Meni.
sabn
Men'etmek, engel olmak.
safih
Men eden, engel olan.
sevda-i menfaat
Menfaat hevesi.
sevk-i menfaat
Menfaatin yöneltmesi, yönlendirmesi.
sudud
Men'etmek, engel olmak.
tahacüz
Men'edişmek, karşılıklı engel olmak.
tenkih-ül menat
Menatın, yani illetin ayıklanması. Usul-ü Fıkhın kıyas bahsine ait bir ıstılahtır. Kıyasın dört rüknünden biri olan illetin, diğer benzeri hususiyetlerden ayıklanmasıdır. Şöyle ki: Şâri (Allah C.C.) bir hükmü bir sebebe bina eder. Fakat o illetle beraber hükme te'siri olmayan birçok özellikler de bu
tenkihü'l-menat
Menatın (illetin) ayıklanması; kıyasın dört esasından biri olan illetin, hükümle ilgisi olmayan yabancı unsurlardan ayıklanması.
zeyd
Men'etmek, reddedip gidermek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
mükedder
natura
rüzum
duçar
ferid-i asru'z-zaman
ail
terdad
Nemas
bimar
burcas
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
MEN
Şin
Mevsim
SIZLANMA
Serden geçmek
Bi hakikat
sevgili
stand
Mutlu etmek
Orosp