LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te MECNUN ifadesini içeren 20 kelime bulundu...

eles

  • Hâinlik yapmak. Hıyanet etmek.
  • Mecnun olmak.

irsad

  • Gözetlemek.
  • Hâzır ve âmâde eylemek.
  • Mükâfat vermek.
  • Edb: Secili ve kâfiyeli bir cümlede ses uyumundaki ana sesi önce tanıtıp, ondan sonra gelecek kelimeyi tanıtma sanatıdır. Meselâ:Elemin Kays'a kıyas etme din-i mahzunun, Yok idi aklı ne derdi var idi Mecnunun. (Baki)

kays

  • Leylâ ile Mecnun hikâyesinin erkek kahramanı olan Amirinin adı.
  • Süngü miktarı.
  • Leylâ'ya âşık olan Mecnun'un adı.

leyla / leylâ

  • Çok karanlık gece.
  • Arabi ayların son gecesi.
  • Leylâ ile Mecnun hikâyesinin kadın kahramânı.
  • Leylâ ile Mecnun hikâyesinin kadın kahramanı.

mahmum

  • Hummaya, sıtmaya tutulmuş. Sıtmalı olan. Ateşli olan. Mecnun. Saçma sapan konuşan.

mahnun

  • Sar'alı. Cin taifesi dokunmuş hasta. Mecnun.

mecane

  • Ne bulursa sakınmadan yapmak. Mecnunluk.

mecanin / mecânîn / مجانين

  • Mecnunlar. Deliler.
  • Mecnunlar, çılgınlar. (Arapça)

mecenne

  • Kalkan, siper.
  • Delilik, mecnunluk, divanelik.

mecnunane

  • Delice, divanece. Mecnunlara ve delilere yakışır surette. (Farsça)

mecnuniyet

  • Delilik. Mecnunluk.

meczub

  • Başkasının te'siri ile hareket hâlinde olan. Cezbedilmiş. Aklı gitmiş olan. Aşk-ı İlahî ile kendinden geçmiş.
  • Deli. Divane. Mecnun.

meczube / meczûbe

  • Cezbeye tutulmuş, İlâhî aşkla aklî dengesi değişmiş kadın, mecnun.

meczubin / meczubîn

  • (Tekili: Meczub) Meczublar. Deliler, mecnunlar. Cezbeye gelmiş olanlar.

medrus

  • Eskimiş elbise.
  • Deli, mecnun.
  • Ders olarak okunmuş.

meftun

  • Fitne ve belâya tutulmuş olan. Âşık. Mecnun.
  • Cünun. Fitne.

mütecennin

  • (Cünun. dan) Delirmiş, çıldırmış. Mecnun.

mütecenninane / mütecenninâne

  • Çıldırmışcasına, delicesine, mecnuncasına, delirerek. (Farsça)

neşr

  • Neşretmek, yaymak, bir haberi fâşetmek, herkese duyurmak, şâyi kılmak.
  • Başıboş cemaat.
  • Bulutlu günde yel esmek.
  • İzhar etmek.
  • Katetmek.
  • Mecnun veya hastaya duâ yazmak veya okumak.

şeyda / şeydâ / شيدا

  • Mecnun. (Farsça)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın