REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Kıldan ifadesini içeren 27 kelime bulundu...

ahbiye

  • (Tekili: Hıbâ) Kıldan yapılmış göçebe çadırı.
  • Keçe ve kıldan yapılan evlerde konup göçen Türkler.

fustat

  • Kıldan yapılmış büyük çadır.
  • (Fistat) Göçebelerin kıldan yapılan çadırı. Büyük çadır.
  • Kapıya asılan perde.
  • Cemaat.
  • Kıldan yapılan büyük çadır.

göynük

  • Arpa torbası.
  • Ufak süt kabı.
  • Kıldan yapılmış yoğurt torbası.

halife

  • (Çoğulu: Havâlif) Türklerin kıldan veya keçeden yaptıkları çadırların direği, çadır direği.

hayal

  • (Çoğulu: Hayâlât) Zihnen tasarlanan şey. Hakikatı bilinmeyip akılla tasarlanan veya gölgeli görünen şey.
  • Asıl olmayan ve akıldan geçen fikir.

hıls

  • (Çoğulu: Ahlâs) Yünden veya kıldan yapılan ve palas denilen döşek.
  • Büyük ve kuvvetli olan dişi deve.

hulb

  • Domuz kılı. Kalın kıl. Yele kılı.
  • Kıldan yapılmış kalem, kıl fırça.

hulya

  • Kuruntu. Hayal. Vehim. Olmıyan bir şeyi düşünerek yaşamak. Akıldan geçen ve matmah-ı nazar olan husus. (Farsça)

huslet

  • Kıldan bükülmüş nesne.

ifsah

  • Unutmak. Akıldan çıkarmak. İhmal etmek.

istib'ad / istib'âd

  • Uzaklaşma. Uzak görme, ihtimal vermeyiş, olmayacak sanma, akıldan uzak görme.
  • Yakıştırmayış.
  • Akıldan uzak görme.

istibad / istibâd

  • Akıldan uzak görme.

kariha

  • Fikir kabiliyeti. Zihin kudreti. Düşünme istidadı.
  • Akıldan hâsıl olan fikirler. Her şeyin evveli.
  • Kuyudan çıkarılan ilk su.

kızıl

  • t. Kırmızı, alrenk.
  • Kıldan yapılan ip.
  • Aşırı, müfrit.

mazille

  • Kıldan yapılma büyük çadır.

mülahazat

  • (Tekili: Mülahaza) Mülahazalar. Düşünceler. Akıldan geçenler.

mürata

  • Yüzden veya başka yerden yolunan kıldan düşen.

mutaf

  • (Muy-tâb. dan) Keçi kılından dokunmuş olan. (Farsça)
  • Kıldan yapılan at takımı. (Farsça)
  • Kıldan çul yapan, dokuyan veya satan. (Farsça)

muy-taban / muy-tâbân

  • (Tekili: Muy-tâb) Kıldan eşya yapanlar, kıl dokuyanlar.

muyi / muyî

  • (Muyin) Kürkten. Kıldan. (Farsça)

muytab / muytâb

  • (Çoğulu: Muytâbân) Kıl dokuyan. Kıldan eşya yapan.

şatata

  • Haktan ve akıldan uzak, hadden aşan söz.

şecaat-i imaniye ve akliye ve fenniye

  • İmandan, akıldan ve fen ve bilimden gelen dengeli cesaret.

sinaye

  • Yünden ve kıldan yapılan ip.

sübjektivizm

  • Fls: Akıldan başka realite kabul etmeyen, yanlış bir nazariye. (Fransızca)

ulum-i akliye / ulûm-i akliye

  • Akıldan hareketle ortaya konulan bilimler.

unsut

  • Kıldan bükülme ip.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın