Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Kuvvetli
ifadesini içeren
212
kelime bulundu...
ab-ı hayat / âb-ı hayât
Hayat suyu. Saf ve berrak su. İnce ve derin mânâlı söz. Tasavvufta mürşid-i kâmil denilen evliyâ zâtların, insanların mânen canlı, kalblerinin uyanık olmalarına vesîle olan mübârek sözleri, mânevî nazarları (bakışları) ve kıymetli kalblerinden fışkır an teveccüh. Bir şeyin kıymetini kuvvetli bir şek
acemceme
(Çoğulu: Acemcemât) Kuvvetli, muhkem deve.
aferna'
Arslan.
Kuvvetli deve.
ahenin
Demirden yapılmış, çok kuvvetli, pek sağlam.
ahkem
En sağlam. En kuvvetli.
En çok hükmeden.
En hakim ve akıllı.
ahmes
Kuvvetli, yiğit. Kahraman, cesur, şecaatli, bahadır.
akerker
Kuvvetli arslan.
Yoğurt.
akva / akvâ
Daha kuvvetli. En kuvvetli.
Çok güçlü, en kuvvetli.
Daha kuvvetli, en kuvvetli.
En kuvvetli.
akva ve ahzar / akvâ ve ahzar
Daha kuvvetli ve daha açık.
akviya / akviyâ / اقویا
(Tekili: Kavi) Sağlam ve güçlü olanlar. Kuvvetliler.
Kuvvetliler.
(Arapça)
alendat
Kuvvetli deve.
amelles
Kuvvetli adam.
Kurt.
Yavuz, çirkin at.
ammus
Güçlü ve kuvvetli kişi.
an'aneli sened
Hadis nakledenlerin veya bir haberi söyleyenlerin bu haberi kimden kime söylendiğini belli eden "An filan, an filan" diyerek şahısların isimleriyle beraber rivâyet ve nakledilen kuvvetli ve şüphe götürmeyen sened.
ans
Sağlam, kuvvetli deve.
Yemen tâifesinden bir kabile.
Kız bâliğa olduktan sonra, ailesinin evinde çok durması.
arekrek
Aceleci, acul.
Kuvvetli büyük deve.
arize
Sâbit olmak.
Kuvvetli ve muhkem olmak. Bahil olmak.
asemsem
Kuvvetli, büyük deve.
aşvez
(Çoğulu: Aşâviz) Sağlam yer.
Sağlam ve geçirimsiz yerlerde oluşan göl.
Sağlam, kuvvetli deve.
Çok et.
avasıf
(Tekili: Asıta) Sert ve kuvvetli rüzgârlar. Fırtınalar.
azimet / azîmet
Kuvvetli irâde, istek, arzu. Haramlardan, dinde yasak edilen şeylerden sakınmakla berâber, mümkün olduğu kadar ruhsatlardan yâni dinde izin verilen kolaylıklardan uzak durup; evlâyı, en iyi olduğu bildirilenleri, nefse zor gelenleri yapmak; takvâ yol u.
azm
Azim, kesin karar, kuvvetli niyet.
basiret / basîret
İleri görüş, kuvvetli seziş.
berahin / berâhin
Bürhanlar, kuvvetli deliller.
berahin-i kat'iye / berâhîn-i kat'iye
Kesin burhanlar, kuvvetli deliller.
berahin-i kaviyye
Sağlam deliller, kuvvetli bürhanlar.
berj
Kuvvetli kasırga. Su girdabı.
(Farsça)
bezim
Kuvvetli, güçlü kişi.
Hiddet ve kızgınlığını belli etmeyip soğukkanlı olarak hareket eden kişi.
birr
İyilik, güzellik, hayır, anaya babaya itaat.
Dininde ibadetinde kuvvetli olan.
Bağışta bulunma.
bitane
(Çoğulu: Betâyin) Çarşaf.
Kaftan astarı.
Dostluk.
Hâlis olmak.
Kuvvetli olmak.
bürhan
Kuvvetli delil.
cadil
Gürbüz, kuvvetli, kavi, metin.
cehir-üs savt
Çok ve kuvvetli ses.
cel'abe
Çok kuvvetli dişi deve.
cemra
Kuvvetli dişi deve.
cülazi / cülazî
Kocaman ve kuvvetli. İriyarı.
Hâdim, hademe, hizmetkâr.
Kilise veya manastır uşağı.
Papaz veya keşiş.
cülmüd
Sesi çok çıkan ve kuvvetli olan kimse.
da'bel
Kurbağa yumurtası.
Güçlü, kuvvetli deve.
dabenti / dabentî
Güçlü, kuvvetli kimse.
dahm
Şiddetle def'etmek.
Cemaatın kuvvetli olması.
dalı'
Kavi, kuvvetli.
Muhkem, sağlam, sert.
Eğri.
del'as
Büyük, kuvvetli deve.
delehmes
Arslan.
Bahâdır, kahraman.
Çeri.
Kuvvetli kişi.
Çok karanlık olan gece.
deman
Heyecanlı. Hiddetli, hiddete kapılmış.
(Farsça)
Vakit, zaman. An.
(Farsça)
Bağırıp çağırma, feryat, figân.
(Farsça)
Heybetli, güçlü, kuvvetli, azametli, cesim.
(Farsça)
Kükremiş.
(Farsça)
demekmek
Katı, şedid.
Çok kuvvetli kimse.
demeşk
Şam şehri.
Yürüğen kuvvetli, seri deve.
derece-i iştiyak
Çok kuvvetli arzu ve isteğin derecesi.
devsere
Büyük, semiz, kuvvetli deve.
dihkan
(Çoğulu: Dehâkin) Sipâhi.
Köy kethüdâsı.
Emirlerin tasarrufunda kuvvetli olan, sözü geçen adam.
Bezirgân.
Acem fellahlarının maslahatgüzarı.
dirayet
Zekâ, bilgi. Kuvvetli tecrübe sahibi olmak.
Fetanet. Temkin ve tecrübeye dayanan akıl.
ekid
Sağlam, metin, muhkem.
Sarih, kesin, açık, kat'i, muhakkak. Kuvvetli, te'kidli.
ekva
Daha kuvvetli, en kuvvetli.
Daha kuvvetli.
el-hükmü li'l-galib
Hüküm güçlü ve kuvvetli olanındır.
elma'
(Elmaî) Çok zeki, zekâveti kuvvetli, idrak derecesi üstün olan kimse.
emazir
(Tekili: Mezir) Kuvvetli ve azamet sahibi olanlar.
emun
Kuvvetli, dayanıklı deve.
esahh
En sahîh, en sıhhatli, en doğru olan. Bir mes'elenin hükmü hakkında müctehid âlimlerin kavillerinden (sözlerinden, ictihadlarından) en doğru olanı. "Esahh" sözü, "sahîh, doğru" sözünden daha kuvvetlidir.
eşemm
Burnu kuvvetli koku duyan.
eshab-ı temyiz / eshâb-ı temyîz
Hanefî mezhebinde, fıkıh âlimlerinin altıncı tabakası. Bunlar kuvvetli hükümleri zayıf olanlardan, zâhir haberleri (İmâm-ı Muhammed'in Hanefî mezhebinin temeli olan meşhûr altı kitâbında bildirdiği haberleri), nâdir haberlerden (İmâm-ı Muhammed'in, İmâm-ı a'zâm ve talebelerinin diğer kitâblarda bild
eshab-ı tercih / eshâb-ı tercîh
Hanefî mezhebinde, fıkıh âlimlerinin beşinci tabakası. Bunlar, ictihâd gücüne sâhib olmayan, sâdece bağlı oldukları mezhebdeki müctehidlerin ictihadları (verdikleri hükümleri) arasından delili kuvvetli olan ictihâdı seçen âlimlerdir.
etnik
yun. Bir kavim, bir ırkla ilgili olan. İslâmiyet, kavmiyeti ve ırkçılığı reddeder. Etnik bölücülüğe karşı en kuvvetli siper, İslâm şuuru ve kardeşliğidir.
evfa
Çok vefalı. Çok sadakatli. Ahdine vefası kuvvetli.
En çok. Pek tamam.
Tam yetişmek.
evkaf
(Tekili: Vakıf) Allah yoluna hizmet için verilip devamlı bırakılan şeyler. Sahibi tarafından şeriata uygun olarak bir hayır iş ve hasenata tahsis olunmuş mülk veya mallar.Osmanlı devletini asırlar boyu kuvvetli bir devlet olarak ayakta tutan kuruluşlardan biri de vakıftır. Osmanlı tarihini inceleyen
evked
Pek te'kitli, çok kuvvetli, en kavi.
eyid
Kuvvetli, şiddetli kimse.
far
Otomobil, kamyon gibi nakil vasıtalarının önündeki kuvvetli lâmbalar.
(Fransızca)
farz-ı zanni / farz-ı zannî
Müçtehidlerce kat'i bir delile yakın derecede kuvvetli görülen, zanni bir delil ile sâbit olan vazifedir ki, amel hususunda farz-ı kat'î kuvvetinde bulunur. Buna farz-ı amelî de denir. Meselâ: Abdestte mutlaka başı meshetmek bir farz-ı kat'îdir. Başın dörtte birini meshetmek bir farz-ı amelîdir.
fehil / fehîl
Kerim, cömert adam. Ulu ve kuvvetli kimse.
fetat
Kuvvetli, genç kadın.
fıtne
Akıllılık. İdrak ve anlayışı kuvvetli olmak.
gabit / gabît
(Çoğulu: Gubut) Çukur yer.
Bir dere ismi.
Üstüne mıhfe bağlanan çok kuvvetli hayvan.
hadis-i hasen / hadîs-i hasen
Bildirenler (râvîler) sâdık (doğru) ve emîn (güvenilir) olmakla beraber hâfızası, anlayışı sahîh hadîsleri bildirenler kadar kuvvetli olmayan kimselerin bildirdiği hadîs-i şerîfler.
halli
Zengin, gani, malı mülkü çok olan.
Kuvvetli, kavi.
hanadır
Görme kabiliyeti kuvvetli olan.
hasen hadis / hasen hadîs
Bildirenler sâdık (doğru) ve emîn (güvenilir) olup, fakat hâfızası (anlayışı) sahîh hadîsleri bildirenler kadar kuvvetli olmayan râvîlerin, kimselerin bildirdiği hadîs-i şerîf.
helahil
(Tekili: Hülhül) Tesiri pek kuvvetli ve öldürücü zehir. Panzehiri olmayan ağu.
hemisa' / hemîsa'
Kuvvetli adam.
hıls
(Çoğulu: Ahlâs) Yünden veya kıldan yapılan ve palas denilen döşek.
Büyük ve kuvvetli olan dişi deve.
himmet
Kast, irâde, kuvvetli istek, arzu. Allahü teâlânın velî kullarından bir zâtın, kalbinde yalnız bir işin yapılmasını bulundurup, başka bir şeyi kalbine getirmemesi ve Allahü teâlâdan o işin olmasını dileyerek, bu şekilde mânevî yardımda bulunması. Evliyânın himmeti, yaktı beni kül eyledi Sofi
hısn-ı hasin / hısn-ı hasîn
Çok kuvvetli, en sağlam korunma.
hissiyat-ı şedide / hissiyât-ı şedide
Kuvvetli duygular.
hümayun
Padişaha ait.
(Farsça)
Mübarek. Kutlu. Uğurlu. Âlî.
(Farsça)
Kuvvetli.
(Farsça)
ifrit / ifrît
Cinlerin azgın, en zararlı, şerli, korkunç ve kuvvetli cinsi.
ihtimal-i kavi / ihtimal-i kavî
Kuvvetli ihtimal.
iktidarlı
Güçlü, kuvvetli.
iman-ı kamil / îmân-ı kâmil
Olgun îmân. Mü'minlerin ibâdet ederek Allahü teâlânın emirlerini yapıp, haramlardan kaçınmak sûretiyle, parlayan, kuvvetli ve olgun îmânı. En üstün derecedeki îmân.
imaret kemeri
Eskiden medresenin en güçlü, kuvvetli, kıdemli ve sözü dinlenen talebesi hakkında kullanılır bir tabirdi. Ayrıca bu tabir, medrese talebelerinden iaşe işlerine bakmak üzere bir sene müddetle seçilenler hakkında da kullanılırdı. Bunlar, bellerine kemer taktıkları için bu isim verilmişti.
intibah-ı kavi / intibah-ı kavî
Güçlü, kuvvetli uyanış.
ırmis
Büyük taş.
Kuvvetli ve dayanıklı deve.
istiare
Ariyet istemek. Ödünç almak. Birinden iğreti bir şey almak.
Edb: Bir kelimenin mânasını muvakkaten başka mânada kullanmak; veya herhangi bir varlığa, ya da mefhuma asıl adını değil de, benzediği başka bir varlığın adını verme san'atına istiare denir.Cesur ve kuvvetli bir insana "arsl
istihkam / istihkâm
Sağlamlık. Metin olmak. Kuvvetli ve dayanıklı olmak.
Askerlikte: Düşmana karşı, hücumlarını savmak için hazırlanmış bulunan siper, askeri yapılar. İstihkâm işi ile uğraşan asker sınıfı.
Kuvvet ve metanet vermek.
istinka / istinkâ
İstincâdan sonra, hiçbir pislik kalmadığına kalbde kuvvetli bir kanâat hâsıl olması.
iştiyakat / iştiyâkât
Çok kuvvetli arzu ve istekler.
ısvede
Küçük bir böcek adı.
Kuvvetli.
ıtri / ıtrî
Itra mensub, ıtır gibi kokan.
Müzik ilminde bir üstaddır. Asıl adı Mustafa'dır. Bayramlarda okunan tekbirin ilâhi ve kuvvetli bestesi onundur. Bestelere âid Segâh, Ayin-i Şerif gibi 25 eseri olduğu söylenir. Osmanlı padişahı IV. Mehmed'in nedimlik ve esirler kethüdalığında bulunmuştu
ıtris / ıtrîs
Hiddetli, cebbar kimse.
Kuvvetli, dayanıklı deve.
kaba'ser
(Çoğulu: Kabâis) Büyük, kuvvetli, sağlam. Zayıf deve yavrusu.
Deniz canavarlarından bir canavar.
kal'a-i hasin
Sağlam, kuvvetli kale.
kasvere
Yaşça büyük olmak.
şecaatli, kuvvetli.
Aslan.
Bir nebat ismi.
kavi / kavî / قوي / قَو۪ي
Sağlam, metin, zorlu, kuvvetli, güçlü.
Varlıklı, zengin, sâlih, emin, mutemed.
Kuvvetli, güçlü.
Güvenilir, sağlam.
Güçlü, kuvvetli.
Kuvvetli.
Kuvvetli.
Kuvvetli.
kaviyy-ül iktidar
İktidarı kuvvetli.
kerahet-i tenzihiyye / kerâhet-i tenzîhiyye
Yasak olmasına kuvvetli ve açık bir delil bulunmayan ancak yapılması iyi olmayan şeyler. Helâle yakın mekrûh.
kerraz
Çobanın torbasını veya dağarcığını taşıyan kuvvetli boynuzsuz koç.
keşk
Kavi, kuvvetli, sağlam.
Kabuğu çıkmış arpa.
Arpa suyu.
Yoğurt keşi.
kısved
Kuvvetli, boynu kalın olan kişi.
kıyas-ı evleviye
Fer'deki illetin asıldaki illetten daha kuvvetli olduğu kıyas (Ferdeki illet.
koç yiğit
Güçlü kuvvetli, bahadır, gözünü budaktan sakınmaz, cengâver.
kuhkub
Dağ vurucu. Dağı yerinden oynatan.
(Farsça)
Kuvvetli at veya katır.
(Farsça)
Kale veya sur döven top.
(Farsça)
kuhpare
Kuvvetli at.
(Farsça)
Dağ parçası.
(Farsça)
kuslub
Kuvvetli, dayanıklı, sağlam.
kuvvet-i sadakat
Kuvvetli, tam sadakat.
lest
Güzel, hoş, iyi. Kuvvetli, kavi.
(Farsça)
lüks
Lât: Aşırı süs.
Işık ölçü birimi.
Kuvvetli ışık veren bir nevi petrol lâmbası.
lüküs
Kuvvetli ışık veren, petrol veya gazla yanan bir tür lamba.
maglubiyyet
Yenilme. Bir kuvvetlinin idaresi altında bulunuş.
memsud
Vücudu kuvvetli ve sağlam yapılı olan.
meradet
Kuvvetlilik, kavilik. Salâbet.
merfu'
Kaldırılmış, yükseltilmiş.
Sonu ötre ile okunan kelime.
Merfû Hadis; senedi kuvvetli olsun veya olmasın Hz. Peygamber'e isnad olunan hadistir.
merid / merîd
Katı, yoğun. Güçlü, kuvvetli kimse.
Süt içinde ıslatılıp yumuşatılan hurma.
Baş kaldıran. Sadece fesadlık çıkaran. İnatçı. Şerli. Haddini aşmakta, azgınlıkta ve günahkârlıkta çok ileri gitmiş olan.
meşdud
(Meşdude) Kuvvetlice bağlanmış olan. Sıkıca bağlı. Sıkı.
mesmur
Cismen ufak olmakla beraber, sinirleri kuvvetli olan adam.
meşveret
Aklı, fikri kuvvetli, ileriyi gören kimse ile bir konu üzerinde fikir alış-verişinde bulunma; danışma.
metinane / metînane
Sağlam ve kuvvetli bir şekilde.
meymene
Sağ kol, sağ taraf.
Meymenet, yümn-ü bereket. Bereket. Kuvvetlilik. Uğurluluk. Kutluluk.
meymun
Bereketli, uğurlu. Kuvvetli. Kutlu.
mezc-i ittihad
İttihadın verdiği imtizac. Kuvvetli birlik ve beraberlik.
mezcu ittihad
Kuvvetli birlik ve beraberlik.
minkar-ı mahrut
Gagaları konik biçimde ve kuvvetli olan kuşlar. (Serçe, karga gibi)
mısbah
Kandil. Çıra. Meş'ale. Lâmba. (Aya, güneşe, yıldızlara ve mecâzen de Resul-i Ekrem'e (A.S.M.) bu isim verilmiştir.)Sabah ve sabahat maddesinden ism-i âlettir ki; sabah gibi lâtif ve kuvvetli aydınlık veren lâmba demektir.
mısra-i berceste / mısrâ-i berceste
Edb: En güzel ve en kuvvetli olan mısra.
müblenda
Kuvvetli, sağlam ve dayanıklı deve.
müekked
Kuvvetli, sağlam.
Te'kidli, kuvvetli, sağlamlaştırılmış, kuvvetlendirilmiş. Tekrar edilmiş.
müekked sünnet
Kuvvetli sünnet. Peygamber efendimizin devamlı yaptıkları, pek az terkettikleri sünnet.
muhkem
Sağlam, sağlamlaştırılmış, kuvvetli.
Sağlam. Metin. Sıkı sıkıya. Kuvvetli. Tahkim edilmiş. Sağlamlaştırılmış.
Fık: Tefsir edilenlerden daha kuvvetli olan söz. İhtimalli olmayan söz.
muhkemat / muhkemât
Muhkem olanlar. Sağlam ve kuvvetli olanlar.
İçinde hüküm bulunan ve mânası açık olanlar.
İslâmiyetin sağlam ve kuvvetli kanunları, emirleri; yoruma ihtiyaç bırakmayacak şekilde açık sözler, kesinlik ifade eden naslar.
Sağlam ve mânâsı açık olanlar, kuvvetliler.
muid / muîd
Yardımcı. Mubassır.
Dersi iade eden, tekrar ettiren. Muallim yardımcısı.
Geri çevirtici.
Bir şeyi âdet edinmiş olan.
Tecrübeli. Hâzık.
Güçlü. Kuvvetli.
Arslan.
Gazâ ve cihad eden kimse.
muktedir
Güçlü, kuvvetli, becerikli. İşe gücü yeten. İktidarlı.
münasebat-ı şedide / münasebât-ı şedide
Kuvvetli bağlantılar.
müşavere / müşâvere
Aklı, fikri kuvvetli, ileriyi gören kimseler ile bir konu üzerinde konuşma, görüşme, danışma, meşveret etme, görüşüne baş vurma.
mütesanid
Birbirine dayanıp kuvvet alan.
Kuvvetli itimat ile birbirine bağlı olan, tesanüd eden.
müteyemmin
Bereketli, mübarek sayan.
Kuvvetli kılan.
muztali'
Kavi, kuvvetli kimse.
necm
(Necim) Yıldız, ahter, kevkeb. Ülker yıldızına da denir. Ülker, onbir yıldızdır. Altısı görünür, gözü kuvvetli olan yedinciyi de görebilir.
Belirli olan vakit. (Araplar, vakti yıldızlarla tahdit ederlerdi)
Kabak ve hıyar gibi yayvan nebat.
Belirli vakitte yapılan vazi
nekel
Kuvvetli kişi.
nevh
Yükseltmek, yüceltmek.
Kuvvetli ve kavi olmak.
nirumend
Güçlü, kuvvetli, zorlu.
(Farsça)
nirumendi / nirumendî
Kuvvetlilik, zorluluk, güçlülük.
(Farsça)
nokta-i istinad
Dayanma ve güvenme noktası. Kâinatta cereyan eden ve insana dehşet verip âciz bırakan hâdiseler karşısında insanın çok kuvvetli bir yere dayanmaya ve güvenmeye olan fıtri ihtiyacı.
pil-zur
Fil gibi kuvvetli, fil kuvvetinde.
(Farsça)
projeksiyon
Kuvvetli ışık âleti.
(Fransızca)
puladbazu / puladbâzu
Çelik pazulu. Kuvvetli, yiğit.
(Farsça)
rabıta-i metin
Sağlam, kuvvetli bağ.
rasih
(Çoğulu: Râsihîn-Râsihûn) (Rüsuh. dan) Temeli kuvvetli, sağlam.
Bilgisi, bilhassa dinî bilgileri çok geniş olan.
İyice oturmuş, dem ve damarlarına yerleşmiş, temeli sağlam ve kuvvetli olan.
rasihun
(Tekili: Rasihîn) (Râsih) Âlimler, din bilgisi çok sağlam ve derin olan büyük zatlar.
Temeli kuvvetli ve sağlam olanlar.
reşad
Hak yolda yürümek. Doğru yolda olmak. Doğru yolu bulup ondan sapmamak.
Aklın kuvvetli olması.
rücu'
Geri dönme, vazgeçme, cayma. Sözünden dönme.
Edb: Bir fikri daha kuvvetli anlatmak için söylenilen sözden caymış gibi görünmek.
rükn
Direk. Esas.
Kuvvet.
Bir şeyin en fazla sağlam olan tarafı veya köşesi veya temeli.
Bir cemaatin ileri gelenlerinden olan.
Nüfuzlu, kuvvetli ve ehemmiyetli kimse.
rüşd
Hak, doğru yol. Allahü teâlânın birliği (tevhid) inancı.
Aklın kuvvetli ve tamam olması. Malını dînin ve aklın beğendiği yere sarf etmek, boş yere harcamamak, telef etmemek.
ruyin-ten
Güçlü kuvvetli, tunç vücutlu.
(Farsça)
sa'b
(Çoğulu: Sıâb) (Suubet. den) Zor, güç, çetin.
Zorlu, güçlü kuvvetli.
sa'd
Uğur, uğur getiren şey, iyilik, mübareklik, kuvvetlilik.
Kutlu, uğurlu.
sadıh
Kavi, sağlam, kuvvetli.
sahib-nazar
Görüşü, tecrübesi ve düşüncesi kuvvetli olan.
(Farsça)
sahib-üs seyf / sâhib-üs seyf
Kılınç sahibi. Maddeten kuvvetli olup, maddi cihad ile vazifeli olan.
saht
Zor güç,
Sert, katı, çetin.
Güçlü, kuvvetli, sağlam.
salehba
Dayanıklı ve kuvvetli deve. (Müe: Salehebât)
samekmek
Çok kuvvetli adam.
selfa'
Bahadır. Kahraman ve cesâretli kimse.
Yüzsüz, utanmaz, hayâsız, kötü kadın.
Kuvvetli deve.
sened / سَنَدْ
Kuvvetli olabilecek söz.
Tapu.
Üzerine dayanılacak ve itimad edilecek şey. Mutemed. Melce'.
İki kişi veya çok kimseler arasındaki anlaşmayı tesbit eden ve karşılıklı imzalanan kâğıt, vesika.
Kuvvetli delil olabilecek söz veya yazı.
senedat / senedât
Senetler; kuvvetli deliller.
seriyy
(Çoğulu: Esriye-Seryân) Nefis.
Kavi, kuvvetli.
Reis.
Küçük nehir, ırmak.
serpençe
Güçlü kuvvetli kimse.
(Farsça)
şiddet-i belağat / şiddet-i belâğat
Belağatın kuvvetliliği, etkinliği.
sıftit
Kavi, kuvvetli, iri yarı, cesim kimse.
sinad
Muhkem, dayanıklı, kuvvetli dişi deve.
Yüce.
Yüce yer, yüksek yer.
sintah
Büyük karınlı kuvvetli deve.
şüdun
Kavi ve kuvvetli olmak.
Terbiyeden müstağni olmak.
süha
Bir yıldız ismi. Dübb-ü ekber (Büyük Ayı) yıldız kümesinden gözü kuvvetli olan kimselerin görebileceği en küçük yıldız.
sünnet-i gayri müekkede
(Kuvvetli olmayan sünnet) Peygamber efendimizin, ibâdet maksadı ile arasıra yapıp, arasıra terk ettikleri işler ve ibâdetler. Buna, müstehâb da denir.
sursur
Büyük kuvvetli deve.
tabaver
(Tâb-âver) Güçlü, kuvvetli. Dayanıklı. Dayanan.
(Farsça)
taris
Kavi, kuvvetli.
teleskop
Gök cisimlerini görmek için kuvvetli dürbün.
(Fransızca)
ten-dürüst
Sağlam vücutlu, kuvvetli. Vücudu sağlam olan.
(Farsça)
tenzihen mekruh / tenzîhen mekrûh
Yasak olmasına kuvvetli, açık bir delil, senet bulunmayıp, yapılması iyi olmayan şeyler.
tevana
(Tüvânâ) Güçlü, kuvvetli, iktidarlı.
(Farsça)
tevatür / tevâtür
Kuvvetli haber.
Bir haberin ağızdan ağıza geçerek yayılması. (Bak: Mütevatir).
Kuvvetli haber.
Müteaddid şeyler birbiri ardınca zâhir olmak.
Bir hususun söylenmesi hemen herkesin ağzında olup, gezmek. Şâyia.
Fık: İçinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemâate dayanan kuvvetli haber, ferdî olmayıp cemaate ait olan sağlam haber.
Yalan söylemez kimselerin ittifakla verdikleri kuvvetli haber.
ucarim
Kuvvetli adam.
ucd
Atın kuvvetli olması.
uklum
Kuvvetli deve.
üstüvar
Kuvvetli, dayanıklı, sağlam, muhkem.
(Farsça)
Güvenilir, itimad edilir.
(Farsça)
üstüvari
Sağlam, kuvvetli, emniyetli.
(Farsça)
vahy-i mahz
Kuvvetli ve sarih mertebede olan vahiy. Sırf vahiy olup, içinde Allah'ın bildirdiğinden başka bir şey katılmamış vahiy.
vallahi / vallâhî
Allahü teâlâya yemin ederim mânâsına, bir sözün, niyyetin, bir işi yapmak veya yapmamak arzûsunun kuvvetli olduğunu gösteren, söylendiği şeye aykırı hareket edildiğinde, yemin keffâreti lâzım gelen sözlerden birisi.
vekra
Hızlı yürüyen deve.
Ayağını yere kuvvetli basan kadın.
Bir nevi sıçramak.
vesik
(Çoğulu: Visâk) Çok sağlam, kuvvetli.
visak
Kuvvetli, kalın bağ.
Yeminle söz vermeler. Muahedeler.
Peyman.
vüska
Çok kuvvetli ve sağlam olan.
vuul
şerefliler.
Kuvvetliler.
yümn
(Yümün) Kuvvetli, uğur, bereket.
yümn-i iman
Kuvvetli imandan gelen bereket ve kuvvet, saadet.
zabit / zâbit
(Çoğulu: Zâbitân) Askere kumanda eden rütbeli asker.
Kuvvetli, yavuz.
Zabteden. Başkalarını zabtedip idare etmeğe memur olan.
Subay.
Mc: Dediğini yaptıran, tuttuğunu koparan kimse.
zahir
(Zahr. dan) Kuvvetli deve.
Yardımcı, arka çıkan.
Geriden gelen kuvvet.
zahir haberler / zâhir haberler
Hanefî mezhebinin, İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe ve talebelerinden gelen kuvvetli, güvenilir haberlerine verilen ad. Bu haberlere usûl haberleri de denir.
zakir / zâkir
Zikreden, zikredici.
Hafızası kuvvetli.
İlâhiler okuyan. Çok çok duâ ve Esmâ-i İlâhiyeyi okuyan.
Tekrar eden.
zamzam
(Çoğulu: Zamâzim) Büyük ve kuvvetli arslan.
Gadaplı ve kızgın kimse.
zann-ı galib / zann-ı gâlib
Kuvvetli, hakikate en yakın olan zann.
Çok kuvvetli zan.
zann-ı kabul-ü cumhur
Bir hükmün doğruluğunu ekseri müçtehidlerin ve ehl-i reylerin zann derecesinde, yani kuvvetli ihtimal ile kabul etmeleri. (Ümmeti da'vetle teşri' edemez, fehmi şeriatten olur; lâkin şeriat olamaz. Müçtehid olabilir, fakat müşerri' olamaz.İcma' ile cumhurdur, sikke-i şer'i görür. Bir fikre davet etme
zannıgalib / zânnıgalib
Kuvvetli zan.
zebr
Kitab. Cüz. Kitap yaprağı.
Yazı yazma.
Söz. Yazı.
Akıl, zekâ.
Kuvvetli, sağlam, şiddetli adam.
Men'eylemek.
zefirr
Uzun boylu yiğit.
Kuvvetli deve.
zekir
Unutmayan. Hâfızası kuvvetli.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
meknun
levh-i kaza
Mıntaka
sakin
muhibban
Şimal
hadd ü
ref
komitecilik
misbah
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Kuvvetli
zirve
veli
Bitkisel
sirhân
meşid
Rica etmek
GÜZEL YER
Müzayede
Güzel