REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Kutb ifadesini içeren 27 kelime bulundu...

aktab / aktâb

  • (Tekili: Kutb) Kutublar. Hak tarikatların reisleri, şahları.
  • Kutublar. Tasavvufta yüksek derecelere ulaşmış mübârek, kıymetli zâtlar Kutb'un çokluk şeklidir.

bahr-i müncemid-i cenubi / bahr-i müncemid-i cenubî

  • Güney kutbunu çeviren deniz. Güney Buz Denizi.

bahr-i müncemid-i şimali / bahr-i müncemid-i şimalî

  • Kuzey kutbunu çeviren deniz. Kuzey Buz Denizi.

cüneyd-i bağdadi / cüneyd-i bağdadî

  • (Hicri: 207-298) Şafii Hz.lerinin talebesinden ders almıştır. Zamanın kutbu sayılmıştır. 30 defa yaya olarak hacca gitmiştir. Büyük velilerdendir. (K.S.)

ezfar

  • Tırnaklar.
  • Tırnakbahuru denilen tıbbi bir koku.
  • Şimal kutbunda bulunan küçük yıldızlar.

ferkadan

  • Şimâl kutbuna yakın parlak ve küçük ayı kümesine tâbi ve gece istikamet bulmağa yarayan, sık sık karşı karşıya gelen iki yıldız (İkizler mânasına).

istıktab

  • (Kutb. dan) Kutuplaşma, bir kutubun etrafında toplanma, bir kutuba bağlanma.

kutb

  • İşlerin görülmesine veya insanların doğru yolu bulmasına vâsıta kılınan büyük zât. Dünyâ işleri ve madde âlemindeki olaylarla alâkalı olana medâr kutbu (kutb-ül-aktâb), din ve irşâd işi ile vazîfeli kılınana irşâd kutbu denir.

kutb-i ebdal / kutb-i ebdâl

  • Kutb-i aktâb, Kutb-i medâr.

kutb-i medar / kutb-i medâr

  • Âlemin nizâmı ile alâkalanan, bolluk-kıtlık, sağlık-hastalık, barış-savaş, rızık, yağmur ve benzeri olaylarla vazîfeli kılınan büyük zât. Kutb-ül-aktâb, Kutb-ül-ebdâl da denir.

kutb-u cenubi / kutb-u cenubî

  • Güney kutbu.

kutb-u iman

  • İmanın kutbu.

kutb-u imani / kutb-u imanî

  • İmanın kutbu, esası.

kutb-u şimali / kutb-u şimalî / kutb-u şimâlî

  • Kuzey kutbu.
  • Kuzey kutbu.

kutb-ud din

  • Dinin kutbu.

kutb-ul arifin / kutb-ul ârifîn

  • Ariflerin en ileri geleni, en büyüğü. Maddi, mânevi ve İlâhi ilim sahiblerinin başı. Ariflerin kutbu.

kutbeyn

  • İki kutub. Şimal ve cenub kutbu. Kuzey ve güney kutubları.

kutbi / kutbî

  • (Kutbiye) Dünya kutuplarına ait. Onlarla alâkalı.

kutbiyet

  • (Bak: Kutb-ul aktab)

kutub

  • (Tekili: Kutb) Kutublar.

mihver

  • Dünyanın kuzey ve güneş kutbu arasından geçtiği farz olunan hat, dönen bir şeyin ortasından geçen mil. Düzgün geometrik şekilleri iki eşit kısma ayıran doğru çizgi. Çark ve tekerlek gibi dönen şeylerin ortasından geçen mil. Merkez.
  • Mat: Üzerinde bir müsbet ciheti var farzedilen sonsu

mıknatıs

  • yun. Demir ve benzeri mâdenleri kendine çekici hususiyeti bulunan câzibe.
  • Başka te'sir altında kalmadan kuzey ve güney kutuplarına doğru yönünü değiştiren demir çubuk. (İki kutbu bulunan bu mıknatıslı çubuğun şimale bakan kısmına şimal (kuzey) ucu, cenuba çekilen ucuna da cenub (güne

remli / remlî

  • (Şihâbüddin Remlî) (Mi: 1371-1440) Filistin'in Reml kasabasında doğmuş, Şeyhülislâm'dır. Mecmuat-ul Ahzab'da namı Kutb-ül Ârifîn diye geçer. Kimya-yı Saadet namında salâvatları ile meşhurdur. Fıkh ve tevhide, tasavvufa dair manzumeleri vardır. " İmam-ı Remlî" diye anılır.

şerh-i şemsi / şerh-i şemsî

  • Kutbeddin-i Razî tarafından telif edilmiştir ve mantık ilmine dairdir.

şimal kıt'ası

  • Kuzey kutbu.

şimali / şimâlî / شمالى

  • Kuzeye ait. kutb-i ~ kuzey kutbu. (Arapça)

sinan-i ümmi

  • (Vefatı: Hi: 1075) Halveti Tarikatı Yiğitbaşı kolu ileri gelenlerinden olup Kutb-ül Meâni adında Türkçe mensur bir eseri ile matbu ve müretteb bir divanı vardır. Muhammed Sinan-ı Ümmi, Konya vilâyeti dahilinde Elmalı'dan olup orada dâr-ı bekaya hicret etmiştir. (R. Aleyh) (Osmanlı Müellifleri sh: 18

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın