Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Kerva
ifadesini içeren
25
kelime bulundu...
arazi-i mürfaka / arâzi-i mürfaka
Huk: Sokaklarda oturulacak yerler ve caddelerde boş bırakılan kısımlar. Yolculara ait terkedilmiş konak yerleri, kervansaraylar.
farat
Öne çıkan, geçen.
Issız yerlerde konan nişan ve işaret.
Kervan halkından önce su yerine varıp sakalık eden kimse.
han
Yolcuların misafir olduğu bina. Kervansaray. Otel.
(Farsça)
Ticaret ehlinin sakin olduğu yer.
(Farsça)
ılc
(Çoğulu: Uluc-Aluc-Ilce) Kervan.
Yabani eşek.
Acem küffarından bir erkeğin adı.
ısparta süleymanları
Sıddık Süleyman Kervancı, Mübarek Süleyman, Süleyman Rüştü, Süleyman Rüştü Çakın.
kafile / kâfile / قافله
(A, uzun okunur) Birlikte sefere çıkanların cemaatı. Kervan.
Kervan.
(Arapça)
Topluluk, kafile.
(Arapça)
kàfile-i kübra / kàfile-i kübrâ
Büyük grup, büyük kervan.
karban / kârban / kârbân / كاربان
Kervan.
(Farsça)
Kervan.
Kervan.
(Farsça)
karban-saray / kârban-saray
Kervansaray. Şehirlerde veya yol üzerlerinde kervanların ve yolcuların gecelemelerine mahsus büyük han.
(Farsça)
kariban / kâriban
Kervan.
(Farsça)
karvan / kârvan / كاروان
(Bak: Kervan)
(Farsça)
Kervan.
(Farsça)
karvanseray / karvanserây / كاروان سرای
Kervansaray.
(Arapça)
kervan / كروان
Kafile, kervan.
(Farsça)
kervan-ı beni beşer / kervân-ı benî beşer
İnsanlık kervanı, dünya yolculuğunu sürdüren insanlık kafilesi.
kervansaray
Büyük yollarda kervanların konaklamaları için yapılmış büyük hanlar.
Büyük yollarda kervanların konaklamalarına mahsus büyük hanlar. (Selçuklular ve Osmanlılar devrinde hayır eseri olarak yaptırılmışlardı.)
kırvan
Kafile, kervan.
Dünyanın her tarafı. Doğu ve batı.
müceddid-i kariban hatemi / müceddid-i kâriban hâtemi
Müceddid kervanının sonu, sonuncusu.
rahile / râhile
Yük hayvanı.
Kervan, yolcular sürüsü.
ribat / رباط
Konak.
(Arapça)
Han, kervansaray.
(Arapça)
Tekke.
(Arapça)
sarban / sârban / ساربان
Kervancı.
(Farsça)
şebgir
(Şeb-gir) Geceleyin uyumayan.
(Farsça)
Sabah vakti.
(Farsça)
Gece giden kervan.
(Farsça)
serhayl
Kervan veya kafile başı.
(Farsça)
Baş, başkan.
(Farsça)
seyyar
Bir yerde durmayıp yer değiştiren.
Gökte veyâ güneş etrâfında dolaşan yıldız. Gezegen.
Kervan, kafile.
Otomobil.
ürümek
Havlamak. (İt ürür, kervan yürür)Ürüyen köpek ısırmaz: Tehdit savuran, işi gürültüye boğan kimselerden yılmamak lâzım geldiğini anlatır.
(Farsça)
zaviye / zâviye
Eskiden büyük kervanların geçtiği ıssız yollarda veya köy ve kasabalarda; dînî ilimlerin, İslâm ahlâkının ve fen ilimlerinin öğretilmesi, yolcuların barınması maksadıyla kurulan yer; küçük tekke.
Tasavvufta bulunan kimselerin, ibâdet için çekildiği tenhâ yer.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
gird
kemal-i liyakat
bariş
vahibü'l-a'mal ve'l-amal
liyakat
avunmak
püster
dih
zabtiyye
acce
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Kerva
Yönetmek
Afiyet
DEL
Parsel
Gokyuzu
Gizl
kuru ot
Otuz yas
Yağmur