Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Kasid
ifadesini içeren
74
kelime bulundu...
bahariyye
Edb: Birini övmek için yazılan ve bahar tasviriyle başlayan kaside.
Tar : Yeniçeri ağasından itibaren padişah tarafından Yeniçeri kâtibiyle ocak ağalarına verilen baharlık.
beyt-ül kasid
Edb: Kasidenin seçilmiş en güzel beyti.
busayri / busayrî
(Şeref-üd-din) (Mi: 1213-1295) Busayr'da doğdu. Meşhur Arap şair ve hattatıdır. "Kaside-i Bürde" sahibidir. Esas ismi "El-Kevakib-üd-Dürriyye fi Medh-i Hayrilberiyye" olan kasidesine; tutulmuş olduğu hastalıktan, rü'yasında Resûlullah'ın hırkasını (bürde) üzerine örtüp şifa bulması sebebiyle "Kaside
celcelutiye / celcelûtiye
Peygamberimizin Resul-i Ekremin (A.S.M.) derslerine istinâden, aslı cifir ve ebced hesâbı ile alâkalı olarak Hz. Ali (R.A.) tarafından te'lif edilen Süryânice bir kasidedir. Esas mânası; bedi' demektir.
Peygamberimizin (a.s.m.) derslerine dayanarak, ebced ve cifir hesabıyla ilgili, Hz. Ali tarafından yazılan bir kaside.
ebu firas el-hamedani / ebû firâs el-hamedânî
Meşhur Arap şâirlerindendir. 932 yılında Musul'da doğdu. Hamedan devleti hükümdarı Seyfü'd-Devle'nin himâyesinde yetişti. Arap milletinin asâleti ve Seyfü'd-Devle'yi öven çok sayıda kaside ve mersiye yazdı. 968 tarihinde öldü.
ebu-l ala-i maarri / ebu-l ala-i maarrî
(Mi: 973 - 1057) Kör olmasına rağmen hafızasının fevkalâdeliği ile tanınmış büyük Arap şairlerinden biridir ki, kasideleriyle meşhurdur.
elfiye
Edb: Bin beyitli kaside.
eraciz
(Tekili: Ürcuze) Mısraları kafiyeli, kısa vezinli şiirler, kasideler.
ercuze / ercûze
(Bak: Kaside-i Ercuze)
Hazreti Alinin meşhur bir kasidesi.
güriz
Kaçma.
(Farsça)
Kaçan.
(Farsça)
Edb: Kasidelerde mevzuya girmeden evvel söylenen beyit.
(Farsça)
gürizgah / gürizgâh
(Girizgâh) Kaçacak yer.
(Farsça)
Edb: Bir bahisten diğer bahse, mukaddimeden maksada intikal için bir münasebet te'sis eden söz. Nedim'in:Bu şehr-i stanbul ki, bîmisl ü behadırBir sengine yekpâre Acem mülkü fedadırmatla'lı kasidesindeki:İstanbul'un evsafını mümkün mü beyan hiç Maksad hemen sa
(Farsça)
hammamiyye
Edb: Divan Edebiyatında giriş kısmı hamam eğlencesi tasvirine tahsis olunan kaside.
hatime-i kaside / hâtime-i kaside
Kasidenin son kısmı.
hazef
Eski yazıda hepsi noktasız harflerden müteşekkil olarak yazılan şiirler ve nesirler. Hüner göstermek için bu şekilde yüz beyitlik kasideler yazan şairler vardı.
hırka-i saadet
Cenab-ı Peygamber'in (A.S.M.) İstanbul'da Topkapı Sarayı'nda gümüş sandık içinde muhafaza edilen hırkasıdır. Mısır'ın fethi üzerine Mekke Şerifi tarafından diğer emanat-ı mübareke ile beraber Yavuz Sultan Selim Han'a hediye edilmiştir. Hırka-i Şerif de denir.
hırka-i seadet / hırka-i seâdet
Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem, Eshâb-ı kirâmdan (Peygamberimizin arkadaşlarından), Kâ'b bin Züheyr'e, yazdığı güzel kasîdesinden dolayı hediye ettiği bu hırka, İstanbul'da Topkapı Sarayı Müzesi Hırka-i Seâdet dâiresinde diğer kutsal emânetlerle birlikte muhâfaza edilmektedir.
hurufiye
Fazlullah-ı Hurufi adında birinin kurduğu bâtıl bir meslektir. Harflerden kendilerince manalar çıkarıp, dine aykırı iddiaları olan bir dalâlet fırkasıdır.
idiyye / îdiyye
Bayramlık.
Divan Edebiyatı şairlerinin bayram vesilesiyle büyüklerin medhine dair yazdıkları kasideler.
Bayram kutlaması.
iktidab
Bir şeyi kendisi için kesmek.
Henüz öğretilmemiş deveye binmek.
İrticâlen söz söylemek.
Edb: Şâir, kasidesinden teşbihi keserek maksadına, yani medhettiğinin medhine geçmek.
iktisad
Tutum, biriktirme. Her hususta itidal üzere bulunmak. Lüzumundan fazla veya noksan sarfiyattan kaçınmak.
Edb: Beyit veya kasideyi birbirine vasl ile uzatmak.
imam-ı busiri / imam-ı busirî
(Mi: 1213-1295) İmam-ı Muhammed bin Said "Busayrî" diye bilinir. Kaside-i Bür'e ve Hemziyesi ile meşhur üstün bir İslâm şâiridir.
kasaid / kasâid / قصائد
(Tekili: Kaside) Kasideler.
Kasideler; kâfiyeli olarak büyük şahsiyetleri övmek için yazılan şiirler.
Kasideler, övgü için yazılan şiirler.
Kasideler.
(Arapça)
kasaid-i aleviye / kasâid-i aleviye
Hz. Ali'nin (r.a.) Hz. Peygamberden (a.s.m.) aldığı derslere istinaden yazdığı kasideler.
kasaid-i vataniye / kasâid-i vataniye
Vatan kasideleri, marşlar.
kasid
(Çoğulu: Kasidân) (Kasd. dan) Tasarlıyan, kasdeden.
Haberci, postacı.
Kaside.
kaside / قصيده
Kaside.
(Arapça)
kaside-gu / kaside-gû
Kaside yazan, kaside söyliyen.
(Farsça)
kaside-i bürde / kasîde-i bürde
Hazret-i Peygamber (A.S.M.) önünde meşhur Arab Şâiri Ka'b bin Züheyr'in okuduğu kasidenin adı olup, bu kasideyi Peygamber Aleyhissalâtü vesselâm beğenmiş, mükâfat ve iltifat eseri olarak da kendi hırkasını ona giydirdiğinden bu isimle meşhur olmuştur.
İslâm âlimlerinin meşhûrlarından ve evliyânın büyüklerinden Muhammed bin Saîd Busayrî hazretlerinin, sevgili Peygamberimizi öven meşhûr kasîdesi. Bu kasîdeyi rüyâsında Peygamber efendimize okuduğu ve Peygamber efendimiz de ona bürdesini yâni hırkasını hediye ettiği için bu kasîdeye Kasîde-i Bürde de
kaside-i emali / kasîde-i emâlî
Ehl-i sünnet vel-cemâat îtikâdını anlatan ve altmış yedi beytten meydana gelen meşhûr kasîde. Kasîdenin asıl adı Bed-ül-Emâlî olup, yazarı Ali Ûşî'dir.
kaside-i ercuze / kaside-i ercûze
(Ürcuze) Hz. İmam-ı Ali (R.A.) tarafından bahr-ı recez vezni üzere yazılan ve istikbalden haber veren meşhur kasidenin adı.
Hz. Ali tarafından yazılan ve istikbalden haber veren kaside.
kaside-i ercüze-i meşhure
Meşhur Ercûze kasidesi.
kaside-i gaybiye
Hz. Ali'nin (r.a.) Hz. Peygamberden (a.s.m.) ders alarak yazdığı gelecekteki hadiselere ışık tutan, Ercûze ve Celcelutiye isimli kasideler.
kaside-i kader
Kader kasidesi; yaratıcısının medhine lâyık, İlâhî takdir ve ölçülerle yaratılmış bir kaside gibi olan varlıklar.
kaside-i manzume-i hikmet
Hikmetle ve düzenli bir şekilde yazılmış kaside, şiir.
kaside-i medhiye
Metheden, öven kaside.
kaside-i meşhure
Meşhur, bilinen kaside.
kaside-i mevzune-i manzume-i hikmet
Hikmetin vezinli, kâfiyeli ve ahengli kasidesi.
kaside-i mübarek
Mübarek, değerli kaside, şiir.
kaside-i mübareke
Mübarek, değerli kaside, şiir.
kaside-i şerife
Şerefli kaside; on beş beyitten az olmayan ve büyük bir şahsı övmek için yazılan şiir.
kaside-perdaz
Kaside yazan, kaside düzenliyen.
(Farsça)
kaside-sera / kaside-serâ
Kaside söyliyen, kaside yazan.
(Farsça)
kasidehan / kasîdehân
Kaside okuyan.
kasidesera / kasîdeserâ / قصيده سرا
Kaside şairi.
(Arapça - Farsça)
kudumiyye
Uzak yoldan gelen bir büyük zâta, oranın halkı tarafından takdim edilen hediye.
Edb: Böyle bir vaziyetten dolayı yazılan kaside.
maksad
(Çoğulu: Makasıd) (Kasd. den) Kasdolunan ve istenilen şey. Merâm, gâye.
makta'
Kesilen yer, kat'edilen yer, kesinti yeri.
Uzun bir cismin enliğine kesildiği yerin görünüşü.
Edb: Her manzumenin, hususen gazellerin ve kasidelerin ilk beytine matla', son beytine makta' denir; makta'da şâirin ismi bulunur.
manzum
Ölçülü, mizanlı, tertibli.
Vezni ve kafiyesi olan söz. Edebi ölçüsü olan sözler. (Kaside ve şiirler gibi).
Dizilmiş, sıralanmış, düzenlenmiş.
matla / مطلع
Doğuş yeri.
(Arapça)
Kaside ve gazelin ilk beyti.
(Arapça)
matla'
Doğacak yer, güneş vasair yıldızların doğması, kaside veya gazelin ilk beyti.
Güneş veya yıldızların doğdukları yer, ufuktan çıktıkları yer.
Yıldız veya güneşin zuhur etmesi.
Edb: Kaside ve gazelin kafiyeli olan ilk beyti.
mediha / medîha / مدیحه
Medih için yazılan kaside, övme.
Övgü şiiri, kaside.
(Arapça)
medihagu / medîhagû / مدیحه گو
Övgü şairi, kaside şairi.
(Arapça - Farsça)
mezmur
Terennümle okunan kaside, ilâhi ve münâcat.
Hz. Dâvuda (A.S.) inen "Zebur"un Surelerinden herbiri.
muallakat
İslâm'dan önce Arap şairlerinin Kâbe duvarına asılan meşhur kasideleri.
muallekat-ı seb'a
(Yedi askı) Kur'ân henüz nâzil olmadan, câhiliyet devrinde meşhur Arap şâirlerinin en beğenilmiş şiirlerinden, Kâbe'nin duvarına astıkları yedi meşhur kaside.
mukattaat
(Tekili: Mukattaa) Kat' edilmiş, kesilmiş şeyler.
Kısaltmalar.
Çeşitli gazel ve kasidelerden seçilmiş beyitler.
Herbiri bir kelimeye delâlet eden harfler.
mullakat-ı seb'a
İslâm'dan önce Kâbe duvarına asılmış olan yedi kaside.
musarra'
Edb: İki mısra'ı da kafiyeli olan beyit. Bir mısra'ı kafiyeli olana "Müfred" denir.Musarra' beyte, gazel veya kasidenin baş tarafında bulunursa; matla; terci' ve terkib-i bentlerin arasında bulunursa; vâsıta tâbir olunur.
müşattar-ı muhammes
Edb: Araya üç mısra ilâve edilmiş gazel ve kaside.
müşattar-ı murabba'
Edb: Araya iki mısrâ ilâve edilmiş gazel veya kaside.
na't
Medih ve senâ ederek, vasıflarını göstererek bir şeyi anlatmak.
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâmı medhederek yazılan kaside.
neşaid
(Tekili: Neşide) Meşhur kaside ve beyitler, mısralar.
nesib
Asil kadının vasfı.
Edb: Kasidenin âşıkâne olan mukaddemesi.
nevruziye / نوروزیه
Nevruz için yazılan kaside.
(Farsça - Arapça)
ramazaniye / رمضانيه
Ramazana ait. Ramazan hakkında.
Ramazan ayına dair medhiye veya kaside.
Ramazan kasidesi.
(Arapça)
recez
Vezni altı defa müstef'ilün'den ibaret olan bir nevi şiir veya bahire denir.
Kaside tarzında yazılan manzume.
sa'd-ı taftazani / sa'd-ı taftazanî
(M. 1322-1389) Horasan'da doğmuş büyük bir İlm-i Kelâm âlimidir. En meşhur eseri, "Makasıd" adlı kelâm kitabıdır.
saded
Asıl mevzu, maksad, asıl konuşulan şey, fikir.
Niyet, kasıd. Teşebbüs.
Yakınlık, civar.
sema' / semâ'
Bir veya birkaç kişinin çalgısız, âletsiz okudukları, dîni, îmânı kuvvetlendiren ve ahlâkı güzelleştiren ilâhî, mevlid, kasîde ve şiirleri dinlemek.
sima' / simâ'
Bir kişinin veya birkaç kişinin çalgısız, âletsiz ve müzik perdelerine uydurmadan okudukları dîni, îmânı kuvvetlendiren ve ahlâkı güzelleştiren şiirleri, kasîdeleri, ilâhileri ve mevlidleri dinlemek.
tacbeyt
Edb: Bir kasidenin sonlarında nazmedenin ismi bulunan beyit.
teşbib
Saç ve sakal ağarmak.
Ateş yakma.
Kasidede mahbubdan bahsetme.
tesmit
Edb: Gazel yahut kasideyi "müsemmat" tarzında tanzim etme.
zat-ül matali' / zât-ül matâli'
Birkaç matlâı bulunan akaside.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Hüsn-ü istikbal
Ïlk
Afak
DESİSE
Devair-i rububiyet
taallül
Kafıye
aleyna
delâil-i kat'iye
sahibe-i cemal
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Kasid
can alan
himmet
kıvanç
murad
ince belli
horu
DESİSE
Ta ni
azen