Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Kar etmek
ifadesini içeren
29
kelime bulundu...
adem-i kabul
İsbatı tasdik etmemek. Şek, hükümsüzlük. İman hükümlerini lâkaydlıkla karşılamak, nefy ve inkâr etmek, kabul etmemek, göz kapamak gibi câhilâne bir hükümsüzlük. Bir terk, bir cehl-i mutlak.
aşikar / âşikâr / آشكار
Açık, belli, aşikâr.
(Farsça)
Âşikâr etmek:
Ortaya çıkarmak, belli etmek.
(Farsça)
Âşikâr olmak:
Ortaya çıkmak, belli olmak.
(Farsça)
bıtr
Bir şeyin boş yere zâyi olması.
İnkâr etmek.
cühud
Bilerek inkâr etmek. Bildiği hâlde yanlış söylemek.
Peygamberimiz Resul-i Ekremi (A.S.M.) bildikleri ve mukaddes kitablarında O'nun evsâfını okudukları hâlde inkâr eden Yahudiler. (Türkçedeki "cıfıt" kelimesi bundan gelir.)
Bir kimseyi bahil bulmak.
hükm-i zımni / hükm-i zımnî
Fık: Zımnen vaki olan hüküm. (Bir kimse diğer bir kimse aleyhine; "Benim filân şahıs zimmetinde sâbit olacak şu kadar lira alacağıma onun emriyle kefil olmuş idin" diye dâva ve o kimse kefâleti ikrar ve borcu inkâr etmekle müddei, borcu isbat ederek hâkim dahi hükmetse bu hüküm kefil aleyhine sarâhe
inkar / inkâr / انكار
Yadsıma, reddetme.
(Arapça)
İnkâr edilmek:
Yadsınmak.
(Arapça)
İnkâr etmek:
Yadsımak.
(Arapça)
istinkar / istinkâr
Bilmemezlikten gelmek.
İnkâr etmek.
Bilmediği bir şeyi sormak.
istizhar
Dayanmak. Güvenmek. Arka vermek.
Yardım istemek. Zahîr istemek.
Ezberlemek.
Aşikâr etmek.
kabul-i adem
Kalben ademi kabul etmektir. Hakkı inkâr etmek, hatalı bir hüküm ve itikattır. Hak mesleği kabul etmeyip indi ve şahsi görüşünü ileri sürerek başka bir yolda gitmektir, bir iltizamdır. İmânın zıddına şahsi görüşüne tâbi olmak, bâtılı kabul etmektir.
kar / kâr / كار
İş.
(Farsça)
Kâr etmek:
İşlemek, tesir etmek.
(Farsça)
kebair
(Tekili: Kebire) Büyük şeyler, büyük günahlar. Kebairin sıralanışı:-Allah'ı inkâr etmek.-Allah'a şirk koşmak.-Kat'iyyen sâbit olan dini bir hükme inanmamak.-Allah'ın rahmetinden ümidini kesmek.-Allah'ın cezasından, mekrinden ve azabından emin olmak.-Günah üzerinde ısrar etmek. Yâni, herhangi bir gün
kend
Kesmek, kat'etmek.
Bir kimsenin nimetini ve iyiliğini bilmeyip inkâr etmek.
küfr
Örtmek; hakkı örtmek, kapamak, Hakk'ı inkâr etmek. Dinde bilinmesi ve inanılması zarûrî olan şeyleri ve ahkâm-ı şer'iyyeden (dînî hükümlerden) tevâtüren (kesin olarak) bildirilenleri inkâr etmek ve dinden olduğu herkesçe bilinen bir şeyi kabûl etmemek.
küfr-i mutlak
Hiç bir imâni hükmü olmamak, dine âit hiç bir hakikatı, Allah'ın varlığına âit hiç bir delili kabul etmemek. İhsan ve inayet-i İlâhiyyeye karşı şükür etmiyerek fiilen ve kavlen inkâr etmek. ("Neuzü billâh" dine söğmek gibi) Küfr-ü icabettiren bazı çirkin sözlere de "küfür" denilmiştir.
küfr-i nifaki / küfr-i nifâkî
Diliyle îmân ettiğini söyleyip, kalbiyle inkâr etmek. İnanmamak
küfran
Nankörlük etmek. Allah'ın ihsan ve inayetine mukabil teşekkür etmeyip fiilen veya kavlen inkâr etmek.
künud
Nankörlük. Nimeti inkâr etmeklik.
latt
(Çoğulu: Litât) Gerdanlık.
Lâzım olmak.
İnkâr etmek.
Sarkıtmak.
Örtmek.
menfi hareket / menfî hareket
Yıkmak, yakmak, saptırmak, inkâr etmek vs. gibi olumsuz ve yıkıcı hareket, davranış.
nefyetmek
İnkâr etmek, reddetmek.
selb / سلب
Kapma, kendine çekme.
(Arapça)
İnkâr etme.
(Arapça)
Selb:
Etmek
(Arapça)
Kapmak, çekmek, almak.
(Arapça)
İnkâr etmek.
(Arapça)
Yok etmek.
(Arapça)
selbetmek
Red, inkâr etmek.
Kapmak, zorla almak.
şikar / şikâr / شكار
Av.
(Farsça)
Av hayvanı.
(Farsça)
Şikâr etmek:
Avlamak.
(Farsça)
Şikâr olmak:
Avlanmak, av olmak.
(Farsça)
ta'til
Allah'ı inkâr etmek.
tasmim
Bir şeyi önceden iyice kararlaştırmak. Azimet-i sadıka ile kastetmek.
Muhkem kılmak.
İnkâr etmek.
Endişe edip kaçınmamak.
tecahüd
İnkâr etmek.
teebbi
İnkâr etmek.
(Ebb. den) Bir kimseyi baba kabul etme. Baba edinme.
tefsir
Mestur, gizli bir şeyi aşikâr etmek. Mânâyı izhâr etmek.
Anladığını anlatmak. Bildiği kadar açıklamak.
Kur'ân-ı Kerim'in mânâsını anlatan kitab.
Ehl-i Hadis ıstılahında Tefsire dâir hadis-i şeriflere Tefsir denilir.
tekzib
Yalanlamak. Bir işe inanmayıp inkâr etmek. Yalan olduğunu söylemek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
meşk
ضروب
Eşbah
eşbeh
yekdiğer
Buğz
Hitaf
dehaet
enin
rah-ı
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Kar etmek
Susamak
işbirliği
i'lan
mahvolma
sevk-i ilahi
esirgemek
SAYGI
Arkadaş
anen