Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Kanat
ifadesini içeren
50
kelime bulundu...
asere
Kanat teleklerinden evvel, ucunda olan beyaz telekler.
asra'
Zor olan şey. Güç nesne.
Kanatlarının uçlarında beyazlıklar olan tavşancıl kuşu.
badia
Derisini ve etini yarıp kanatmış olan, fakat kanı çıkmayıp akmayan baş yarası.
bal / bâl / بال
Kanat.
(Farsça)
Kol, pazu.
(Farsça)
Kol, cenah.
(Farsça)
Üst, yukarı.
(Farsça)
Boybos, endam.
(Farsça)
Kanat.
(Farsça)
bal-güşa / bal-güşâ
Kanat açan, uçan.
(Farsça)
balzen
Kanat vuran. Uçan.
(Farsça)
cenah / cenâh / جناح / جَنَاحْ
Kanat, taraf, kısım. (Vicdanın ziyası ulum-u diniyyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacı ile hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassub, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder. Mün.)
Yan taraf, cihet.
Kol, pazu.
Kanat, kuş kanadı.
Kanat.
Kanat.
(Arapça)
Kanat, taraf.
cenaheyn / cenâheyn
(Cenah. dan) İki kanat, iki yan, iki cenah.
İki hususiyetli.
İki kanat.
defa
Boynuz ve kanat uzunluğu.
Bir şeyin eğilip ikiye bükülmesi.
defif
Ağır ağır gitmek.
Kuşun, ayakları yerde iken kanatlarını salıp hareket ettirmesi.
defter
(Çoğulu: Defâtir) (Yunanca iki kanatlı manasına gelen bir kelimeden alınmıştır). Not yazmağa, ders için veya ticari hesablara mahsus kağıttan beyaz kitab. Pusula.
Liste.
dürece
Süllem, merdiven.
Bağırtlak kuşu. (Kanatlarının içi siyah ve dışı boz olan bir kuş.)
ecniha
(Tekili: Cenah) Kanatlar. Cenahlar. Taraflar.
hinna'
Kanat.
hurkus
Pire gibi bir böcek (Az olarak kanatlanır uçar).
idma'
Kan alma.
Kanatma.
ifahe
Kan fışkırtma.
Kanatma.
iskete
Güzel ve çok öten sarı kanatlı bir cins küçük kuş.
kanavat
(Tekili: Kanât) Yeraltına döşenmiş olan künkler. Su yolları.
Mızraklar, sopalar.
kavadim
(Tekili: Kadime) Kuyruklar.
Kuşların kanatlarının ön tüyleri.
kıntar
(Çoğulu: Kanâtir) Yüzyirmi rıtıl veya yetmiş bin dinar.
Çok mal.
Bir sığır derisi dolu altın ve gümüş.
kütfane
(Çoğulu: Kütfân-Ketâyif) Çekirgenin evvel kanatlanıp uçanı.
meyasir
(Tekili: Meysere) Ordunun sol kanatları. Sol cenahlar.
Zenginlikler, servetler.
meymene / ميمنه
Sağ kanat.
(Arapça)
meysere / ميسره
Sol kanat.
(Arapça)
mücennah
(Cenah. dan) Cenahlı, kanatlı.
müctenih
(Cenah. dan) Meyillenen, bir tarafa eğilen.
Secdede usulüne göre ellerini yere koyup dirseklerini açarak kollarını kanat şeklinde tutan.
muk
Göz pınarı.
Akılsızlık.
Kanatlı karınca.
Mest üzerine giyilen çizme.
mürg-i bal-şikeste / mürg-i bâl-şikeste
Kırık kanatlı kuş.
nahiz
Uçmaya hazırlanmış ve kanatları bitmiş olan kuş.
Tavşancıl yavrusu.
nasl
Okun ucundaki sivri demir. okun uçmasına yardım eden kanatlar.
per / پر
Kanat.
(Farsça)
Kanat.
(Farsça)
Kuşların iri tüyü, yelek.
(Farsça)
per-aver
Kanat açan, kanat açıcı. Keskin uçan.
(Farsça)
per-güşa
Kanat açıcı, uçucu.
(Farsça)
Keskin uçucu.
(Farsça)
pervaz
Uçmak, kanat açmak.
Kanat açmak, uçmak. Uçan, uçucu.
(Farsça)
Nur.
(Farsça)
Karargâh.
(Farsça)
Saçmak.
(Farsça)
Hücre.
(Farsça)
Saçak.
(Farsça)
Ayna. Dolap.
(Farsça)
İnce, uzun tahta.
(Farsça)
Uçan, uçucu gibi mânâlara gelerek birleşik kelimeler yapılır.
(Farsça)
pervaz ü perdaz / pervâz ü perdâz
Kanat çırparak uçan.
refrefe
Kuşun kanatlarını oynatıp açması.
ribac
Kanatlarının ortasında küçük kapısı bulunan büyük kapı.
safe
(Çoğulu: Savaf-Sâfât) Kanatlarını havada yayıp uçan kuş.
safk
Sesi işitilen vuruş.
Sarfetmek.
Reddetmek.
Kanatlarını hareket ettirmek. Deprenmek.
Kullanmak.
şahbal / شاهبال
Kanattaki en uzun tüy.
(Farsça)
şehbal / şehbâl / شهبال
Kanattaki en uzun tüy.
(Farsça)
şerekrak
Yeşil kanatlı, siyah burunlu, güvercin büyüklüğünde kırmızı bir kuş.
şeş-per
Altı kanat.
(Farsça)
Eski savaş âletlerinden 6 dilimli bir topuz.
(Farsça)
şikestebal / şikestebâl
Kanadı kırık, kırık kanatlı.
(Farsça)
Mc: Kederli, üzgün.
(Farsça)
simurga
Kanatlı ve çok büyük hayvan olup eski devirlerde yaşadığı rivâyet edilir.
tadric
Kanatmak.
tasfik
(Çoğulu: Tasfikat) Kanat çırpma.
teczim
(Kol, kanat gibi şeyleri) kesme.
tedmiye
Vurup kanatmak.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Müfekkire
şükuf
zerab
izhar etmek
cehat
Müteka
sebeb-i saadet
nakuş
fevri
İmtinan
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Kanat
cevr
kızkardeş
Amig
Hengam
tefrite
İyi
Yapmak
hayat veren
şaad