Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Kaidesi
ifadesini içeren
21
kelime bulundu...
de'b-i edeb
Edebî usul, kaide. Edeb kaidesi. Edebiyat âdeti, şekli, tarzı.
disar
(Çoğulu: Düsür) Üste giyilen kaftan, elbise.
Yatak çarşafı.
Arapçada elbise demek olduğu hâlde Osmanlıcada yalnız Farsça kaidesi ile yapılan sıfat terkiblerinde ziyadelik, çokluk, bolluk mânasında kullanılmıştır.
düstur-u belagat / düstûr-u belâgat / دُسْتُورُ بَلَاغَتْ
Hâle uygun söz söyleme kaidesi.
ilm-i kıraat
Usul ve kaidesine uygun olarak Kur'an-ı Kerimin okunması ilmi. Bak: (Kıraat) ve (Kıraat-ı seb'a) ve (Fenn-i kıraat)
inşad
Edb: Şiir okuma. Şiiri kaidesine uygun ahenk ile okuma. Sesini yükseltme.
Arayıp soruşturma.
Birisini hicvetme.
Kayıp olan bir şeyi haber verme.
kaide-i hayatiye
Hayat kaidesi, kuralı.
kaide-i istidlal / kâide-i istidlâl
Bir konu hakkında ispat için uyulması gerekli delil sunma kaidesi; çıkarımda bulunma kaidesi.
kaide-i kur'aniye ve imaniye ve nuriye / kaide-i kur'âniye ve imaniye ve nuriye
Kur'ân, iman ve Nur kaidesi, prensibi.
kaide-i nahviye
Arapça gramer kaidesi, dilbilgisi kuralı.
kaide-i rabt
Bağlama kaidesi, bağlama cümlesi.
kaide-i üstadane / kaide-i üstâdâne
Siz Üstadın kaidesi, prensibi.
katibane / kâtibane
Kitâbet kaidesine göre, kâtipcesine.
ma'mulün bih
Kendisi ile amel olunan. (Hukuk, nizam, program kaidesi)
mantık
(İntak. dan) Konuşturan, söyleten.
Doğru muhakeme ve doğru düşünceyi öğreten ilim. Akıl kaidesi.
Akıl, nutuk, söz.
na-behencar
Usulsüz, kuralsız, yolsuz, kaidesiz.
(Farsça)
na-bekaide
Kural ve kaideye uymayan. Kaidesiz, kuralsız, nizamsız.
(Farsça)
nefis-perest
Şeriat kanunlarına aykırı olarak, ahlâk kaidesini tanımadan nefsinin isteklerine uyan. Nefsine taparcasına düşkün olan.
san'at-üt tedelli
İlm-i belagatın bir kaidesi. En âlâdan başlayıp ednaya doğru gitme, yukarıdan aşağıya inme san'atı.
sarfi / sarfî
(Sarfiye) Masrafa, sarfa ait, gidere dair.
Gr: Sarf kaidesine dair, gramere ait, dilbilgisiyle ilgili.
tasrif
İstediği şekilde idare etmek. Maslahatta tasarrufa izin vererek mutasarrıf kılmak.
Bir şeyi bozup değiştirerek türlü şekillere koymak, evirip çevirmek.
Gr: Bir kelimenin veya fiilin çeşitli zamanlara göre sıra ile söylenişi. Sarf kaidesi üzere kelimenin şeklini başka kelimele
tertil
Muvafık ve yerli yerinde, güzel, uygun ve lâtif konuşmak.
Düşüne düşüne, yavaş yavaş, anlayarak okumak. Beyan eylemek ve âşikâr kılmak.
Kur'an-ı Kerim'i usul ve kaidesine göre, acele etmeksizin dura dura anlaya anlaya okumaktır. Kur'an-ı Kerim tertil üzere nâzil olmuştur.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
mesare
be vakit
Vazıhat
muhdis
cay
tenperverlik
Sâyîde
hem
Safalı
sen
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Kaidesi
Çeviri
Savaş Arkadaşı
tulumba
esin
zâr
Ayın ondördü
Cilingir
Kabile
Defetmek