REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te KORKUSUZ ifadesini içeren 32 kelime bulundu...

adem-i tahavvuf

  • Korkusuzluk.

adem-i tahavvüf

  • Korkusuz olma.

ahd u eman / ahd u emân

  • And ve emniyet, korkusuzluk, güvenlik.

bi-perva / bî-perva

  • Korkusuz. Pervasız. (Farsça)

bila-perva / bilâ-perva

  • Korkusuz.

bilaperva / bilâperva / bilâpervâ / بلاپروا

  • Korkusuz.
  • Pervasız, korkusuz.
  • Korkusuzca. (Arapça - Farsça)

biperva / bîperva / bîpervâ / بى پروا

  • Korkusuz.
  • Korkusuz. (Farsça)
  • Çekinmeden. (Farsça)

cesaret / cesâret

  • Cesurluk, yiğitlik, korkusuzluk.
  • Yüreklilik, korkusuzluk.

cesurane / cesurâne

  • Cesurca, korkusuzca.

eman / emân

  • Korkusuzluk.
  • Af ve yardım dileme. Eminlik.
  • Eminlik, korkusuzluk.
  • Korkusuzluk, emniyet, güven.
  • Bir kimseye veya düşmana; söz, işâret veya yazı ile, mal ve can güvenliğinin emniyet (güven) altında olduğunu bildirme.
  • Müslüman olmayan bir kimsenin İslâm memleketine girmesi için kendisine verilen müsâade, izin.
  • Eminlik, korkusuzluk.
  • Aman dileme.
  • Şikayet.
  • Rica.

emani

  • Emniyetler. Niyetler, gayeler, istekler. Arzular, dilekler. (Farsça)
  • Eminlik, korkusuzluk. (Farsça)

emin

  • Kalbinde korku ve endişesi olmayıp rahatta olan. Korkusuz.
  • Kendisinden korkulmayan.
  • Kendine inanılan. İtimat edilen.
  • İnanan, güvenen.
  • Çok iyi bilen, şüphe etmeyen.

emn

  • Eminlik, korkusuzluk.
  • Eminlik. Korkusuzluk. Emniyet. Bir şeye itimad etmek. İnsanda doğruluk ve imandan ileri gelen yüksek bir meleke ve kabiliyet. Rahatlık.

emn ü asayiş / emn ü âsâyiş

  • Eminlik ve rahatlık, korkusuzluk, tehlikesizlik, güvenlik.

emn ü eman / emn ü emân

  • Korkusuzluk ve emniyet hâli.
  • Emniyet ve korkusuzluk.

emn ü eman ü emniyet / emn ü emân ü emniyet

  • Emniyet, korkusuzluk ve güvenlik.

emniyet

  • (Emniyyet) : Eminlik, emin olma hâli, korkusuzluk, tehlikesizlik.
  • İtimad, güvenme, inanma.
  • Polis ve zabıta teşkilâtı.

emniyet-i tamme / emniyet-i tâmme

  • Tam bir emniyet ve korkusuzluk.

masi / masî

  • Pervasız, korkusuz. (Farsça)

me'mun

  • Emin. Mahfuz. Korkusuz. Emniyyet verilmiş. Sağlam. Tehlikeden azâde olan.
  • Abbasi halifelerinden Hârun Reşid'in kendisinden ve kardeşi Eminden sonra hükümdar olan oğlunun adı.

me'mun-ül akibe / me'mun-ül âkibe

  • Akibetinden emin. Sonu emin, korkusuz.

mêmun / mêmûn

  • Emin, korkusuz.

na-perva

  • Pervasız, korkusuz, aldırışsız, çekinmez. (Farsça)
  • Sersem. (Farsça)

naperva / nâpervâ / ناپروا

  • Korkusuz, pervasız. (Farsça)

pervasız / pervâsız

  • Korkusuz.
  • Korkusuz.

salim / sâlim

  • Sağlam.
  • Sıhhatli. Sağ. Noksansız, eksiksiz.
  • Her türlü tehlikeden uzak olan. Emin ve korkusuz olan.
  • Gr: Kelimelerdeki harfler bozulmadan cemi' eki katılarak yapılan çoğul hali. Sâlimûn, sâlihât, sâdıkûn, sâdıkât gibi yapılan cemiler.
  • İçinde harf-i illet bulunma
  • Sağlam, eksiksiz, korkusuz.

ser-endaz

  • (Çoğulu: Ser-endazân) Çekinmez, pervasız, korkusuz. (Farsça)

serbaz

  • (Çoğulu: Serbâzân) Korkusuz, cesur, cesâretli. Yiğit. (Farsça)

serbazi / serbazî

  • Yiğitlilik, cesurluk, korkusuzluk. (Farsça)

tefrih

  • Korkusuz kalmak.
  • Gelişme, filizleme. Yumurtadan çıkmak.

tehevvür

  • Korkusuzlukla düşünmeden hareket etmek. Sonunu düşünmeden birden bire karar vermek.
  • Kuvve-i gadabiyenin ifrat mertebesi; maddi mânevi hiçbir şeyden korkmamak hâleti.
  • Korkusuzca, sonunu düşünmeden âniden karar verme.

yed-i emin

  • Kanunen güvenilir kimse olarak seçilen şahıs.
  • Mahkemece kendisine bir şey emanet olunan kimse.
  • Emniyetli, tehlikesiz ve korkusuz yer.
  • Hz. Muhammed'in (A.S.M.) bir lâkabı.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın