a'ma / a'mâ / اعمى

• Kör. Gözü görmeyen.
• Manevi körlük, cahillik, bilgisizlik.
• Yağmur bulutları.

• Kör. (Arapça)

a'ver

• Tek gözlü. Bir gözü kör. Yek-çeşm. (Âhirzamanda gelecek Süfyan adındaki bir zâlimden "Aver" diye rivayetlerde bahsedilmesi, sadece dünyayı görecek bir gözü olduğu ve âhireti görecek imân gözünün olmadığından kinayedir.)

ahger-i suzan

• Yakıcı kor.

ahker

• Ateşli kül, kül ile karışık ince kor. (Farsça)

alil / alîl

• Kör.

ama / âmâ

• Kör.

• Kör.

amya / amyâ

• Tam kör.

aysele

• Gözsüz, a'mâ, kör.

cemre

• (Çoğulu: Cimâr) Şiddetli karanlık.
• Ateşli kömür parçası, kor.
• İlkbaharda suya, yere, havaya düştüğü söylenen sıcaklık.
• Hacıların Mina Vâdisinde şeytan taşlamaları.

darir / darîr / ضریر

• Doğuştan kör. (Arapça)

ekmeh

• Anadan doğma kör.
• Tepe,bayır, yüksek yer.

kafir / kâfir

• Hakk'ı tanımayan, bilmeyen,
• Allah'ın varlığına ve birliğine inanmayan.
• Küfreden, küfredici.
• İyilik bilmeyen, nankör.

kafir-i ni'met / kâfir-i ni'met

• Nankör. Nimeti inkâr eden.

künd

• Biçimsiz, yakışıksız, kısa.
• Kesmez, kör.
• Yiğit, cesaretli, cesur.
• Anlayışsız. Fehim ve idraki kısa.

kur / kûr / كور

• Kör. (Farsça)

kurdil / kûrdil

• Câhil. Gönlü kör. (Farsça)

na-bina

• (Çoğulu: Na-binayan) Kör, a'mâ, gözleri görmez. Anadan doğma kör.

na-sipas

• Nankör. Şükretmeyen. (Farsça)

nabina / nâbîna / نابينا

• Kör. (Farsça)

nasipas / nâsipas / ناسپاس

• Nankör. (Farsça)

nemek-haram

• Tuz haini. (Farsça)
• Mc: Nankör. (Farsça)