Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Intizam
ifadesini içeren
44
kelime bulundu...
arz-ı intizam
Düzen ve intizamı sergileme.
başıbozuk
Bir harp çıktığında orduya süvari veya piyade olarak katılan gönüllü asker. Başıbozuk tâbiri, gelişigüzel ve intizamsız idare tarzına da alem olmuştur. Bir zamanlar bu tâbir, asker olmayan siviller için de kullanılmıştır.
(Türkçe)
berg
Yaprak.
(Farsça)
Azık.
(Farsça)
Azm, kasd.
(Farsça)
Hazırlık. Mal, mülk.
(Farsça)
İntizam-ı hal.
(Farsça)
Serencam.
(Farsça)
beyan-ı intizam
İntizamın anlatılması.
bezazet
Perişanlık, pejmürdelik. Kıyafetin düzgün ve intizamlı olmayışı.
cilve-i irade / cilve-i irâde
İrâde ve kasdı gösteren tezahür ve tecelli. Cenab-ı Hakkın kendi bizzat isteği ve iradesiyle yaptığını gösteren oluş ve intizam, mükemmeliyet.
disiplin
Uyulması lâzım gelen kaide ve yasaklar.
(Fransızca)
Nizam ve intizam te'mini için zihnî, ahlâkî, ruhî, cismanî tâlim ve terbiye.
(Fransızca)
endam
Beden. Vücud.
(Farsça)
Vücudun tenasübü. Vücudun görünüşü.
(Farsça)
Letafet. İntizam ve üslub.
(Farsça)
fenn-i hikmet-ül eşya
Tabiat bilgisi. Eşyadaki intizam, mükemmellik ve insanlara olan faydaları ve onlardan faydalanmak hakkında bilgi veren ilim kolu.
inayet delili
Alah'ın kâinata koyduğu nizam, intizam delili.
intisak
Sıra ile düzgün olma, intizamlı oluş.
intizam-ı belağat / intizam-ı belâğat
Belâğatin intizam ve düzenliliği.
intizam-ı kamil-i kainat / intizam-ı kâmil-i kâinat
Kâinattaki mükemmel intizam, düzenlilik.
intizamat / intizamât
İntizamlar.
intizamat-ı mahlukat / intizamat-ı mahlûkat
Yaratılan varlıklar içindeki düzen, intizam.
intizamın ilcaı
İntizamın zorlaması, mecbur etmesi, muztar kılması.
intizamperver
İntizamı çok seven, herşeyi tertipli ve düzenli yapan.
Her şeyi tertib ve düzenli yapan. İntizâmı çok seven.
(Farsça)
itfa'
Söndürme. Bastırma. Dindirme.
Bir borcu ödeyerek bitirme.
Fizikte: İntizamlı ve eşit zamanlarla sallanan bir hareketin yavaş yavaş azalarak sıfıra inmesi.
ıttırad
İntizamlı, uygun şekilde. Saat gibi intizamlı hareket. Sıra ile birbirini takib eden. Ritmik.
kainat-ı muntazama / kâinat-ı muntazama
Düzenli, intizamlı kâinat.
lisan-ı nahvi / lisan-ı nahvî
Arapçanın bir vasfı; intizam ve kaidelere, düsturlara bağlı belâgatlı dil.
mihver-i nizam
Nizam ve intizam ekseni.
mirilu
Uzayan harblerde ve askerin kifayetsizliği zamanlarında aylıkla toplanan askerler. Bunlar talimsiz, intizamsız oldukları için "Nefer-i âm: Bütün halkın cenge sürülmesi" hükmünde kalıyor, bir istifade te'min olunamıyordu. Yeniçeri Ocağı'nın ilgasıyla muntazam askerî teşkilât yapılınca bu türl
muhtell
Bozuk. Berbâd. Karışmış. İşgal ve ihlâl edilmiş.
İntizamsız. Nizamsız olmuş.
Fakir kimse.
Çok susuz kalmış olan.
mukannin
Kanun yapan. İntizama koyan. Kanun tertib ve ihdas edici olan.
mülevves
Kirli. Pis. Bulaşık. Bulaştırılmış.
Alıkoyulup sonraya bırakılmış veya durdurulmuş olan.
Tazelenmek için suda ıslatılmış şey.
Karışık, intizamsız.
munazzama
Tanzim olunmuş, yoluna konulmuş olan. İntizamlı teşkilât. Nizamlı. Adaletli.
muntazam / منتظم
Düzenli. Tertibli. İntizamlı. Düzgün sıralanmış. Her şeyin yerli yerinde olması. Derli toplu olma.
Düzenli, intizamlı.
Düzenli, düzgün, intizamlı.
(Arapça)
muntazama
Düzenli, intizamlı.
muntazaman
İntizamlı ve düzgün olarak. Muntazam bir tarzda.
Devamlı ve sürekli olarak. Dâima.
neva
Ahenk, ses, güzel sadâ, nağme, avaz.
(Farsça)
Musikide bir makam ismi.
(Farsça)
İntizamlı hâl.
(Farsça)
Azık, zahire, rızık.
(Farsça)
piraste
Tertibedilmiş, düzenlenmiş donatılmış, süslü. Pirastegî . f. Düzen, intizam.
(Farsça)
pirayiş
Düzen, nizâm, intizam, tertib.
(Farsça)
Süs, zinet.
(Farsça)
rabt
Bağlamak, bitiştirmek, bir şeye bağlamak.
Nizam vermek, intizam bulmak.
Gr: Cümleleri lüzumlu edatlarla birbirine bağlamak.
şart-ı intizam
İntizamın, düzenliliğin şartı.
şeriat-ı fıtriye-i kübra / şeriat-ı fıtriye-i kübrâ
Kâinattaki düzen ve intizamı sağlayan, bütün varlıkların tabi olduğu büyük kanun; tabiat kanunlarının bütünü.
şeriat-ı fıtriye-i kübra-yı ilahiye / şeriat-ı fıtriye-i kübrâ-yı ilâhiye
Kainattaki düzen ve intizamı sağlayan, bütün varlıkların tabi olduğu büyük, İlâhi kanunlar.
suret-i muntazama
Düzenli, intizamlı suret, görünüş.
tabi'iyyeciler / tabî'iyyeciler
Canlılarda ve cansızlardaki, akıllara hayret veren intizâmı (düzeni) ve incelikleri görerek, bir yaratanın varlığını söylemekle berâber; öldükten sonra tekrar dirilmeği, âhireti, Cennet'i ve Cehennem'i inkâr edenler (red edip, kabûl etmeyen, inanmaya nlar).
tarz-ı muntazam
Düzenli, intizamlı tarz.
vak'a-i hayriye
Tar: Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması münasebetiyle kullanılan bir tabirdir. İlk önceleri büyük hizmetleri görülen Yeniçeriler, zamanla nizam ve intizamlarını kaybettikleri gibi, son zamanlarda uygunsuz hareket ve isyanlarla memleketin başına belâ kesildikleri için, ocağın lağvı hayırlı sayılmış ve b
vaziyet-i muntazama
İntizamlı, düzenli vaziyet.
zabıta / zâbıta
Yurt içinde emniyet ve intizamı korumakla vazifeli devlet kuvveti, polis.
Fık: Bütün hususlara şâmil olmayıp yalnız bir hususa ve onun teferruatına şamil olan hususi kaideye denir. Kanun ve âdet, zabt ve idareye vesile olan bağ.
zabtıyye
Jandarma veya polis kuvveti. Memleket içi âsâyiş ve intizamı te'min maksadı ile çalışan hükümet kuvveti.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
hun-ab
nadan
Dûa
refika-i hayat
tekessür
alun
Mulahhas
AHiret
Hâsed
vird-i ümmet
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Intizam
Tasarım
Ce
Düşkünler
erik
vucüt
LATİ
cem'
aile
ibtidâ