LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te ILK kelimesini içeren 90 kelime bulundu...

adem

  • İlk insan ve ilk peygamber.

akl-ı evvel

  • İlk akıl, hılkî ve cibilli olan akıl.

asl-ı evvel / اَصْلِ اَوَّلْ

  • İlk temel, kaynak.
  • İlk asıl, başlangıç.

avind

  • İlk, evvel, önce. (Farsça)

bahari / baharî / bahârî / بهاری

  • İlkbahara âit. İlkbaharla ilgili.
  • İlkbahar ile ilgili. (Farsça)

bedeviyet / بَدَوِيَتْ

  • İlkel göçebelik, şehirliliğin zıddı.

bekuri / bekûrî

  • İlk evlat, ilk doğan çocuk.

bekuriyyet / bekûriyyet

  • İlk evlâtlık.

bidayeten / bidâyeten

  • İlk olarak.

bikr-i fikir

  • İlk olarak söylenen fikir. (Farsça)

bikr-i mazmun

  • İlk def'a söylenmiş mazmun.

cüz-ü evvel

  • İlk bölüm.

dahve

  • İlk kuşluk vakti. Güneşin ufukta ilk yükselip yayılmaya başladığı an.

düstur / düstûr

  • İlke, kural.

ebu zerr-i gıffari / ebu zerr-i gıffarî

  • İlk İslâm olanların beşincisi olup ilimde İbn-i Mes'ud hazretlerine müsavi sayılırdı. Resül-ü Ekrem Aleyhissalâtu Vesselâmdan 281 Hadis-i Şerif nakletmiştir. Hazreti Ali Kerremallahu Vechehu kendisine "İlim dağarcığı" lâkabını vermiştir. Hi: 31'de Hakkın rahmetine kavuşmuştur. (R.A.)

esatir-ül evvelin / esatir-ül evvelîn

  • İlk zamanlara ait efsâneler.

eski hikmet

  • İlk dönem İslâm filozoflarının yorumları.

evail / evâil

  • İlk dönemler, başlangıçlar.

evvel

  • İlk. İbtida.
  • İlk, önce, birinci.

evvel-i fıtrat / اَوَّلِ فِطْرَتْ

  • İlk yaratılış.

evvel-i menazil

  • İlk konaklanan yerler; kitabın ilk bölümlerinde yer alan başlıklar.

evvela / evvelâ / اولا

  • İlkönce, birinci olarak, herşeyden önce.
  • İlkin, ilk önce. (Arapça)

evvelbaba

  • İlk baba, her türün bir anda yaratılan ilk ferdi.

evvelbahar / اول بهار

  • İlkbahar. (Arapça - Farsça)

evvelemir

  • İlk önce.

evvelen / اَوَّلاً

  • İlk olarak.
  • İlk olarak.
  • İlk olarak.

evvelin ü ahirin / evvelîn ü âhirîn

  • İlkler ve sonlar. Evvelkiler ve sonrakiler.

fasl-ı bahar

  • İlkbahar.

fasl-ı nev bahar

  • İlkbahar mevsimi.

habil

  • İlk insan Hz. Adem'in (A.S.) oğullarından birinin ismi.

hadis-i meşhur / hadîs-i meşhûr

  • İlk zamanda bir kişi bildirmişken, ikinci asırda şöhret bulan, yâni bir kimsenin Resûl-i ekremden, o kimseden de, çok kimselerin ve bunlardan dahî, başka kimselerin işittiği hadîs-i şerîfler.

hakim-i evvel ve ahir / hâkim-i evvel ve âhir

  • İlk ve son hâkimi.

havva / havvâ

  • İlk insan ve ilk peygamebr olan Hz. Âdem'in (a.s.) eşi, beşeriyetin anası ve ilk kadındır.

hilkat-i adem / hilkat-i âdem

  • İlk insanın yaratılışı.

hulefa-i erbaa / hulefâ-i erbaa

  • İlk dört halife: Hz. Ebû Bekir (r.a.), Hz. Ömer (r.a.), Hz. Osman (r.a.), Hz. Ali (r.a.).

ibtida-i kıraat / ibtidâ-i kıraat

  • İlk okuma. Okumaya başlama.

ibtidai / ibtidâî

  • İlkel.

idare-i mahsusa

  • İlk adı "İdare-i Aziziye" olan devlet vapur işletme dairesi.

idris

  • İlk elbiseyi diken peygamber.

ilkaat / ilkaât

  • İlkalar, ekmeler.

inkılab-ı sayfi / inkılâb-ı sayfî

  • İlkbaharın bitip, yaz mevsiminin balayışı. Gün dönümü. (21 hazirana rastlar.)

jurnal

  • İlk önce gazete ve rapor mânasına kullanılırken sonradan "hükümete ihbar" gibi olan hâdiselere denilmeğe başlandı. İhbar, şikâyet, polis raporu. İnsanı kötüleyerek verilen haber veya rapor. (Fransızca)

kabli / kablî

  • İlke ve önceliğe âit. Hiçbir tecrübeye dayanmadan. Yalnız akıl ile.

kademe-i ulada / kademe-i ulâda

  • İlk basamakta. Başlangıçta.

kurun-i ula / kurun-i ulâ / kurûn-i ûlâ / قرون اولى

  • İlk çağlar.
  • İlkçağ.

kurun-u ula / kurun-u ûlâ / kurûn-u ûlâ / قُرُونُ اُولٰي

  • İlk asırlar.
  • İlk asırlar.
  • İlk çağlar.

kurun-u ula ve vusta / kurun-u ulâ ve vustâ / kurun-u ûlâ ve vustâ / kurûn-u ûlâ ve vustâ

  • İlk ve orta çağlar.
  • İlk ve orta çağ.
  • İlk ve orta çağlar.

maani-i ula / maânî-i ûlâ

  • İlk mânâlar.

madde-i ula / madde-i ûlâ

  • İlk cevher.

mebadi / mebâdî / مبادی

  • İlkeler, prensipler. (Arapça)

mebde'-i zuhur

  • İlk olarak ortaya çıktığı dönem.

mebde-i evvel

  • İlk başlangıç.

mebde-i tevkif

  • İlk tutuklama.

mekatib-i ibtidaiyye / mekâtib-i ibtidâiyye

  • İlk mektebler, ilk okullar.

mekke-i mükerreme

  • İlk ismi Mekke olan bu şehire, Hz. Peygamber'in (A.S.M.) gelmesi ve Mukaddes Kâbe'nin putlardan temizlenmesi ile Mükerrem Mekke mânâsında bu isim verilmiştir.

mekteb-i ibtidai / mekteb-i ibtidaî / mekteb-i ibtidâî / مكتب ابتدائى

  • İlk mekteb, ilk okul.
  • İlkokul.

mekteb-i iptidai / mekteb-i iptidaî

  • İlkokul.

meşhur hadis

  • İlk asırda âhâdî (bir Sahabî tarafından rivayet edilmiş) iken, ikinci asırda meşhur olan ve yalanda birleşmeleri mümkün olmayan topluluk tarafından rivâyet edilen hadis.

mevadd-ı ibtidaiye / mevadd-ı ibtidâiye

  • İlkel maddeler, ham maddeler.

mezheb-i evvel

  • İlk mezhep, ilk yol.

misal-i vavi / misal-i vavî

  • İlk harfi "vav" olan kelime.

misal-i yayi / misal-i yayî

  • İlk harfi "ye" olan kelime.

mübtediyane

  • İlk olarak, yeni ve acemi bir talebe gibicesine. (Farsça)

müptediyane / müptediyâne

  • İlk olarak.

müsvedde / مُسْوَدَّه

  • İlk nüsha, karalama.
  • İlk yazılış, karalama.
  • İlk yazılan metin.

müsvedde-i evvel

  • İlk müsvedde, ilk karalama.

neş'e-i ula / neş'e-i ulâ / neş'e-i ûlâ

  • İlk hayat. Ruhun bedene girmesi. Dünyaya gelmek.
  • İlk yaratılış, ilk diriltilme (dünyada).

neş'et-i ula / neş'et-i ulâ

  • İlk defa vücuda gelme.

nesim-i nevbahar / nesim-i nevbahâr

  • İlkbahar rüzgârı, tan yeli.

nevbahar / نوبهار

  • İlkbahar. (Farsça)
  • İlkbahar. (Farsça)

nevbahari / nevbaharî

  • İlkbaharla ilgili. (Farsça)

nevruz

  • İlkbaharın başlangıcı.

nısf-ı evvel / نِصْفِ اَوَّلْ

  • İlk yarı.
  • İlk yarı.

nühust

  • İlk gelen, evvel doğan, evvelki olan. (Farsça)

nuhustzad / nuhustzâd

  • İlk doğmuş olan. Evvel doğan. (Farsça)

rebi-i evvel

  • İlkbahar. Çiçeklerin açıp otların bittiği mevsim.

reşem

  • İlk evvel çıkan ot.

resm-i küşad / resm-i küşâd

  • İlk açılış töreni.

saff-ı evvel

  • İlk saf, yeni çığır açanlar.

sahife-i ula / sahife-i ûlâ

  • İlk, birinci sayfa.

şart-ı evvel

  • İlk şart.

süleyman çelebi

  • İlk mevlid yazan ve bunda en çok muvaffak olan ehl-i velâyet bir zât olup, hicri 780'de Bursa'da vefat etmiştir. "Vesilet-ün Necât", meşhur mevlid kitabının esas adıdır.

sünnet-i hasene

  • İlk asırda (Resûlullah efendimiz ve O'nun arkadaşları olan Eshâb-ı kirâm zamânında) asılları îtibâriyle bulunan, sonraları daha da geliştirilen, minâre, mektep yapmak ve kitâb yazmak gibi, İslâm'ın izin verdiği, hattâ emrettiği güzel ve faydalı işler.

tabaka-i ula / tabaka-i ûlâ

  • İlk tabaka.

tedrisat-ı ibtidaiye / tedrisât-ı ibtidâiye

  • İlk öğretim.

telkih / telkîh

  • İlkah etmek, aşılamak, cinsinin üremesini sağlamak.

ula / ûlâ / اولى

  • İlk, birinci.
  • İlk, birinci. (Arapça)

umde

  • İlke, temel fikir.

vahşet

  • İlkellik.

zat-ul ilkah-i zahire / zât-ul ilkah-i zâhire

  • İlkahı (döllenmesi) çiçek vâsıtasıyla olan nebat.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın