Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Hurr
ifadesini içeren
81
kelime bulundu...
ahrar / ahrâr
(Tekili: Hür) Hürler. Esir veya köle olmayan kimseler.
Silsilesinde esir veya köle bulunmayanlar.
Hürriyetçiler.
Hürriyetçiler (II. Meşrûtiyet devrinde bir partinin ismi).
Hürriyetçiler.
ahrarane
Hürriyetçilere yakışır tarzda. Serbestçe. Hür olana yakışır surette. (İnsana karşı hürriyet, Allah'a karşı ubudiyyeti intac eder. Mün.)
(Farsça)
ahrarlar
Hürriyetçiler, Demokrat Parti mensupları.
asr-ı hürriyet
Hürriyet asrı.
azad / âzâd
Serbest bırakma, hürriyetine kavuşturma.
azad etmek / âzâd etmek
Serbest bırakmak, hürriyetine kavuşturmak, kölelikten kurtarmak.
Serbest bırakmak, hürriyetine kavuşturmak.
azadi / azadî
Serbestlik. Hürriyet.
şükür.
azatlık
Hürriyet, özgürlük.
bidayet-i hürriyet
Hürriyet'in başlangıcı; Meşrutiyet'in ilk yılları.
burjuvazi
Burjuvaların meydana getirdiği içtimaî (sosyal) sınıf. Avrupa'da burjuvazi, ticaret ve sanayi ile zenginleşti. Soylular sınıfı ile mücadele ederek Fransız İhtilali ile iktidara geldi. İhtilalde işçilerin, köylülerin, fakir halk tabakalarının desteğini sağladı. Onlara eşitlik, hürriyet, adalet vaad e
(Fransızca)
cemiyet-i ahrar / cemiyet-i ahrâr
Hürriyetçiler cemiyeti, cemaati.
cum'a
Toplanma.
Perşembeden sonraki gün. Müslümanların kudsî tâtil günü olup, o güne mahsus namazla mükelleftirler. Memur ve işçilerin cuma namazı vakti serbest bırakılmamaları din hürriyetine aykırıdır. Yahudiler ve hristiyanlar haftalık dinî törenleri için cumartesi ve pazar günü serbest
cüziihtiyar
Az bir seçme hürriyeti.
didar-ı hürriyet
Hürriyetin güzel yüzü.
efradın zerrat-ı hürriyatı / efrâdın zerrât-ı hürriyâtı
Bireylerin bütün zerrelerinin hürriyetleri, bireylerin bütün varlıklarıyla hür ve özgür olmaları.
ehl-i hürriyet
Hürriyet yanlıları, Meşrutiyet sistemini savunanlar.
emperyalizm
Bir devletin, sınırlarını genişletme politikası. Sınırları genişletmekteki gaye, başka memleketlerin zenginlik kaynaklarını ele geçirme ve insanlarını kendi hesaplarına çalıştırmaktır. Bu maksat için çok defa silâhlı harp, hem masraflı, hem de hürriyet fikriyle bağdaşmadığından zamanımızda daha sins
(Fransızca)
fikr-i hürriyet
Hürriyet, özgürlük fikri.
firuz
Said, hurrem, saadetli, uğurlu, muzaffer, mansur.
hazine-i hürriyet
Hürriyetler, özgürlükler hazinesi.
hırrik
(Çoğulu: Ehrak - Hurrak - Huruk) Cömerd, kerim. Zarif.
hiss-i hürriyet
Hürriyet hissi, özgürlük duygusu.
hudud-u hürriyet
Hürriyetin sınırı.
hukuk-u hürriyet
Hürriyet hakları.
hukuk-u medeni / hukuk-u medenî
Umumi mânada: Temel hak ve hürriyetler ve medeni haklar. Avrupaî mânada ise: Lâik hukuk sistemi, medeni hukuk.
hukuk-u medeniyet
Medenî hukuk, medenî hak ve hürriyetler.
hürre-i mükellefe
Fık: Akıl ve bâliğ olan hürre kadın. Sevap ve günahtan mes'ul olan kadın.
hürriyet-i adilane / hürriyet-i âdilâne
Adaletli hürriyet.
hürriyet-i diniye
Din hürriyeti. Herhangi bir kimsenin mensub olduğu dinin emirlerini ve icablarını yapmakta asayişe ve başkasının haklarına dokunmamak şartiyle serbest olması.
hürriyet-i efkar / hürriyet-i efkâr
Fikirlerin hürriyeti, özgür düşünce.
hürriyet-i fikr
Fikir hürriyeti, özgürlüğü.
hürriyet-i ilmiye
İlimde serbestlik, bilim hürriyeti.
hürriyet-i kalem
Yazı yazma hürriyeti.
hürriyet-i kelam / hürriyet-i kelâm
İfade hürriyeti.
hürriyet-i müstakbele
Gelecekteki hürriyet, özgürlük.
hürriyet-i mutlak
Sınırsız hürriyet.
hürriyet-i mutlaka
Kayıtsız serbestiyet, sınırsız hürriyet.
hürriyet-i şahsiye
Şahsî hürriyet; kişisel özgürlük.
hürriyet-i şer'i / hürriyet-i şer'î
İslâmiyetin uygun gördüğü hürriyet, İslâm'ın hürriyet anlayışı.
hürriyet-i tamme / hürriyet-i tâmme
Tam bir hürriyet, serbestlik.
hürriyet-i vicdan
Vicdan hürriyeti; kişinin, başkasına zarar vermemek şartıyla, inancını özgürce yaşayabilmesi.
hürriyet-şiken
Hürriyet kısıtlayıcı.
Hürriyeti bozan, hürriyeti kıran.
hürriyetin başında
1908'de Hürriyetin ilân edildiği zamanın ilk döneminde.
hürriyetperver
Hürriyetçi.
Hürriyetsever.
hürriyetperverlik
Hürriyetçilik.
hürriyetşiken
Hürriyet kırıcı.
iki mekteb-i musibetin şehadetnamesi
Meşrutiyet ve hürriyet dönemlerine ait musibet sınavının diploması.
ilan-ı hürriyet / ilân-ı hürriyet
Hürriyetin ilânı.
inkılab-ı mes'ud / inkılâb-ı mes'ûd
Mutluluk ve huzur veren değişim, Hürriyet inkılâbı.
iptida-yı hürriyet
Hürriyetin başlangıcı; II.Meşrutiyetin ilânıyla başlayan dönem.
istirdad-ı hürriyet
Hürriyeti geri alma, getirme.
ıtak
Hürriyet.
Kuvvet.
şiddet.
ıtk-ı müneccez
Bir şarta muallak veya bir zamana muzaf olmaksızın derhal vuku bulan ıtkdır. Bir kimsenin memluküne hitaben "seni azad ettim." demesi gibi ki, onunla köle derhal hürriyetine kavuşur.
kefaet
Denklik. Denk olmak. Beraberlik. Bir şeye yeterlik. Küfüv oluş.
Fık: Evlenen erkeğin, alacağı kadına neseb, diyanet, hürriyet ve mal hususlarında müsâvi ve daha üstün olması hususu. (Bunun en mühimmi de diyânet noktasındadır.)
köle
Bütün tarihî devirlerde başka milletlerden, yabancılardan zorla kaçırılıp hürriyetten mahrum hale getirilerek hizmette kullanılan erkek.
(Türkçe)
laik cumhuriyet / lâik cumhuriyet
Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrıldığı, her türlü inanç sahibine karşı tarafsız olarak din ve vicdan hürriyetinin sağlandığı cumhuriyet.
liberal
Ferdî hürriyet lehinde, hürriyete elverişli. Ferdî teşebbüs ve hürriyet haklarını korumak için en iyi vasıta, devletin salâhiyyetlerini mümkün olduğu kadar tahdid etmek fikri. Rusya'daki dinsiz sosyalistliğin zıddı.
(Fransızca)
Kişi hürriyetine önem veren.
maden-i saadet ve hürriyet
Mutluluk ve hürriyet madeni, kaynağı.
me'sur
Esir edilmiş.
Hürriyeti alınmış olan.
mecma-ül ezdad / mecma-ül ezdâd
Zıtların toplandığı yer.
Mutlak hürriyet.
Mihrimah
Mimar Sinan'ın uğuna biri Edirnekapı diğeri Üsküdar olmak üzere iki eser yaptığı, Osmanlı Padişahı 1. Süleyman ile eşi Hürrem Sultan'ın kızının adıdır.
müdebber
Âzâd olması yâni serbest bırakılıp, hürriyetine kavuşması, efendisinin vefâtına (ölümüne) bağlı kılınan köle. Böyle olan kadına müdebbere denir.
muhsan
Fık: Akıl. Büluğ. İslâmiyet. Hürriyet. Nikâh-ı sahih ile teehhül vasıflarını câmi olan kimse.
mukrif
Babası köle, anası hürre olan kimse.
Anası arabi, babası arabi olmayan deve.
müstebid
Başlı başına, müstakil olan. Emri altındakilere söz ve hürriyet hakkı tanımayan, istibdat yapan. Despot.
neyyir-i hürriyet
Hürriyetin ışığı, aydınlığı.
rikk
Kulluk, ubudiyet.
Ist: Esir olmuş, hürriyetini kaybetmiş olan ehl-i harb.
Yufka, yumuşak nesne.
sada-yı hürriyet ve adalet / sadâ-yı hürriyet ve adalet
Hürriyet ve adaletin sesi.
şahadetname-i hürriyet / şahadetnâme-i hürriyet
Hürriyet diploması; özgürlüğü hak etme belgesi.
sevda-yı hürriyet / sevdâ-yı hürriyet
Hürriyet sevdası, özgürlük aşkı.
sosyalizm
İktisadî teşebbüsleri ve teşekkülleri devlete vermek isteyen görüş. İştirakiyecilik. Güya, herkese müsavi mal verme esasını idare sisteminde yerleştirmeyi ve mal birliğini iddia eden ve insan fıtratına zıt olarak hürriyetleri daraltıcı ve din aleyhdarı bir sistem. Serserilere, zenginlerin mallarını
(Fransızca)
sultan-ı hürriyet
Hürriyet sultanı.
tahdid-i hürriyet
Hürriyetin sınırlanması.
tahrir
Yazmak. Yazılmak. Kaydetmek.
Hürriyete kavuşturmak.
tarih-i hayat-ı hürriyet
Hürriyet hayatının tarihi, tarihi geçmişi.
telkin
(Çoğulu: Telkinât) Zihinde yer ettirmek. Fikir aşılamak. Zihinde yer etmiş düşünce.
Yeni müslüman olana İslâm esaslarını anlatmak.
Ölü gömüldükten sonra imam tarafından söylenen söz. (Telkini fenden almış,Medeniyetten taklid,Hürriyet tenkid vermiş,Gururdan dalâlet çıkmış.) (L
temmuz
İkinci Meşrutiyet'in (Hürriyet) ilân edildiği tarih olan 23 Temmuz 1908 (Rumî 10 Temmuz 1324).
tesis-i hürriyet
Hürriyetin kurulması.
teşkilat-ı esasiye / teşkilât-ı esasiye
Anayasa. Kanun-u esasî. Devletin temel kuruluş şeklini tayin eden ve teşrinin yani meclisin, hükümetin ve mahkemelerin salâhiyetleri nasıl kullanılacağını; vatandaşların umumi hak ve hürriyetlerini gösteren temel kanunlardır.
vicdan hürriyeti
(Bak: Hürriyet-i vicdan)
zerrat-ı hürriyat / zerrât-ı hürriyât
Hürriyetlerinin, özgürlüklerinin zerreleri.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
hriman
Amami
helhel
sehab-ı matir
Cevaz
tezyid etmek
susen
yeknazar
hayvanat-ı ehliyye
جولان
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Hurr
Öfke
kördügüm
Hayırlı
Mısra
engel
Zagın
sıh
Cevher
SEVGİLİ