REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Hem kelimesini içeren 31 kelime bulundu...

akab / âkab

  • Hemen sonrası.

akabinde / âkabinde

  • Hemen sonrasında.

akib / âkib

  • Hemen sonra gelen, izleyen.

def'aten

  • Hemen, birdenbire âni olarak. Beklenmedik anda. Bir def'ada.

def'i / def'î

  • Hemen, bir anda.

der'akab / دَرْعَقَبْ

  • Hemen ardından.

der'akap

  • Hemen ardından, derhal, çabuk.

der-akab

  • Hemen, derhâl, çabuk, arkasından, akabinde. (Farsça)

derakab / derâkab

  • Hemen, çabucak.
  • Hemen, derhâl.

derakap

  • Hemen ardından.

derekab

  • Hemen ardından.

derhal / derhâl / درحال

  • Hemen.
  • Hemen. (Farsça - Arapça)

derpey

  • Hemen, ardı sıra. (Farsça)

ehl-i kalb ve fikir

  • Hem kalbi, hem aklı aydınlanmış olan.

fevren / فورا

  • Hemen, derhal, çarçabuk. (Arapça)

fevri / fevrî

  • Hemen, düşünmeden.

haher-zade

  • Hemşirezade, kızkardeş çocuğu. Yeğen. (Farsça)

haheri / haherî

  • Hemşirelik, kızkardeşlik. (Farsça)

hasna-yı hüsna / hasnâ-yı hüsnâ

  • Hem güzel ve hem de namuslu olan kadın.

hem-an-dem

  • Hemen, derakab, derhal, o anda, çarçabuk. (Farsça)

hem-an-gah / hem-an-gâh

  • Hemen, o anda. (Farsça)

icaleten

  • Hemen, acele olarak, seri bir şekilde.

kinayeten

  • Hem gerçek, hem de mecâzi mânâya gelebilecek bir sözü mecaz yönüyle kullanmak suretiyle, maksadını kapalı bir şekilde, dolaylı anlatarak.

maafir

  • Hemedan'da bir kabilenin adı.

mürtecil

  • Hemen, düşünmeden şiir söyliyen veya karşılık veren. Hazırcevap.

mürtecilen

  • Hemen şiir veya söz söyleyerek. Düşünmeden cevap vererek. Hazırcevaplıkla.

müteakiben / müteâkiben

  • Hemen arkasından, peşi sıra, daha sonra.

palas pandıras

  • Hemen, birden bire, hazırlıksız, habersiz.

pur-i duht

  • Hemşirezâde, yeğen.

seriütteessür / serîütteessür

  • Hemen etkilenen.

vahy-i sarihi / vahy-i sarihî

  • Hem sözü, hem mânası tam vahiy olan. (Âyetler ve kudsi hadisler gibi) Resul-ü Ekrem burada sırf tebliğ edendir. Müdahalesi yoktur.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın