Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Hasr
ifadesini içeren
79
kelime bulundu...
arman
Hasret, özleyiş, özleme.
(Farsça)
Nedâmet, pişman olma.
(Farsça)
Eseflenme, teessüf.
(Farsça)
Sıkıntı, rahatsızlık, zahmet.
(Farsça)
berahin-i haşriye
Haşre ait deliller.
burhan-ı haşriye
Haşrin delili; yeniden dirilişin ispatı.
buye
Özleme, hasret.
cem'iyyet-i hatır
Zihin ve fikrin dağınık olmayıp toplu bulunması. Hasr-ı fikir etmek.
da-üs-sıla / dâ-üs-sılâ
Sıla hasreti. Vatan hasreti. Kavuşma hasreti.
daussıla / dâussılâ
Vatan hasreti.
daüssıla / dâüssıla / دَاءُ الصِّلَه
Memleket hasreti.
delail ve emarat-ı haşriye / delâil ve emârât-ı haşriye
Haşre ait deliller ve işaretler.
delail-i haşriye / delâil-i haşriye
Haşre ait deliller.
dünyevi haşir / dünyevî haşir
Büyük haşre örnek olarak bahar mevsiminde bitkilerin ve hayvanların dirilişi.
emarat-ı haşr / emârât-ı haşr
Haşrin belirtileri, işaretleri.
emarat-ı haşriye / emârât-ı haşriye
Haşrin emâreleri, belirtileri.
gayr-ı mahsur
Hasrolunmamış. Sınırsız.
hasır
(Hasr. dan) Muhâsara eden, etrafını çeviren, hasreden.
hasir / hasîr / hâsir
Hasret çeken.
Feri gitmiş, donuklaşmış göz.
Hasret çeken. Meramına nail olamayan.
Yorulmuş.
Açılmış.
Zayıf.
Hasret çeken, meramına kavuşamayan.
Zarar görmüş.
haşır
Toplayan, cem'eden, haşreden.
haşir / hâşir
Toplayan, haşreden.
Haşreden, toplayan. Cem'eden.
Hz. Peygamber'in (A.S.M.) bir ismi. Haşir meydanında bütün insanlar mübarek izlerinde haşr olup toplanacaklarından Delâil-i Hayrat'ta bu isimle mezkurdur.
hasr / حصر
Tahsis etme, ayırma, vakfetme, adama.
(Arapça)
Hasretmek:
Adamak, ayırmak, tahsis etmek.
(Arapça)
haşr-i cismani / haşr-i cismanî
Cisimle, cesedle dirilme. Bedenlerin ve vücudların haşri.
haşr-i imani / haşr-i imanî
Haşre iman.
hasr-ı iştigal
Bütün çalışmaları bir şeye hasretme.
hasret / حسرت
Özlem.
(Arapça)
Hasret çekmek:
Özlem duymak.
(Arapça)
hasret-fiken
Hasret düşüren, hasret döken.
(Farsça)
hasret-keş
Özlemiş, özleyen, hasret çeken.
(Farsça)
hasret-keşane
Hasret çekene yakışır surette. Özleyenler gibi.
(Farsça)
hasret-name
Edb: Ayrılık münasebetiyle yazılan mektub. Hasreti belirten yazı, hasret mektubu.
hasret-zede
(Çoğulu: Hasret-zedegân) Hasrete düşmüş, hasrete uğramış.
(Farsça)
hasretkeş / حسرت كش
Hasret çeken.
(Arapça - Farsça)
haşri / haşrî
Haşre âit. Öldükten sonraki dirilişe ve toplanmaya dair.
hisar
(Hasr. dan) Etrafını alma, kuşatma.
Kale. Etrafı istihkâmlı yer.
hüccet-i haşriye
Haşrin delili.
ihsar
(Hasr. dan) Birisini işinden alıkoymak.
Fık: Hac için ihrama girmiş bir zâtın, Arafat'ta durmakla ziyaret tavafından; ve umre için ihrama girmiş bir kimsenin de tavaftan men edilmesi. Böyle men edilen zâta "muhsar" denir.
Kısaltma, kısalma.
Sıkıştırma.
ihtifaz
Darılma, küsme.
Bir şeyi nefsine hasretme.
Kendini sakınma, muhafaza etme.
ihtisas
(Husus. dan) Kendine mahsus kılmak. Bir kimsenin dünyevi veya uhrevi, Kur'âni, İslâmi, imâni bir mesleğe, fen veya san'ata hasr-ı mesâi etmesi; yalnız onunla meşgul olması.
Gr: Mütekellim veya muhatab zamiri olan mübtedanın haberinin hükmünü bir isme âit (mahsus) kılma. Bu isim zamir
iman-ı haşri / iman-ı haşrî
Haşre iman.
inhisar
Hasr olunma.
Tecavüz etmeme.
Bir iş veya malın idâresinin bir kişiye, bir ele bırakılması. Bir elden idâre. Bir şeye mahsus olup, başka şeye şümulü olmama. Yalnız bir şeye veya bir şahsa hasrolunma.
işarat-ı haşriye / işârât-ı haşriye
Haşrin işaretleri.
ispat-ı haşir
Haşrin ispatı.
iştiyak
Fazla arzu ve şevk. Tahassür. Hasret çekmek. Özlemek. Göreceği gelmek.
Fazla arzu ve şevk. Hasret çekmek, özlemek.
iştiyakan
Şevkle, hasretle, özlem duyarak.
kariyer
Bir insanın kendisini hasretmiş olduğu meslek.
(Fransızca)
Bir meslekte alınan merhalelerin bütünü.
(Fransızca)
kemal-i hasret / kemâl-i hasret
Tam bir hasret.
kemal-i şevk ve tahassür / kemâl-i şevk ve tahassür
Tam ve kusursuz bir istek ve hasret.
lehf
Yok olan şey için hasret çekip üzülmek.
lehfan
Kalbi yanık, hasret çeken. Özleyen.
leyal-i hasret
Hasret geceleri.
mahkeme-i kübra-yı haşir / mahkeme-i kübrâ-yı haşir
Haşrin büyük mahkemesi, insanların öldükten sonra diriltilerek hesaba çekilmek üzere toplanacağı büyük mahkeme.
mahşer
Haşr olunacak, toplanılacak yer. Kıyâmet gününde bütün mahlûkâtın (bütün canlıların) yeniden dirildikten sonra hesap için toplanacakları yer. Arasat Meydanı, Mevkıf.
mahsur
Etrafı çevrilmiş. Muhasara altına alınmış. Hasrolunmuş. Hududlanmış. Kuşatılmış.
melhuf
Hasrette kalan.
Kederli, tasalı.
İmdad bekleyen.
melhufan / melhufân
(Tekili: Melhuf) Kederliler, tasalılar, kaygılılar, üzüntülüler.
Hasrette kalanlar.
melhufin / melhufîn
Hasrette kalıp yardım isteyenler.
meydan-ı haşir
Haşir meydanı. Haşrin yeri.
misal-i haşir
Haşrin benzeri.
müblis
Mahrum.
Hasreti şiddetli olan. Acele yapılması lüzumlu bulunan. Elzem.
muhasır
(Çoğulu: Muhasırîn- Muhasırûn) (Hasr. dan) Etrafının kuşatıp saran. Muhasara eden.
muhasser
Hasret kalmış, tahsir olunmuş.
muhassır
Hasrette bırakan.
Mina ile Arafat arasında Muhassir vadisi. Ebrehe'yi mağlub eden Ebabil kuşlarının taş yağdırdıkları mevki.
mukaddeme-i haşriye
Haşrin mukaddemesi; Dokuzuncu Şuâ.
münhasır
(Hasr. dan) Belli bir sınır içinde olup harice tecavüz etmeyen, inhisar eden, her yanı çevrili.
Yalnız bir kimseye veya bir şeye mahsus olan.
mütehassir
Birbirine hasretle bağlanma.
(Hasr. dan) Pıhtılaşmış.
(Hasr. dan) Özleyen, hasret çeken. Mahrum kalan. İsteğine erişemiyen.
Hasret çeken, özleyen.
mütehassirane / mütehassirâne
Özleyerek, hasret çekerek.
Özleyerek, hasret çekerek.
(Farsça)
Özleyerek, hasret çekerek.
mütelehhif
(Çoğulu: Mütelehhifîn) (Lehef. den) Hasret çeken. Özleyen. Yanıp yakılan. Hüzünlü olan.
mütelehhifane / mütelehhifâne
Özleyerek, hasret çekerek. Kaygılı, tasalı olarak, yanıp yakılarak.
(Farsça)
mütelehhifin / mütelehhifîn
(Tekili: Mütelehhif) Hasret çekenler, yanıp yakılanlar. Kederli, tasalı olanlar.
peyam-ı hasret
Hasret, özleyiş haberi.
resane
Teessüf.
(Farsça)
Hasret.
(Farsça)
resanehar / resanehâr
Hasret çekici.
(Farsça)
sinepüryan
(Sinebiryan) Kalbi yanmış, sinebiryan olmuş, çok hasret çekmiş.
ta haşre dek / tâ haşre dek
Haşre kadar.
tahassür / تَحَسُّرْ
Özlem, hasret çekme.
(Hasret. den) Hasret çekmek. Elde edilmesi istenilen ve ele geçirilemeyen şeye üzülmek.
Hasret çekme.
tahassürane / tahassürâne
Hasretle, özlemle.
tahassürat / tahassürât
Tahassürler. Hasret çekmeler.
tahsir
Hasret bırakma. Hasret etme.
Kuşun tüyünü bırakması, dökmesi.
tasdik-i haşir
Haşri, öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah'ın huzurunda toplânmayı kabul etme.
telehhüf
Mahzun olmak. Hasret ve kederle yanıp yıkılmak. Ah çekmek.
va
"Vah, yazık" meâlinde olup hayf, hasret, esef gibi kelimelerle birlikte söylenir. (Buna Arabçada "edât-ı nüdbe" denir.)Türkçede bunun yerine; vâh, vây, eyvâh edatları kullanılır. Bunlar bâzan şiddet ve te'yid için tekrar edilir.
yevm-i fasl
İnsanların kısım kısım ayrıldığı ve davalarının halledildiği kıyamet günü. Bundan başka kıyamet gününe aşağıdaki isimler de verilir: Yevm-ül cem', yevm-ül cevab, yevm-ül cezâ, yevm-üd din, yevm-ül ahd, yevm-ül feza-ul ekber, yevm-ül haşr, yevm-ül hisâb, yevm-ül ivaz, yevm-ül karar, yevm-ül karia, ye
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
او
Menku
musa bih
mehave
zeban
serv-i hıraman
subt
işrâkıyyun
der
muayere
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Hasr
Yola gelmek
Yaşadığımız
Bal arısı
Sinus
buhran
evâ
Rufi
deve dikeni
rica et