REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Hak yolu ifadesini içeren 26 kelime bulundu...

ceber

  • (Ceberiyyun) Cüz'i iradeyi inkâr eden bir fırka-i dalle. Hak yolundan çıkmış, dalâlete düşmüş bir fırka. Bunların zıdları da Mu'tezile'dir.

ehl-i hak

  • İmân, İslâmiyet ve Hak yolunda olan. Hak mezhebde olan. Hakka, hakikata vâsıl olmuş olan. (Farsça)

ehl-i ilhad

  • Doğru meslek ve dinden, Hak yolundan çıkıp bâtıl yola sapan, imansızlar, dinsizler. (Farsça)

ehlisünnet

  • Peygamberimizin hak yolunda yürüyenler.

fasık / fâsık

  • (Fısk. dan) Günahkâr. Hak yolundan hâriç olan. Allah'ın emirlerine karşı zıt hareket eden. Büyük günahı işleyen veya küçük günahta ısrar eden kimse.

fısk

  • Hak yolundan çıkmak, Allah'a karşı isyan etmek.
  • Sefahete dalma, ahlâksızlık, gü-nahkârlık.

hadi / hâdî

  • Doğru yola sevk eden; doğru ve hak yolun gösterici.

hidayet serdarı / hidâyet serdarı

  • İman ve Kur'ân hakikatlerini açıklayarak doğru ve hak yolu gösteren komutan.

irşad / irşâd

  • Hak yolu gösterme.

irşad etme

  • Doğru ve hak yolu gösterme.

irşad etmek

  • Doğru ve hak yolu göstermek.

irşadi / irşadî

  • Hak yolu göstermeyle ilgili.

istirşad

  • (Reşad. dan) Hak yoluna gitmek isteme.

mühtedi / mühtedî

  • Sonradan hidâyete eren, doğru ve hak yolu kabul eden.

mürşidan / mürşidân

  • İrşad edenler, doğru ve hak yolu gösterenler.

müstehdi / müstehdî

  • (Hedy ve Hidâyet. den) Hak yolu, doğru yolu, müslümanlık yolunu isteyen.

müsterşidin / müsterşidîn

  • (Tekili: Müsterşid) Doğru ve hak yolun gösterilmesini, irşad edilmesini isteyenler.

nesike

  • Hak yoluna kesilen kurban.
  • Altın veya gümüş külçesi.

nur-u hidayet / nur-u hidâyet

  • Doğru ve hak yolu gösteren nur, ışık.

rah-ı hak / râh-ı hak

  • Hak yolu.
  • Hak yolu, Allah yolu.

reşid

  • Doğru yolda giden, hak yolunda olan.
  • Akıllı, iyi davranan. Ergin, olgun.
  • Büluğ çağına girmiş kimse.
  • Doğru yola sevkeden, hayra delâlet eden.
  • Fık: Malını muhafaza hususunda aklı eren, istediği gibi meşru yolda sarfedebilen kimse.

rüşd

  • Doğru yol bulup bağlanmak. Hak yolunda salabet, metanet ve kemal-i isabetle dosdoğru gitmek.
  • Hayra isabet etmek.
  • Büluğa ermek.
  • İstikamette olmak. Dinine ve malına zarar gelecek şeyi bilmek, doğru düşünmek.
  • Kişinin akıl ve idraki kavi ve tedbiri metin olmak.

şems-i hidayet / şems-i hidâyet / شَمْسِ هدِاَيَتْ

  • Hak yolu gösteren güneş.

sırat-ı müstakim

  • En doğru yol, İslâmiyet yolu. Hak yolu. Allah'ın râzı olduğu en doğru yol. Peygamberlerin, evliya ve sâlihlerin, sıddıkinlerin gittikleri meslek.

tarik-i hak / tarîk-i hak / طَر۪يقِ حَقْ

  • Hak yolu.

tezenduk

  • Zındıklaşma. Hak yolundan dönme. Kâfir olmak.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın