REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Hadir ifadesini içeren 79 kelime bulundu...

ahder

  • (Çoğulu: Ehadir) Kavi ve galiz olmak. Kaba olmak.
  • Şaşı adam.

ahmes

  • Kuvvetli, yiğit. Kahraman, cesur, şecaatli, bahadır.

ahves

  • Cesur, kahraman, yiğit, şecaatli, bahadır.

alb

  • Yiğit, kahraman, bahadır, cesur gibi manalara gelen bir sıfattır.

bahadıri / bahadırî

  • Yiğitlik, bahadırlık, kahramanlık. (Farsça)

batalet

  • Avarelik. İşsizlik.
  • Boş şeyler söylemek.
  • Bahadırlık. Cesurluk. Cesâret.

behbehi / behbehî

  • Etli ve gövdeli, kişi. Bahadır, yiğit, kahraman.

besalet

  • Yiğitlik. Bahadırlık. Yürek sağlamlığı.
  • Yiğitlik, bahadırlık, sağlam yüreklilik.

betal

  • Bahâdır, yiğit, kahraman.

bühme

  • (Çoğulu: Bühüm) Cemaat, topluluk.
  • Leşker.
  • Bahâdır, kahraman.

butule

  • Çok kahraman ve bahadır olmak.

celadet

  • Yiğitlik. Bahadırlık. Kuvvet ve şiddetlilik. Muhkemlik. Salâbet, metânet.

celid

  • Fazla celâdetli, bahadır.
  • Rutûbetli, kırağı, çiğ.
  • Buz.

cir'et

  • (Cer'et- Cür'et) Bahadırlık, kahramanlık, şecaat.
  • İkdâm etmek.

çire

  • Mâhir, maharetli, becerikli. (Farsça)
  • Bahadır, kahraman, yiğit, cesur. (Farsça)

çiregi / çiregî

  • Bahadırlık, kahramanlık, yiğitlik. (Farsça)
  • Ustalık. Mâhirlik. (Farsça)

dahamis

  • Bahadır, kahraman.
  • Karayağız, iri yapılı adam.

delehmes

  • Arslan.
  • Bahâdır, kahraman.
  • Çeri.
  • Kuvvetli kişi.
  • Çok karanlık olan gece.

dihlas

  • Arslan.
  • Yavuz, bahâdır, kahraman, çeri kimse.

dilir

  • (Çoğulu: Dilirân ) Bahadır, cesur, cesaretli, yiğit, yürekli.

diliran / dilirân

  • (Tekili: Dilir) Bahadırlar, cesurlar, cesaretliler, yiğitler, yürekliler.

dilirane / dilirâne

  • Mertçesine, yiğitçesine, bahadırcasına. (Farsça)

elyes

  • Bahadır, yiğit.

epürnak

  • Delikanlı, genç yiğit, bahadır. (Farsça)

erva'

  • Çok güzel olan genç.
  • Son derece yiğit, cesur ve bahadır adam.
  • Korkmak.

eşşükrülillah

  • Şükür Allahadır.

eyhem

  • Sağır.
  • Bahadır.

ezmar / ezmâr

  • (Tekili: Zimr) Kahramanlar, yiğitler, bahadırlar.

fakih / fakîh

  • Fıkıh âlimi. Dînin amelî (yapılacak işlerle ilgili) hükümlerinde mütehassıs âlim. Çoğulu fukahâdır.
  • Müctehid. Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkca bildirilmemiş olan hükümleri, açık ve geniş olarak bildirilenlere benzeterek meydana çıkarabilen derin âlim. İctihâd derecesine

fityan

  • (Tekili: Fetâ) Delikanlılar, yiğitler, bahadırlar, gençler, mertler.

gerden

  • Dönen. Dönücü. (Farsça)
  • Boyun. (Farsça)
  • Şeci'. Bahadır. Pehlivan. (Farsça)

gev

  • (Çoğulu: Gevân) Yiğit, bahadır, kahraman. (Farsça)

gürd

  • Cesur, kahraman, yiğit, bahadır. (Farsça)

gürizgah / gürizgâh

  • (Girizgâh) Kaçacak yer. (Farsça)
  • Edb: Bir bahisten diğer bahse, mukaddimeden maksada intikal için bir münasebet te'sis eden söz. Nedim'in:Bu şehr-i stanbul ki, bîmisl ü behadırBir sengine yekpâre Acem mülkü fedadırmatla'lı kasidesindeki:İstanbul'un evsafını mümkün mü beyan hiç Maksad hemen sa (Farsça)

habil / habîl

  • Yiğit, bahadır, genç, delikanlı.
  • Tuzak, ağ.

halbes

  • (Çoğulu: Halâbis) Bahadır, kahraman. Bir şeye sımsıkı bağlanıp ayrılmayan kişi.

halis

  • Bahadır ve haris kimse.

hamaset

  • Yaradılıştan olan cesâret. Bahadırlık. Cesurluk. Kahramanlık. Yiğitlik.

havvat

  • Bahadır, çeri, kahraman, öncü.

heyzam

  • Bahâdır, kahraman.

hıbb

  • Bahadırlık, kahramanlık.
  • Gammazlık.

istenbe

  • Cesur, yiğit, bahadır, kahraman. (Farsça)
  • Çirkin. (Farsça)
  • Kâbus. (Farsça)

kahraman

  • (Çoğulu: Kahramanan) Yiğit, cesur, bahadır. (Farsça)
  • Fars mitolojisinde Rüstem'in yendiği kişi. (Farsça)
  • İş buyuran, hüküm sâhibi. (Farsça)

kemi / kemî

  • (Çoğulu: Kümât) Yiğit, kahraman, bahadır. Savaşçı, cengâver.

kemiyy

  • Bahadır kişi.
  • Kahraman, şucâ.

koç yiğit

  • Güçlü kuvvetli, bahadır, gözünü budaktan sakınmaz, cengâver.

kudahis

  • Bahâdır, kahraman, şucâ.

kuhciğer

  • Dağ yürekli, kahraman, bahâdır, yiğit. (Farsça)

leys

  • Adem. Yokluk. Gayr-ı mevcud. (Bunun aslı "lâyese" idi. Yâ'yı tahfif için "leyse" oldu.) Hükemâlar arasında "eys" vücud, "leys" adem mânâsında kullanılmıştır.
  • Gaflet.
  • Bahâdırlık, kahramanlık.
  • Yük çekici olmak.

ma'maa

  • (Çoğulu: Meâmi) Acele etmek.
  • Ateşten çıkan ses.
  • Bahâdırların cenk içindeki haykırmaları.

midre

  • Bahadır, kahraman.

mıgşa

  • Bahadır, kahraman.

mihrab

  • Camide imamın namaz kılarken cemaatin önünde durduğu yer.
  • Şiddetli harbeden cengâver. Bahadır.
  • Evin şerefli yüksek yeri, çardak.
  • Meclisin sadrı ve ekrem mevzii.
  • Mc: Harb âleti.
  • Orman.
  • Melikin hususi makamı.
  • Mc: Şeytan ve hevâ ile muhare

necid

  • Kahraman, bahadır.
  • Arabistan'da bir memleket ismi.
  • Münbit yer. Fitne ve nifak yeri olan memleket.
  • Arslan.

nehaket

  • Bahadırlık, kahramanlık, şecaat.
  • Keskinlik.

nehik

  • Bahâdır, kahraman.
  • Arslan.
  • Keskin kılıç.
  • İyi huylu kimse.

rebis

  • Bahadır, kahraman.
  • Meşakkat.

rehan

  • Bahadırlık, kahramanlık.
  • Denemek, tecrübe etmek.
  • At yarıştırmak, müsabaka.

sabsaba

  • Dövmek.
  • Ateş etmek.
  • Kahramanlık göstermek, bahadırlık etmek.
  • Çok inceltmek.

şahşah

  • Sözü doğru olan, yalan söylemeyen.
  • Gayretli, bahadır kimse.

sameyan

  • Sıçramak.
  • Kalkmak.
  • Yürekli, cesaretli, kahraman, bahadır kişi.

sanadid

  • Bahadır ve şeci' olanlar. Kahramanlar. İleri gelenler, reisler, padişahlar.

şebit

  • Bahadır, kahraman, yiğit.

şeca'at / şecâ'at

  • Yiğitlik, bahadırlık, cesâret, kahramanlık.

şehamet

  • Akıl ve zekâ ile beraber olan yiğitlik. Kahramanlık. Cür'et. Bahadırlık.
  • Tez anlayışlı olmak.

selfa'

  • Bahadır. Kahraman ve cesâretli kimse.
  • Yüzsüz, utanmaz, hayâsız, kötü kadın.
  • Kuvvetli deve.

sıme

  • (Çoğulu: Sumem) Bahâdır, kahraman kimse.
  • Berk, muhkem nesne.
  • Büyük erkek yılan.

şüca'

  • (Şec'a - Şica') Yiğit, cesur, bahadır. Şecaatli.

sur'a

  • Bahadırlık, kahramanlık.
  • Güreşçilik.

suraa

  • Pehlivan ve bahadır kimse.

tahavvüs

  • Bahadırlık, kahramanlık.
  • Sefer niyyetiyle bir yerde durmak.

tasabbüb

  • Dökülmek.
  • Bahadır olmak, kahraman olmak.
  • Sıcaklığın artması.

tecerru'

  • Bahâdırlık ve kahramanlık etmek.

teşci'

  • Şecâatlandırma, cesaret verme. Bahadırlık etme.

teşeccu'

  • Bahâdırlık göstermek, kahramanlık yapmak.

utat

  • Arslan.
  • Bahadır er, kahraman.

varid / vârid

  • (Vürud. dan) Ulaşan, yetişen, gelen, erişen. Akla gelen.
  • Olan. Bir şey hakkında söylenip tatbik edilen.
  • Hâzır, nâzır.
  • Bahadır.

zemer

  • İnce saçlı.
  • Bahadır, kahraman, yiğit kimse.

zemir

  • Bahadır, kahraman, yiğit.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın