REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Geve ifadesini içeren 29 kelime bulundu...

bazende-zeban

  • Boş boğaz, geveze, çok konuşan. (Farsça)

bazir

  • Ekici, eken.
  • Dedikodu yapan, laf taşıyan. Geveze.

besguy / besgûy

  • Geveze. Çok konuşan. (Farsça)

beyzar

  • Geveze, çok konuşan.

bezer

  • Gevezelik, boşboğazlık, çok konuşmaklık.

bezir

  • Geveze, fazla konuşan.

bizlah

  • Geveze, boşboğaz, çenesi düşük.

çaçaron

  • İtl. Çok konuşan, çenesi düşük, geveze.

çalçene

  • Durmayıp konuşan, geveze. (Türkçe)

car

  • Faydasız bağırıp çağırmayı ve gevezeliği ifade eder ve ekseriya mükerrer kullanılır.

çar-zeban

  • Geveze, çenesi düşük, lüzumsuz olarak konuşan. (Farsça)

caris

  • Yaygaracı, geveze, terbiyesiz, güldürücü. Çala çaldıran.

dagdaga

  • Dişi olmayan kadın.
  • Kurdun et yemesi.
  • Yemeği iki çene arasında geve geve yemek.

ferah-dehen

  • Geveze, boşboğaz. (Farsça)
  • Geniş ağızlı, ağzı büyük. (Farsça)

ferfar

  • Geveze, farfara, çalçene.

hatrebe

  • (Hatribe) Dar gelirli olmak.
  • Maaş sıkıntısı.
  • Gevezelik etmek.

hebreme

  • Obur. Yemeğe düşkün.
  • Geveze.

iksar-ı kelam / iksar-ı kelâm

  • Çok söyleme, sözü uzatma, gevezelik etme.

kavval

  • (Kavl. den) Geveze, çok konuşan, çok söyliyen.
  • Sözü yerinde söyliyen. Lâf ebesi.

kıtade

  • Geven, dikenli ot.

kuftehar

  • Köfte yiyen. (Farsça)
  • Geveze, çenesi düşük. (Farsça)
  • Şarlatan. Kendini beğenmiş. (Farsça)
  • Çapkın. (Farsça)

lafazan / لافزن

  • Geveze. (Farsça)

lafzen

  • Geveze, çok konuşan. (Farsça)
  • Övünen, kendini medheden. (Farsça)

levs

  • Pislik, murdarlık. Kir.
  • Zor. Kuvvet.
  • Tam olmayan, zayıf beyyine.
  • Bir şeyi ağızda öte beri gevelemek.
  • Deprenmek.
  • Bulaştırmak ve karıştırmak. Bulaşıklık.
  • Cerâhet, yara.

miksar

  • Çok konuşan, sözü uzatan, geveze.
  • Çoğaltan, teksir eden.

ra'ad

  • Geveze kimse. Çok konuşan adam.
  • Torpil balığı.

vatavit

  • (Tekili: Vatvât) Korkak ve geveze olan kimseler.
  • Yarasalar.
  • Dağ kırlangıçları.

vatvat

  • (Çoğulu: Vatâvit) Korkak ve geveze olan adam.
  • Yarasa.
  • Dağ kırlangıcı.

zevzek

  • Geveze. Münasebetsiz, temkinsiz. Ağzı ve eli durmayan. Hoppa. (Türkçe)
  • Geveze.
  • Geveze, münasebetsiz, hoppa.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın