REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Gerinden ifadesini içeren 17 kelime bulundu...

alamet-i farika / alâmet-i farika

  • Bir şeyi diğerinden ayırıcı işaret. Belirgin özellik.

elha

  • Malâyâni ve boş konuşan.
  • Dizlerinden biri diğerinden büyük olan deve.
  • Karnı sarkık olan. (Müennesi: Lahva)

erkeb

  • Büyük dizli. Dizleri büyük olan kimse.
  • Bir dizi diğerinden büyük olan deve.

faik / fâik

  • Üstün, üstünde. Diğerinden daha değerli ve üstün. Her şeyin güzide ve a'lâsı. Âli.
  • Başın boyun ile bitiştiği yer.

galiye

  • Galeyan eden.
  • Değerinden çok pahalı.
  • Misk ve amberden yapılmış meşhur koku.
  • Hoş kokulu kıymetli madde.

hadun

  • Memesinden biri diğerinden uzun olan koyun.

hassa-i farika

  • Ayırıcı özellik. Vasf-ı fârık. Bir şeyi diğerinden ayıran hususiyet.

hatita

  • Bir malın değerinden indirilen tenzilât, iskonto.

havass-ı mümeyyize / havâss-ı mümeyyize

  • Birşeyi diğerinden ayıran temel özellikler.

levn

  • Renk, boya. Sıfat, nev', çeşit, tür. Bir şeyi diğerinden ayıran alâmet.

merreten ba'de uhra / merreten ba'de uhrâ

  • Diğerinden sonra, tekrar.

müzarea şirketi / müzârea şirketi

  • Zirâat ortaklığı. Harman yapılan ürünleri yetiştirmek için, tarla yâni toprak birinden, çalışma, işçilik diğerinden olmak ve mahsûlü sözleşilen nisbette (miktârda) aralarında paylaşmak üzere, kurulan şirket.

racih / râcih

  • Ağır basan, üstün gelen, diğerinden üstün.

rüchan

  • Üstünlük, yükseklik, üstün olma. Fazilet, haslet veya her hangi bir şey cihetiyle diğerinden üstün olmak.

temyiz

  • Bir şeyi diğerinden seçip tarif etmek, ayırmak. Seçmek. İyiyi kötüden ayırmak.
  • Yargıtay.
  • Gr: Belirsiz olan kelime ve sayıları belirli hale koymak. Meselâ: "İşrune dirhemen" (yirmi dirhem) ve "Retle zeyten" (Bir retl zeytin yağı) tâbirlerinde "dirhemen" ve "zeyten" gibi.
  • <

tercih

  • Üstün tutmak. Bir şeyi diğerinden fazla beğenmek, fazla itibar etmek.

tevarüs

  • Mirasa konmak, birisine diğerinden irsen geçmek. Miras yemek.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın