REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Gark ifadesini içeren 24 kelime bulundu...

alude-gi / alude-gî

  • Dalmış, garkolmuş. Bulaşıklık. (Farsça)

dacuc

  • Çağıran.
  • İnleyen.
  • Sağarken incinen ve inleyen dişi deve.

garik-ı rahmet / garîk-ı rahmet

  • Rahmete gark olan, rahmetin içine girip onda fâni olan.

garkad

  • Bir dikenli ağaç.
  • Medine-i Münevvere'de olan kabristana "Baki-ul Garkad" denir.

gavt

  • Derin çukur.
  • Bir şeyin içine girme, batma, garkolma.

gonce-i ab / gonce-i âb

  • Yağmur yağarken suyun yüzünde meydana gelen kabarcık.

igtirak

  • (Gark. dan) Suya batma, gark olma, suda boğulma.
  • Soluğu kuvvetle içe çekme.

istigrak

  • Gark olmak, dalmak.
  • Dalgınlık.
  • Ist: Seraba kapılmak. Manevî bir hal ile hayret ve taaccübden bayılmak derecesine gelmek.
  • Tas: Dalgınlıkla, zihni bütün bütün meşgul olmak. Aşk-ı İlâhî ile dünyayı unutup kendinden geçmek.
  • Gr: "El" harf-i ta'rifinin, isimleri umu

itad

  • İnekten süt sağarken, hayvanın ayağına geçirilen ip.

kerahet vakitleri / kerâhet vakitleri

  • Namaz kılmak tahrîmen mekruh yâni haram olan vakitler. Güneş doğarken, batarken, gündüz ortasında iken.

magruk

  • Gark olmuş. Suda batmış olan.

mugarrak

  • (Gark. dan) Suya daldırılmış.
  • Gümüşle süslü.

mugrak

  • (Gark. dan) Batmış veya batırılmış (suya). Gark edilmiş.

mugterik

  • Batan, suda boğulan, garkolan.

müstagrak

  • (Gark. dan) Garkolmuş, dalmış, batmış.
  • Mânevi bir vaziyete dalmış.
  • Kendini bilmiyecek derecede dalgın olan. Bir şeye dalmış veya daldırılmış olan.

müstağrak

  • Gark olmuş, dalmış.

müstağrak eden

  • Gark eden, daldıran.

müstağrak kılan

  • Gark eden, daldıran.

müstağrak-ı envar-ı safa / müstağrak-ı envar-ı safâ

  • Safâ verici nura garkolmuş, safâ veren nurlara batmış.

müstağrak-ı sürur

  • Mutluluğa gark olmuş, dalmış.

müstagrık

  • (Gark. dan) Kendini bilmeyecek derecede dalgın.
  • Garkolmuş, batmış, dalmış.

şebh

  • Süt sağarken çıkan ses.

tagrik

  • (Gark. dan) Suda boğma.

tevlid

  • Çocuğu doğarken almak. Doğurmak. Doğurtmak.
  • Mc: Sebep olmak, vücuda getirmek.
  • Beslemek. Terbiye etmek.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın