Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Garip
ifadesini içeren
53
kelime bulundu...
acaib / acâib
Şaşırtıcı ve garip şeyler.
acibe / acîbe
Şaşılan ve hayret uyandıran şey; benzeri görülmeyen; garip.
Alışılmış surette olmayan. Çok hârika. Acib ve garip, hayret verici, şaşılacak şey.
acube / acûbe
Çok acayip, garip, şaşırtıcı.
Alışılmışın dışında, çok garip.
ağrube
En garip.
amalika
Çok eskiden Sina yarımadasında yaşadıkları sanılan ve gariplikleriyle şöhrete erişen bir kavim.
ammilgaraib / ammilgarâib
Garipliklerin amcası.
amud-ül fecr
Sabah yeri ağarıp uzama.
arir
Garip.
bedi-ül beyan
İfadesi ve beyanı görülmedik güzellik ve gariplikte olan.
cenib
Garip.
Hurmanın iyisi.
derece-i garabet
Gariplik derecesi.
ecnebi
Yabancı. Garip. Alışmamış. Başka milletten olan.
evza-ı garibe
Garip haller.
fıtrat-ı acibe / fıtrat-ı acîbe
Yaratılıştaki gariplik.
garabet / garâbet / غرابت
Gariplik, hayret vericilik.
Gariplik.
Gariplik.
(Arapça)
garabet-cu
Tuhaf şeylere meraklı olan, garip şeyler arayan.
(Farsça)
garabet-nüma
Yabancılık çeken. Garip, tuhaf.
(Farsça)
garaib / garâib / غرائب
Gariplik; alışılmışın dışında, harika olan.
Garip şeyler.
Garip şeyler.
Gariplikler.
(Arapça)
garaib-i icraat
Alışılmışın dışında garip uygulamalar, faaliyetler.
garaib-i san'at
Sanatın gariplikleri, hârikalıkları.
garaibperest / garâibperest
Garip şeylere pek düşkün.
garaipperest
Garip ve tuhaf şeylere düşkün olan, çok seven.
garib / garîb
Garip, yabancı, kimsesiz, yâd ellere düşmüş, yadırganan şey.
garib-nüvaz
Kimsesizlere ve gariplere yardım eden. Biçareleri ve zavallıları koruyan.
(Farsça)
garibane / garibâne / garîbane
Garip gibi, garip kimselere yakışır şekilde, garipçesine.
(Farsça)
Garip olarak, kimsesiz.
Garipçe.
garibe / garîbe
Benzersiz, garip şey.
Garip şey.
garibeler
Garip, şaşırtıcı, harika şeyler.
gılk
Acip ve garip.
Zahmet, meşakkat, güçlük.
guraba / gurabâ
Garipler, kimsesizler.
gurbet / غربت
Gariplik, yabancı memlekette olma.
Gariplik, yabancılık.
Yabancı memleket, yabancı diyar, vatan dışı, yâdel.
Gariplik.
(Arapça)
Yabancı diyar.
(Arapça)
gurbet-i mutlaka
Mutlak gariplik, yabancılık, yalnızlık.
gureba / gurebâ / غربا
Garipler.
Garipler.
(Arapça)
gureba-i yemin
İbrahim paşa, Galata ve Edirne saraylarından çıkanlarla, harpte fevkalâde yararlık gösteren yabancılar ve yeni Müslüman olmuşlardan teşkil olunan iki süvari bölüğünden birinin ismidir. Bu iki bölüğe birden "Gureba-i Yemin ve Yesar Bölükleri" denildiği gibi "Garip ve Yiğitler Bölükleri" veya "Aşağı B
havarık
(Tekili: Hârika) Acib ve garip olan hâdise. İnsanda hayret ve hayranlık uyandıran şeyler.
Okun nişanı delerek öbür tarafından çıkıp gitmesi.
hoş
İyi, güzel.
(Farsça)
Tatlı.
(Farsça)
Tuhaf, garip.
(Farsça)
ibn-i arz
Garip, gurbette bulunan.
ibn-u ammi'l-garaib / ibn-u ammi'l-garâib
Garip şeylerin amca oğlu.
ibn-u ammil-garaib / ibn-u ammil-garâib
Garipliklerin amca oğlu.
istiğrab / istiğrâb
Garip görme, hayret etme.
Yadırgama, garipseme.
ma'rez-i acaip ve garaip
Acayip ve garipliklerin teşhir edildiği sergi, fuar.
mahşer-i acaip ve garaip
Şaşırtıcı ve garip şeylerin toplandığı yer.
menba-ı garaip
Gariplikler kaynağı.
müstagreb
(Garabet. den) Garip ve tuhaf görülmüş, şaşılmış.
nazar-ı istiğrab
Garip ve hayretli bakış.
nekre
Belirsiz olan.
Çıban ve yaradan çıkan kan ve irin.
Garip ve gülünç fıkralar.
Hoş sohbet ve hazır cevap kimse.
Gr: Belirtilmemiş isim, neye delâlet ettiği belli olmayan (harf-i tarifsiz) isim.
şatir
Irak, uzak, baid.
Garip, yalnız, kimsesiz.
sihr
Tabiat kuvvetleri, fizik, kimyâ ve biyoloji kânunları dışında gizli sebebler kullanarak, garip şeyleri yapmayı sağlayan iş, büyü.
teri'
Garip kişi.
tuhaf
(Tekili: Tuhfe) Hediyeler.
Münâsebetsiz hâl.
Eğlenceli, gülünç.
Garip iş veya şey.
Hoşa giden ve az bulunur şeyler.
turfe-kar / turfe-kâr
Garip şeylerle uğraşan. Şaşılacak şeyler yapan.
(Farsça)
uğrube
Çok garip, tuhaf.
vak'a-i acibe
Garip, hayrette bırakan.
velvele-i istiğrab
Garip karşılayarak bağırma, hayret feryadı.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
ram olmak
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
üf'ulevi
inna lillah
كمب
Tarih
suruk
din-i mübin-i islam
cûş
ferra
Dahili
neşriyat
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Garip
Fırâk
Hızlı
DOĞMA
Parlak dolunay
Yemame
Hayat kaynağı
yazı
nush ile uslanmayani
maldar