Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Güzel söz
ifadesini içeren
44
kelime bulundu...
amede-gu / âmede-gû
Hazırcevap. Düşünmeden hemen güzel söz söyleyen kimse.
(Farsça)
bedihe
Birdenbire ve düşünmeden söylenilen güzel söz. Hazırcevaplık.
Başlangıç.
bediülbeyan / bedîülbeyân
Görülmedik derecedeki güzel söz.
belagat / belâgat / بلاغت
Hitâbettiği kimselere göre uygun, tam yerinde, düzgün ve hakikatlı güzel söz söyleme san'atı. Muktezâ-yı hâle mutâbık söz söylemek.
Belâgat, hem düzgün, hem yerinde söz söylemeyi öğreten ilmin de adı olur. Ve maani, beyan, bedi' diye üç kısma ayrılır. Bu gün Edebiyat denilen bilgiye,
Güzel söz öyleme sanatı.
belagat ü fesahat
Tam yerinde açık ve güzel söz söyleme.
beliğ / belîğ
Edb: Belâgatli kimse. Meramını tamamen, noksansız ve güzel sözlerle anlatmağa muktedir olan.
Kâfi derecede olan. Yeter olan.
Belagâtçi; belâğat ilminin inceliklerini bilen, maksadını noksansız ve güzel sözlerle anlatabilen kimse.
bülega / bülegâ
Adamına göre güzel söz söyleyenler.
cadu
Büyücü, cadı.
(Farsça)
Hortlak, gulyabani.
(Farsça)
Acuze, çirkin kocakarı.
(Farsça)
Çok güzel söz.
(Farsça)
demagoji
Güzel sözlerle halkı kandırma siyaseti.
dürer-bar / dürer-bâr
İnciler yağdıran.
Mc: Çok kıymetli ve güzel sözler söyleyen.
eblağ
Yerinde adamına göre güzel söz söylemenin en üstünü.
edebi / edebî
Edeple ilgili, güzel söz ve yazı.
elfaz-ı cemile
Güzel sözler.
entak
(Nutk. dan) Çok güzel söz söyliyen, çok iyi nutuk veren.
fenn-i meani / fenn-i meânî
Güzel söz söylemeyi ve güzel yazmayı öğreten, edebiyatın bir şubesi.
fesahat / fesâhat
Düzgün ve güzel söz söyleme.
fusaha
(Tekili: Fasih) Fasih kimseler. Güzel ve usule uygun konuşabilenler. Güzel söz söyleme kabiliyetinde olanlar.
gevher-nisar
Cevher serpen.
(Farsça)
Mc: Düzgün konuşan, güzel söz söyleyen.
(Farsça)
hatib / hatîb
Hitâbeden. Söz söyleyen. Cemaate, topluluğa karşı güzel söz söyleyen kimse.
Câmi'de müslümanlara dini nasihatlar ve güzel sözlerle hitâbeden vazifeli zat.
Mânalı ve fâideli, güzel söz söyleyen. Güzel, düzgün konuşan.
hikmet
Nübüvvet (peygamberlik).
Faydalı ilim.
Edeb, ahlâk ve nasîhat ile ilgili güzel sözler.
Gizli sebep, fâide.
Fıkıh ilmi, helâl ve harâmı bildiren din ilmi.
İlm-i Ledünnî, mânevî ilim.
Peygamber efendimizin sünneti.
hitabet
Düzgün ve güzel söz söyleme san'atı.
Cemaate, topluluğa veya birisine karşı söz söylemek. Güzel ve faideli söz konuşmakla halka dinletmek. Güzel söz söyleme san'atı. Hutbe okuma. Nutuk irâdetmek.
Man: Makbul ve zannî mukaddemelerden terekküb eden kıyas.
hitamuhu miskün
Onun mühürü (sonu) misktir, meâlinde Mutaffifîn Suresi'nin 26. âyetinden bir kısımdır. Onda Cennet nimetlerinden bahsedildiği gibi, bu kelâm tatbikatta sözün, sohbetin sonunu hoş ve güzel sözle bitirmeğe denilir.
i'caz
Âciz bırakmak. Acze düşürmek, şaşırtmak.
Edb: Mu'cize derecesinde düzgün ve icazlı söz söylemek. Benzerini yapmada herkesi acze düşürmek. Güzel söz söylemekte insanların muktedir olmadıkları derece.
Mu'cizelik olan şey.
i'caz-ı belağat / i'câz-ı belâğat
Güzel söz söylemedeki mu'cizelik.
ibrahim desuki / ibrahim desukî
Büyük âlim ve mutasavvıflardan olup büyük makam sâhibi bir zâtdır. Pek meşhur ve çok güzel sözleri ve mev'izaları vardır. 676 tarihinde 43 yaşında Şam'da vefat etmiştir. (K.S.)
ilm-i belagat / ilm-i belâgat
Edb: Güzel söz söyleme veya yazmayı öğreten ilim. Edebiyatın bir şubesi.
iltifat / iltifât
Güzel sözle samimi olarak okşamak. Yüz göstermek. Teveccüh etmek. İyilik etmek. Lütfetmek.
Dikkat, itina.
Edb: Bir mevzu anlatılırken, o anda kalbe doğan bir ilham coşkunluğu ile -mevzu dışına çıkmadan- sözün ve hitabın yönünü değiştirme san'atıdır. Meselâ: (Asım'ın nesli...
Lütfetme, gönül alma, güzel sözle okşama.
indelbüleğa
Adamına göre güzel söz söyleyenler yanında.
irtical
Hazır cevaplılık. Düşünmeden ve birdenbire açıkça güzel söz veya şiir söylemek.
kehribar
Cevher saçan.
Güzel sözler söyleyen.
nadire-perdaz / nadire-perdâz
Güzel söz söyleyen.
(Farsça)
nazm-ı celil
Pek büyük kıymetli nazm edilmiş güzel söz.
Kur'an-ı Kerim'in bir vasfı.
Celil olan Cenab-ı Hakk'ın nazmı.
revan
Giden, akıcı.
(Farsça)
Derhal.
(Farsça)
Ruh, can. Nefs-i nâtıka.
(Farsça)
Edb: Su gibi akıp giden güzel söz.
(Farsça)
salavat-ı tayyibe / salâvât-ı tayyibe
Varlıkların ibadet ve duaları, Allah'ı tesbih ve takdis eden güzel sözleri.
selaik
(Tekili: Selika) Güzel söz söyleme ve yazma kabiliyetleri.
selika
Güzel söz söyleme ve yazma istidadı.
sihr
(Sihir) Büyü, gözbağıcılık, büyücülük, hilekârlık.
Aldatmak.
Haktan uzaklaşmak. Bâtıl şeyi hak diye göstermek.
Lâtif ve dakik olan şey. Büyü kadar te'siri olan şey.
Şiir ve güzel söz söyleme gibi, insanı meftun eden hüner.
şuayb
Ashab-ı Eyke ile Medyen ahâlisine gönderilen bir peygamberdir. Çok hakikatlı ve güzel sözlerle bu iki kavmi Hakka davet ettiği halde kendisini dinlemediler. Cenab-ı Hak Eykeliler üzerine şiddetli sıcaklık ve Medyen ahalisine de şiddetli sayha ile azab verdi ve onları mahveyledi. Şuayb Aleyhisselâm k
sühan-ara / sühan-ârâ
Düzgün ve güzel söz söyleyen.
(Farsça)
sühan-dan / sühan-dân
Güzel söz söyleyen.
(Farsça)
sühan-güzar
Güzel konuşan, güzel söz söyleyen.
(Farsça)
tarik-i belagat / tarik-i belâgat
Belâgat yolu, maksada ve hâle uygun düzgün ve güzel söz söyleme yöntemi.
tayyibat / tayyibât
(Tekili: Tayyibe) Bütün güzel sözler, güzel mânalar, harika güzel cemaller.
Bütün kâinat yüzünde cemalleri görünen ezelî Esma-i Hüsnâ'nın cilveleri.
tehdin
Çocuğu güzel sözlerle susturup avutma. Yalandan yüze gülüp medhetme.
Teskin etmek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
lugat
evliya
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Veş
mebzul
جسم
Amenna ve saddakna
tedabir
şam
siva
MÜSEBBİB
acz-i be
وزن
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Güzel söz
Tok gözlü
Karşılığında
nedir
arasında
çok değerli
Hüzün
Çeviri
Birle
sapkın