Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
GÖNDERME
ifadesini içeren
59
kelime bulundu...
ba's
Gönderme, gönderilme.
Cenab-ı Hakk'ın peygamber göndermesi.
Diriliş. Yeniden diriltme. İhyâ.
Uykudan uyandırma.
Gönderme, yollama, gönderilme.
Allah'ın bir peygamberi, Hak dinine davete memur buyurması.
Dirilme veya diriltme.
bas / bâs
Gönderme. yeniden dirilme.
bi'set
Gönderme, gönderilme. Bir peygambere peygamber olduğunun bildirilmesi.
Gönderme.
biset / bîset
Gönderme, peygamberliğin başlangıcı.
çelenk
Eskiden kadınların süs için başlarına taktıkları mücevher veya madenlerden yapılmış sorguç. Halka şeklinde çiçek veya yapraklı dal demeti. (Cenazelere çelenk göndermek İslâm âdeti değildir, israftır.)
(Farsça)
hasm-ı mütevari / hasm-ı mütevarî
Huk: Mahkemeye gelmekten ve vekil göndermekten çekinen kimse.
havale
Göndermek, gönderi.
havale etmek
Göndermek.
havalename
Posta gibi vasıtalarla para göndermek üzere yazılan havale mektubu.
(Farsça)
i'zam / i'zâm / اعزام
Göndermek. Yollamak.
Gönderme.
(Arapça)
Gönderilme.
(Arapça)
İ'zâm edilmek:
Gönderilmek, yollanmak.
(Arapça)
İ'zâm etmek:
Göndermek, yollamak.
(Arapça)
iade / iâde / اعاده
Geri verme, geri gönderme.
(Arapça)
İâde edilmek:
Geri verilmek, geri gönderilmek,
(Arapça)
İâde etmek:
Geri vermek, geri göndermek.
(Arapça)
İâde eylemek:
Geri vermek.
(Arapça)
ib'as
Yeniden yaratmak, göndermek. Hayat vermek.
iblag
Bildirmek. Yetiştirmek. Haberdar etmek. Göndermek.
ibtias
Gönderme, ba's etme.
icra
Bir işi yürütmek.
Yerine getirmek. Yapma. Tatbik etme.
Vekil göndermek.
Mahkeme kararını yerine getirmek.
Suyu akıtmak.
Huk: Borçlunun alacaklıya karşı ödemekle mükellef olduğu bir borcu, adlî bir teşekkül vâsıtasıyla ödetme.
ifad
Bir kimseyi elçilik (sefirlik) vazifesiyle gönderme.
ifrad
Tek olarak söylemek.
Ayırmak.
Göndermek. Yollamak.
igza'
(Gazâ. dan) Savaştırma. Gazâ ettirme. Muharebeye gönderme.
iha
Sevketme, gönderme.
ihrac / ihrâc / اخراج
Çıkarmak. Dışarı atmak. Fazla malı başka memlekete göndermek. İstifade için meydana koymak.
Çıkartma.
(Arapça)
Dışsatım, yurt dışına gönderme.
(Arapça)
İhrâc edilmek:
(Arapça)
Çıkarılmak.
(Arapça)
Dışsatım yapılmak, ihraç edilmek.
(Arapça)
İhrâc etmek:
(Arapça)
Çıkarmak.
(Arapça)
Dışsatım yapmak, ihraç etmek.
(Arapça)
ihracat
(Tekili: İhrâc) Memleketteki fazla malı başka memlekete göndermek, satmak.
Çıkarmalar. İhraç etmeler.
ikra'
Okutmak. "Oku" diye emretmek.
Selâm göndermek. Yakın gelmek. Ziyafet istemek.
ilkaat / ilkaât
Telkinler, söz göndermeler.
inzal-i kütüb
Cenab-ı Hakk'ın vahiy ile peygamberlere kitab göndermesi.
irsal / irsâl / ارسال / اِرْسَالْ
(Resul. den) Göndermek, gönderilmek, yollamak.
Havale kılma.
Salıvermek. Kendi haline koymak.
Sürü sahibi olmak.
Elçi gönderme.
Gönderme, gönderilme.
Gönderme.
(Arapça)
Gönderme.
irsal-i rusül / irsâl-i rusül
Peygamberlerin gönderilmesi; Cenâb-ı Hakkın insanlara peygamber göndermesi.
irsal-i rüsül
Cenab-ı Hakk'ın insanlara her hususta ve hususen Allah'a itaatte rehber olacak peygamberler göndermesi.
irsal-i rusül / irsâl-i rusül / اِرْسَالِ رُسُلْ
Resûlleri gönderme.
irsalat / irsâlât
(Tekili: İrsal) Göndermeler. Gönderilen şeyler.
Göndermeler.
isbal
(Sebl. den) Yollama, gönderme veya gönderilme.
isra / isrâ
Yürütmek, göndermek.
Gece seferi yapmak.
İrsâl etmek.
isra'
Hızlandırmak. Sür'atlendirmek.
Geri döndürmek. Göndermek.
istitare
Gönderme veya gönderilme. Yollanma.
Uçurma veya uçurulma.
itare
(Tayerân. dan) Uçurma veya uçurulma.
Hızla gönderme, yollama.
Otomobil tekeri.
izfaf
Gelin gönderme.
izhab
Gönderme.
Giydirme veya giydirilme.
Altun kaplama.
mutayere
Uçurup gönderme. Uçurma.
risale
Mektup.
Bir ilme dair yazılmış küçük kitap.
Haber göndermek.
Elçinin götürdüğü mektup, name.
Fık: Bir kimsenin sözünü veya emrini başka birisine tebliğ etmek.
risalet
Birisini bir vazife ile bir yere göndermek.
Peygamberlik. Büyük kitapla gelen peygamberlik.
Elçilik.
sedl
İrsal etmek, göndermek, yollamak.
sedr
Tenbel olmak.
İrsal, gönderme.
Gözü hareket ettirmek.
sevk / سوق / سَوْقْ
Önüne katıp sürmek, ileri sürmek. Yollamak, göndermek.
Neticeye bağlamak.
Yollama, gönderme.
Gönderme.
(Arapça)
Gönderme.
sevk-i tabi'i / sevk-i tabi'î / سوق طبيعى
İçgüdü.
Sevk etmek:
Göndermek, yönlendirmek, götürmek.
sevkiyat / sevkiyât
Toplu halde gönderme.
Asker gönderme ve eşyasını te'min ve sevketme işleri.
Göndermeler, yollamalar.
sevkülceyş
Asker gönderme, yollama.
şiddet-i sevk
Şiddetli gönderme, yönlendirme.
ta'yin
Yerini belli etmek.
Vazifeye göndermek, vazifelendirmek.
Ayırmak.
Tayın, erzak.
tagrib
(Gurbet. den) Birini gurbete gönderme.
Memleketten çıkarma, uzaklaştırılma.
Kovma.
telmih / telmîh / تلميح
Gönderme, îmâlı anlatma.
(Arapça)
telmihat / telmîhât / تلميحات
Göndermeler, îmâlı anlatmalar..
(Arapça)
telmihen / telmîhen / تلميحا
Göndermede bulunarak.
(Arapça)
tesfir
(Sefer. den) Yolcu etme, yola çıkarma, sefere gönderme.
tesrib
(Sürub. dan) (Asker) gönderme, yollama.
Atı ve deveyi bölük bölük edip yollamak.
tesyar
Gönderme, gönderilme. (Eşya hakkında) (Tisyâr şekli yanlıştır)
tesyir
(Seyr. den) (Çoğulu: Tesyirât) Gönderme, yollama. Seyrettirme.
Sürmek.
Bezi yol yol alaca edip dokumak.
tevcih
Döndürmek, yöneltmek.
Tefsir etmek.
Birisini bir tarafa göndermek.
Rütbe vermek.
Bir kimseye söz atmak.
Edb: İki zıd mânaya gelebilen ve birbirinin zıddı mânada söz kullanmak.
vasıta-i irsal
Gönderme aracı.
vesile-i salavat / vesile-i salâvat
Hz. Muhammed'e (a.s.m.) salat ve selâm gönderme sebebi.
zefif
Çabuk davranan. Çevik.
Deve kuşunun yelmesi.
Gelini kocasına göndermek.
Hızla gitmek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
nazara almak
sena
Vasl
cadde
hâven
hırsiye
Cudü
hacet
Layü
müstaMEL
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
GÖNDERME
Defter
çalınan
Özgün
Eşsiz Güzellik
Keyıf yeri
gamlanma
Aşk
emeği
adan