REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Etkili ifadesini içeren 31 kelime bulundu...

bera'at-ı istihlal / bera'ât-ı istihlâl

  • Söze güzel ve etkili başlangıç.

daire-i iktidar

  • Gücün etkili olduğu alan.

daire-i tasarruf ve malikiyet

  • Etkili olup hükmettiği ve sahip olduğu daire.

defterdar / defterdâr / دفتردار

  • İldeki en üst düzey maliye yetkilisi. (Arapça - Farsça)
  • Maliye bakanı. (Arapça - Farsça)

edebiyat

  • Güzel ve etkili biçimde konuşma ve yazma sanatı.

efsah-ı füseha

  • Sözü düzgün, akıcı ve etkili konuşanların en ileri geleni.

ehil

  • Yetkili, yetkin, ehliyetli.

emr-i nafiz / emr-i nâfiz

  • Etkili, tesir gücü olan emir.

erbab-ı hall-u akd / erbâb-ı hall-u akd

  • Halife seçmeye yetkili olan kişiler. Medine halkının ileri gelenleri.

evliya / evliyâ / اوليا

  • Velîler. (Arapça)
  • Önderler. (Arapça)
  • Yetkililer. (Arapça)

fail / fâil / فاعل

  • İşleyen, yapan.
  • Te'sirli, etkili.
  • Yapan. (Arapça)
  • Özne. (Arapça)
  • Etkili. (Arapça)

füseha-i arab

  • Arap fasihleri, Arapların en güzel, akıcı ve etkili konuşanları.

hakem

  • Bir işte karar vermeye yetkili kişi.

hıdane / hıdâne

  • Çocuğu kucağa almak, besleyip büyütmek üzere yanında bulundurmak. İslâm nikâhının bozulmasından sonra (ayrılıkta), çocuğu, selâhiyetli (yetkili) olan kimsenin yâni başkası ile evli olmayan annenin belirli bir yaşa gelinceye (oğlan çocuğu yedi, kız ye tişkin oluncaya) kadar yanında alıkoyması ve terb

hükkam-ı fesahat / hükkâm-ı fesahat

  • Güzel, akıcı ve etkili konuşmada üstün ve otoriter olanlar.

istinabe / istinâbe / اِسْتِنَابَه

  • Duruşmada yasal gerekçelerle bulunamayan zanlının, ilgili mahkemece, yasal prosedürün yerine getirilmesi için zanlıya en yakın bölgedeki bir mahkeme veya kişileri yetkili kılması.
  • Başka bir mahkemenin muâmeleye yetkili kılınması.

lojistik

  • Ask: Askerlik san'atının ve seferi orduların iaşe, muhabere ve sevkiyat şartları, hareket ve harb kabiliyeti bakımından en etkili durumda bulundurulması için lâzım gelen çalışmalara aid kısım.

müessir / مؤثر

  • Tesirli, etkili.
  • Tesirli, etkili.
  • Etkileyici, etkili. (Arapça)

mukarrihat

  • (Tekili: Mukarrih) Yara açmakta kullanılan etkili ilâçlar.

murahhas

  • Devlet veya bir teşekkül adına yetkili olarak bir yere gönderilen kişi.

müteneffizan / müteneffizân / متنفذان

  • Etkili kişiler, nüfuz sahipleri, sözü geçenler. (Arapça - Farsça)

nafiz / nâfiz

  • Derinlere işleyen; etkili.

natıkaperdaz / nâtıkaperdâz / ناطقه پرداز

  • Düzgün ve etkili konuşan. (Arapça - Farsça)

sahib-i salahiyet / sahib-i salâhiyet

  • Yetki sahibi, yetkili.

salahiyet / salâhiyet / صَلَاحِيَتْ

  • Yetkili olma.

salahiyetdar / salâhiyetdâr / صلاحيت دار

  • Yetkili.
  • Yetkili. (Arapça - Farsça)

salahiyetli / salâhiyetli

  • Yetkili.

salahiyettar / salâhiyettar

  • Yetkili.

sereyan

  • Yayılma, her yere sirayet edip etkili olma.

şeyhülislam / şeyhülislâm

  • İslâm devletinde en yüksek dînî yetkili. Dînî işlerde zamânın en yetkili ve söz sâhibi âlimi.

tesirli

  • Etkili.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın