Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Esur
ifadesini içeren
71
kelime bulundu...
ahmes
Kuvvetli, yiğit. Kahraman, cesur, şecaatli, bahadır.
ahves
Cesur, kahraman, yiğit, şecaatli, bahadır.
alb
Yiğit, kahraman, bahadır, cesur gibi manalara gelen bir sıfattır.
asmah
Çok cesur, pek kahraman.
babayiğit
Yetişmiş delikanlı, tam bedenî kuvvetini almış genç. Cesur, yiğit.
bahadır
Kahraman. Cesur. Yiğit. Dilâver.
(Farsça)
Kahraman, cesur, yiğit.
basil
Kahraman, cesur, yiğit kimse.
Fena, sert, kırıcı, kötü söz.
Haram olan şey.
Güzel olmayan, çirkin kimse.
batalet
Avarelik. İşsizlik.
Boş şeyler söylemek.
Bahadırlık. Cesurluk. Cesâret.
besr
(Besere) (Çoğulu: Besûr) Vücutta çıkan bir çeşit ufak sivilce.
cahiz
Cesur, cesaretli, yiğit.
casir
(Cesaret. den) Cesaret eden, cesur, cesaretli.
ceri'
(Cür'et. den) Cesur, yiğit, delikanlı, gözü pek, cesaretli, yılmayan.
cesaret / cesâret / جسارت
Cesurluk, yiğitlik, korkusuzluk.
Cesurluk.
(Arapça)
cesurane / cesurâne
Cesurca, korkusuzca.
cesure
(Bak: CESUR)
çire
Mâhir, maharetli, becerikli.
(Farsça)
Bahadır, kahraman, yiğit, cesur.
(Farsça)
cür'et-yab / cür'et-yâb
Cesur, cesaretli, yiğit, delikanlı, atılgan, gözüpek, cür'etkâr.
(Farsça)
cür'etkar / cür'etkâr
Cesur.
Cesur, cesaretli, yiğit, delikanlı, atılgan, gözüpek.
(Farsça)
cüretkar / cüretkâr
Cesur, atılgan.
cürre
Cesur, cesaretli, cür'etkâr, cür'et-yâb, yiğit, delikanlı, gözüpek, atılgan.
Uçan her çeşit kuşun erkeği.
Bir zira' miktarı ağaç. (Ağacın başında bir küfe, ortasında bir ipi olup onunla geyik avlarlar.)
dervah
Hastalıktan yeni kurtulan, iyice kendisine gelemeyen kimse.
(Farsça)
Sağlam, metin, muhkem.
(Farsça)
Doğru, asıl, gerçek.
(Farsça)
Yiğitlik, cesaret, cesur olmak, şecaat.
(Farsça)
Ayıp, utanma.
(Farsça)
Sertlik, kabalık.
(Farsça)
dilir
(Çoğulu: Dilirân ) Bahadır, cesur, cesaretli, yiğit, yürekli.
diliran / dilirân
(Tekili: Dilir) Bahadırlar, cesurlar, cesaretliler, yiğitler, yürekliler.
ebtal
(Tekili: Battâl) Yiğitler, cesurlar, döğüşken erler.
ebu iyaz seleme bin amr bin el ekva / ebu iyaz seleme bin amr bin el ekvâ
Biat-ı Rıdvanda hazır bulunan, gayet cesur, nişancı, hamiyetperver bir sahabedir. 77 hadis-i şerif rivayet etmiştir. Hicrî 74 tarihinde, 80 yaşında iken Medine-i Münevvere'de vefat etmiştir. (R.A.)
erva'
Çok güzel olan genç.
Son derece yiğit, cesur ve bahadır adam.
Korkmak.
eşbeh
Mert, yiğit, kabadayı, cesur kimse. (Bu tâbir bilhassa yeniçeriler hakkında kullanılırdı.)
gazanfer / غَضَنْفَرْ
Arslan, cesur adam.
gürd
Cesur, kahraman, yiğit, bahadır.
(Farsça)
güstah / güstâh / گستاخ
Küstah.
(Farsça)
Cesur.
(Farsça)
hamaset
Yaradılıştan olan cesâret. Bahadırlık. Cesurluk. Kahramanlık. Yiğitlik.
haydar
Yiğit, cesur, kahraman.
Hz. Ali'nin (R.A.) bir nâmı,
Arslan, gazanfer.
Cesur, yiğit, Hazreti Ali.
haydarane
Hz. Ali gibi. Kahramanca, yiğitçe, cesurca.
(Farsça)
haydari / haydarî
Kahramanlık, cesurluk, yiğitlik. Arslanlık.
Eskiden bazı esnaf ve köylülerin giydikleri kolsuz aba, hırka.
hıyre-çeşm
Kamaşık ve donuk gözlü.
(Farsça)
Cesur, atılgan.
(Farsça)
İnatçı, muannid.
(Farsça)
Utanmaz, hayâsız, arsız.
(Farsça)
hıyreçeşm / خيره چشم
Arsız, hayasız.
(Farsça)
Cesur, gözüpek.
(Farsça)
hizber
(Hizebr) (Çoğulu: Hezâbir) Aslan, gazanfer.
(Farsça)
Mc: Cesur, yiğit, kahraman, yürekli adam.
(Farsça)
istenbe
Cesur, yiğit, bahadır, kahraman.
(Farsça)
Çirkin.
(Farsça)
Kâbus.
(Farsça)
istiare / istiâre
Ariyet istemek. Ödünç almak. Birinden iğreti bir şey almak.
Edb: Bir kelimenin mânasını muvakkaten başka mânada kullanmak; veya herhangi bir varlığa, ya da mefhuma asıl adını değil de, benzediği başka bir varlığın adını verme san'atına istiare denir.Cesur ve kuvvetli bir insana "arsl
Hakiki mânâ ile mecâzi mânâ arasındaki benzerlikten dolayı bir kelimenin mânâsını geçici olarak alıp başka bir kelime için kullanma san'atı; "arslan" kelimesini "cesur adam" için kullanmak gibi.
kabadayı
Mc: Cesur, kahraman, cengâver. Eskiden kabadayılar ağırbaşlı, fenalıktan kaçınır, iyiliği sever insanlar oldukları için muhitlerinde hürmet görürlerdi.
Kimseden korkmaz görünerek şuna buna meydan okuyan kimse, yiğit taslağı.
kahraman
(Çoğulu: Kahramanan) Yiğit, cesur, bahadır.
(Farsça)
Fars mitolojisinde Rüstem'in yendiği kişi.
(Farsça)
İş buyuran, hüküm sâhibi.
(Farsça)
kahramanan
(Tekili: Kahraman) Kahramanlar. Cesur kimseler, yiğitler.
(Farsça)
kahramanane
Kahramanca, yiğitçe, cesurane.
(Farsça)
kahramani / kahramanî
Yiğitlik, kahramanlık, cesurluk.
(Farsça)
kemmi / kemmî
Azlık veya çokluğa dair. Kemmiyete âit ve müteallik. Cesur. Yiğit. Silâhlı.
kızan
Oğlan, erkek çocuk.
Delikanlı, cesur ve silâhlı köylü genç.
künd
Biçimsiz, yakışıksız, kısa.
Kesmez, kör.
Yiğit, cesaretli, cesur.
Anlayışsız. Fehim ve idraki kısa.
merdanegi / merdanegî
Cesurluk, yiğitlik, merdlik, erkeklik.
(Farsça)
merdi / merdî
Erlik, erkeklik.
(Farsça)
Merdlik, cesurluk, yiğitlik.
(Farsça)
İnsanlık, hamiyet.
(Farsça)
mezir
Zarif kimse.
Katı kalbli ve cesur.
İşlerinde nüfuzlu olan.
muharib
Harbeden. Cenkci. Cengâver.
Cesur. Atılgan. Kahraman.
İyi harbeden. Harb usullerini iyi bilen.
orhan gazi
(Mi: 1288 - 1359) Osmanlı Devletinin kurucusu olan Babası Osman Gazi vefat edince (1326) Onun yerine tahta geçti. Onu yetiştiren, Hocası Şeyh Edebâli idi. Genç yaşta gazi akıncılar arasına karıştı, çok cesur ve atılgandı. Akıncı Gaziler onun oğlu Süleyman Paşa kumandasında Rumeli'ye geçtiler. Türbes
palikarya
Mc: Kabadayı, yiğit, cesur.
Rum gençleri.
pür-dil
(Çoğulu: Pür-dilân) Yürekli, cesur.
(Farsça)
pür-dilan / pür-dilân
(Tekili: Pür-dil) Cesurlar, yürekli kimseler.
(Farsça)
şecaat
Yiğitlik, cesurluk. Korkulu anda kalb kuvveti ile cesaretini muhafaza etme. Kuvve-i gadabiyenin vasat mertebesidir.
Yiğitlik, cesurluk.
şecaat-i harika
Harika yiğitlik, cesurluk.
şecaat-ı mücessem
Somut hâle gelmiş cesurluk, yiğitlik.
şeci / şecî / شجيع
Cesur, yiğit.
(Arapça)
şehbaz
Çevik, cesur, beyaz doğan kuşu.
serbaz
(Çoğulu: Serbâzân) Korkusuz, cesur, cesâretli. Yiğit.
(Farsça)
serbazi / serbazî
Yiğitlilik, cesurluk, korkusuzluk.
(Farsça)
şica' / şicâ' / شجاع
Cesurlar.
(Arapça)
şirdil
(Çoğulu: Şirdilân) Aslan yürekli. Cesaretli. Cesur.
(Farsça)
şirmerd
Arslan yürekli, cesur.
(Farsça)
şüca' / şücâ' / شجاع
(Şec'a - Şica') Yiğit, cesur, bahadır. Şecaatli.
Cesur.
(Arapça)
şüca'at / şücâ'at / شجاعت
Cesurluk, yiğitlik.
(Arapça)
şücea'
(Tekili: Şeci') Yiğitler, cesurlar.
süraka
(Ebu Süfyan Sürâka b. Mâlik) Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Hz. Ebu Bekir ile beraber hicret için Mekke'den çıktıklarında, Kureyş Rüesasının mühim bir mal mukabilinde onları öldürmek için gönderdikleri cesur bir adam olup, Hz. Peygamber'in mu'cizesiyle atının ayakları kuma saplanmış ve bu üç
tecellüd
Cesur görünmeye çalışma.
zehredar / zehredâr
(Çoğulu: Zehredârân) Yiğit, cesur, yürekli, cesaretli.
(Farsça)
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Vahdehu La şerike leh
Mutevellit
kadir
daru
dar-ı fena
Behic
Vilâyat
sebeke
Nazuk
begonya
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Esur
Özgürlük
Kâde
viren
Fisek
Necas
Hayran
HEDEF
bigin
kolcu