REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Ese kelimesini içeren 59 kelime bulundu...

afa'

  • Eşek sıpası.

afiyet / âfiyet / عافيت

  • Esenlik, sıhhat ve selâmet.
  • Esenlik. (Arapça)
  • Âfiyet bulmak: Sağlığına kavuşmak. (Arapça)

akmus

  • Eşek, hımar.

aliyy-ül murtaza

  • Esedullah, Aliyy-ibni Ebi Talib, Ebutturâb, İmâm-ı Ali isimleri ile de anılır.Hz. Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) amcası Ebu Tâlib'in oğlu olup Hicretten yirmiüç yıl önce doğmuş ve Bi'setin ikinci günü daha on yaşında iken imân etmiş, hiç putlara tapmamıştır. Bunun için mübârek ismi söylendiğinde, Kerrema

arz-ı tahsin-i eser / arz-ı tahsîn-i eser

  • Eseri beğendiğini arz etme, söyleme.

asar / âsâr / âsar / آثار / اٰثَارْ

  • Eserler.
  • Eserler.
  • Eserler, yapılanlar.
  • Eserler.
  • Eserler.

asar ve a'mal alemi / âsâr ve a'mâl âlemi

  • Eserler ve ameller âlemi, dünyası.

azamet-i asar / azamet-i âsâr

  • Eserlerin büyüklüğü.

bakiyye-i asar / bakiyye-i âsâr

  • Eserlere âit geri kalan izler. Eserlerin geri kalanı.

çarpa

  • Eşek, deve, koyun v.s. gibi dört ayaklı hayvanlar. (Farsça)

darü's-selam / dârü's-selâm

  • Esenlik ve güvenlik yeri olan Cennet.

darüsselam / dârüsselâm

  • Esenlik yurdu, Cennet.

eblad

  • Eser.

ebu ziyad

  • Eşek, hımar.

enfes-i asar / enfes-i âsâr

  • Eserlerin en nefisi, eserler içinde en değerli olanı.

eser-i itkan

  • Eserdeki mükemmellik, sağlamlık ve kusursuzluk.

gümnam

  • Eseri kalmamış, adı sanı kaybolmuş, unutulmuş. (Farsça)

hammar

  • Eşekçi.

har / خر

  • Eşek. (Farsça)

har-ban

  • Eşekçi. (Farsça)

har-meniş

  • Eşek huylu, eşek tabiatlı. (Farsça)

har-var

  • Eşek yükü. (Farsça)

harkürre

  • Eşek yavrusu, sıpa. (Farsça)

harvar / harvâr / خروار

  • Eşek yükü. (Farsça)

heduc

  • Eserken gümleyen rüzgâr.

himar / himâr / حمار

  • Eşek.
  • Eşek.
  • Eşek. (Arapça)

ilm-ül-yakin / ilm-ül-yakîn

  • Eserden müessire yol bulmak. İşi görüp yapanı tanımak, bilmek. Dumanı görüp, orada ateşin olduğunu anlamak böyledir.

iltifatat-ı asar / iltifâtât-ı âsâr

  • Eserlerin iltifatları.

imtiras-ı himar

  • Eşeğin sürtünüp kaşınması.

inni / innî

  • Eserlerden eser sahibine götüren delil.

kalh

  • Eşek anırtısı. Aygır kişnemesi.

kartale

  • Eşek yükünün dengi.

keşti-i nuh-u selamet / keşti-i nuh-u selâmet

  • Esenliğe, güvenliğe ulaştıran Nuh'un gemisi.

kürre-i har

  • Eşek yavrusu. Sıpa.

limmi / limmî

  • Eser sahibinden eserlerine götüren delil, ateşin dumana delil olması gibi.

mebde'-i te'lif / mebde'-i te'lîf / مَبْدَأِ تَأْل۪يفْ

  • Eser yazmanın başlangıcı.

mecmu' asar / mecmu' âsâr

  • Eserlerin bütünü, yaratılmış varlıkların hepsi.

mecmu-u asar / mecmu-u âsâr

  • Eserlerin tamamı.

merkeb

  • Eşek.

müteessif

  • Esef duyan; üzülen.

müteessifane / müteessifâne

  • Eseflenerek, üzülerek.
  • Eseflenerek, kederlenerek. (Farsça)

nehak

  • Eşek anırtısı.

nehit

  • Eşek anırtısı. Hımar avazı.

nehk

  • Eşek bağırışı.

nühak

  • Eşek anırtısı.

şahic

  • Eşek, hımar.

selam ve selamet / selâm ve selâmet

  • Esenlik, rahatlık.

selamet / selâmet / سلامت

  • Esenlik, güvenlik.
  • Esenlik. (Arapça)

şencar

  • Eşek marulu adı verilen bir cins ot.

sühl

  • Eşeğin göğsünden çıkan hırıltı.

tarik-i selamet / tarîk-i selâmet

  • Esenlik, güven yolu.

te'lif / تأليف / te'lîf / تَأْل۪يفْ

  • Eser yazma.
  • Eser yazma.

teessüf

  • Eseflenme, üzülme.

teşabüh-ü asar / teşabüh-ü âsâr

  • Eserlerin birbirine benzemesi; varlıklardaki benzerlik.

tünte

  • Eşek arısı. (Farsça)

ut'ut

  • Eşek sıpası.

vaesefa / vâesefa / vâesefâ

  • Esefler olsun, yazık!
  • Esefler olsun.

vezan / vezân / وزان

  • Esen. (Farsça)

vikaf / vikâf

  • Eşek semeri ve palanı.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın