gabra

• Yeryüzü, toprak, arz.
• Nebat envâından bir nev'i.
• Kuraklık, kıtlık.
• Çok tuzlu.
• Toprak rengi.

ihlas suresi

• Kur'an-ı Kerim'de şirkin ve küfrün envâını reddedip, tevhidi ilân eden 112. Sure. Bu sureye: Esas, Tevhid, Tefrid, Tecrid, Necat, Velâyet, Marifet, Samed, Muavvize, Mazhar, Berâe, Nur, İman suresi de denilmektedir. Maâni, Müzekkire gibi isimleri de vardır.

kalem

• (Çoğulu: Aklâm) Kamış. Yazı için ucu inceltilen bir nevi ince ve sert kamış.
• Yazı yazmak için kullanılan her türlü âlet.
• İfâde. Üslub.
• Mâden, taş ve tahta üzerinde oymak için ucu sivri çelik âlet.
• İnce boya, fırçası.
• Yazı enva'ı.
• Resim. Nakış.<

nar

• (Çoğulu: Niran, envar, niyere, niyâr) Ateş. Cehennem.
• Bir meyve adı.
• Mc: Allahın gadabı.
• Yakıcı, azab verici her şey. Şer. Dalâlet. Sefâhet.

nevf

• (Çoğulu: Envâf) Hörgüç.
• Uzun ve yüksek olmak.

nevr

• (Çoğulu: Envâr) Parlaklık.
• Ağaç çiçeği. Tomurcuk.

nevt

• (Çoğulu: Envât-Niyât) Bir yere asma. Kaldırma.

nevz

• (Çoğulu: Envâz) Dere, vâdi.

pür-nur

• (Bak: Pür-envar)