REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Elb kelimesini içeren 35 kelime bulundu...

atide

  • Elbise sandığı.

belsek

  • Elbise değdiğinde yapışıp ayrılmayan bir ot.

dest-mal

  • Elbezi. (Farsça)

esvap

  • Elbiseler, giysiler.

evre

  • Elbisenin dış yüzü. (Farsça)

fazfaza

  • Elbisenin çok geniş ve bol olması.

giriban / girîban

  • Elbise yakası. (Farsça)

hil'at

  • Elbise, kaftan.

hulle

  • Elbise.

ıhlak

  • Elbise eskimek veya eskitmek.

irsas-ı libas

  • Elbisenin yıpranması, eskitilmesi.

izar / izâr

  • Elbise.

kam u nakam / kâm u nâkâm

  • Elbette, ister istemez.

kisve

  • Elbise. Kılık. Hususi kıyafet. Küsve. Kisbet.
  • Elbise.
  • Elbise, özel kıyafet, kisbet.

libaçe

  • Elbise, libâs. (Farsça)

libas / libâs / لِبَاسْ

  • Elbise.
  • Elbise.
  • Elbise.
  • Elbise.

libse

  • Elbise giyme. Giyiş.

manken

  • Elbiseleri prova veya teşhir etmek için terzilerin ve hazır elbise satıcılarının kullandığı tahtadan, kartondan, madenden vb. insan şekli. (Fransızca)

melabis

  • Elbiseler. Giyecek şeyler.

mütedessir

  • Elbise giyen, libasa bürünen.

müzemmil

  • Elbise içine sarınan, örtünen, sargılanmış.

müzzemmel

  • Elbise içine sarılmış.

niks

  • Elbisenin ve örülmüş şeylerin eskilerini bozup gidermek, tekrar yine iplik yapmaya kabil olanı ip eğirip yenilemek.

reff

  • Elbise koymak için duvara çıkıntı yapmak veya duvara tahta çakmak. Raf.

reziz

  • Elbise boyamada kullanılan bir ot cinsi.

sevvab

  • Elbise satan, elbiseci.

sıyan

  • Elbise saklama yeri, sandık.

suret-i libas

  • Elbise şekli, biçimi.

tahris

  • Elbisenin eteğine konulan parça.

tatriz

  • Elbiseye veya kumaşa süs için kenar işleme, oya yapmak.

tebdil-i came / tebdil-i câme

  • Elbise değiştirme.

tedennüs-i came / tedennüs-i câme

  • Elbisenin kirlenmesi.

teza'fur

  • Elbiseye ve gövdesine za'ferân sürmek.

urba

  • Elbise.
  • Elbise.

zıhare

  • Elbisenin dış yüzü, dış tarafı.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın