REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Dörd ifadesini içeren 66 kelime bulundu...

alaca bayrak

  • Tar:Ondördüncü Yeniçeri Bölüğüne verilen ad.

bedr-bedir

  • Dolunay, ayın ondördü.
  • Mekke ile Medine arasında bulunan Bedir gazasının yapıldığı yer.

bölük

  • Takımlardan oluşan, üçü veya dördü bir tabur meydana getiren askerî birlik.

cahim / cahîm

  • Cehennem'in dördüncü tabakasına verilen ad. Güneşe ve yıldıza tapanların azab göreceği Cehennem.

çar-şenbih

  • Haftanın dördüncü günü. Çarşamba günü. (Farsça)

çarüm / çârüm / چارم

  • Dördüncü. (Farsça)
  • Dördüncü. (Farsça)

çeharüm

  • Dördüncü. (Farsça)

duhan suresi / duhân sûresi

  • Kur'ân-ı kerîmin kırk dördüncü sûresi.

ebu türab / ebû türâb

  • Peygamber efendimizin amcasının oğlu, dâmâdı, Cennet'le müjdelenen on kişinin ve dört büyük halîfenin dördüncüsü, Allahü teâlânın arslanı hazret-i Ali'nin "Toprağın babası" mânâsına gelen lakabı.

eshab-ı feraiz / eshâb-ı ferâiz

  • Ölen bir kimsenin mîrâsına (geriye bıraktığı mala) vâris (hak sâhibi) olan ve Allahü teâlânın Kur'ân-ı kerîmde hisselerini (paylarını) bildirdiği dördü erkek, sekizi kadın on iki kişi.

eshab-ı tahric / eshâb-ı tahrîc

  • Hanefî mezhebinde, kısa bildirilmiş olup, iki türlü anlaşılabilen hükümleri açıklayarak bir mânâsını seçen dördüncü tabaka âlimleri.

gönder

  • Tar: Seferde ordunun ve ileri gelen vezir ve diğer devlet ricalinin atlarına bakmak ve sair zamanlarda ise has ahır ve çayır hizmetlerinde kullanılmak üzere gayr-ı müslimlerden ve hasseten Bulgarlardan tertip edilmiş bir sınıf olan voynukların her mıntıkada iki, üçü ve dördü hakkında kullanı

hafi okumak / hafî okumak

  • Namazda sessiz okumak. İmâmın öğlen, ikindi ve üç ve dört rek'atlı namazların üç ve dördüncü rek'atlarında sessiz okuması.

hareket-i dahil / hareket-i dâhil

  • Tar: Kanuni Sultan Süleyman zamanında Süleymaniye medreselerinin binasından sonra onikiye çıkarılan tarik-i tedris (okutma yolu) silsilesinin dördüncü mertebesindeki müderrislerine verilen bir ünvandır.

hazem

  • Dizme, sıralama.
  • Edb: İlk beytin ortasına birden dörde kadar harf ilâve etme.

hıkk

  • (Çoğulu: Hukuk - Hıkâk) Üç yaşını tamamlayıp dördüne girmiş deve.

hıms

  • Üç gün deveyi susuz bırakıp, dördüncü günü su vermek.
  • Alaca yemeni bez.

huld cenneti

  • Sekiz Cennet'in dördüncüsü.

hulle

  • Ağır, pahalı.
  • Belden aşağı ve belden yukarı olan iki parçadan ibâret olan elbise.
  • Cennet elbisesi.
  • Fık: Üç defa kocasının boşadığı bir kadının dördüncü defa eski kocasına nikâh düşebilmesi için başka birine nikâhlanması. Müslim bir erkek karısını üç talak ile boşarsa,

hümeze suresi / hümeze sûresi

  • Kur'ân-ı kerîmin yüz dördüncü sûresi.

ibn-i üsbuayn

  • Çok güzel genç.
  • Ayın ondördü.

ibrahim suresi / ibrâhim sûresi

  • Kur'ân-ı kerîmin on dördüncü sûresi.

inşikak suresi / inşikâk sûresi

  • Kur'ân-ı kerîmin seksen dördüncü sûresi.

inşirah suresi / inşirâh sûresi

  • Kur'ân-ı kerîmin doksan dördüncü sûresi.

j

  • Osmanlı alfabesinin ondördüncü harfi olup, ebced hesabında "" harfi gibi, 7 sayısına tekabül eder.

k

  • Osmanlı alfabesinin yirmidördüncü harfi olan kaf ile, yirmibeşinci harfi olan kef harfini karşılar.

kadınlarla muhavere

  • Yirmi Dördüncü Lem'a'nın sonunda yer alan bir bölüm.

kadırga

  • Buharlı gemilerin icadından evvel kullanılan harp gemilerinden biri. Kürek ve yelkenle kullanılırdı. Kadırgalar 25 oturaklı idi ve her küreği dörder adam tarafından çekilirdi.

kamer suresi / kamer sûresi

  • Kur'ân-ı kerîmin elli dördüncü sûresi.

leyle-i bedr

  • Ayın ondördüncü gecesi.

leyle-i erbaa

  • Haftanın dördüncü gecesi olan çarşamba gecesi.

lian

  • Lânetleşmek. İki kişinin birbirini lânetlemesi.
  • Fık: Zevc ile zevcenin hâkim huzurunda şer'i usulüne uygun olarak dörder defa şahitlikte bulunduktan sonra, nefislerine lânet ve gadab okumak suretiyle olan yeminleri. Buna: Mülâene, telâun, iltiân da denir.

mejdek

  • Mîlâdî dördüncü asırda İran'da komünizmi ilk kuran şahıs.

mim

  • Kur'ân-ı Kerim alfabesindeki yirmidördüncü harf olup, ebced hesabında kırk sayısının karşılığıdır.
  • Tarih yazarken bazan Muharrem ayına bir işaret olabilir.
  • Bir kitap veya ibarenin sonuna veya altına temme (bitti) yerine ve "mâlum oldu, görüldü" makamında konulan bir harftir.<

minhacü's-sünne / minhâcü's-sünne

  • Sünnet yolu; Peygamberimizin sünnetine uyma metodu; Dördüncü Lem'a.

müddessir suresi / müddessir sûresi

  • Kur'ân-ı kerîmin yetmiş dördüncü sûresi.

murabba'

  • Dört köşeli şekil.
  • Dörde çıkarılmış. Dörtlü. Dört şeyden olmuş.
  • Geo: Kare.

naim

  • Bolluk ve bahtiyarlık içinde yaşayış. Nizam-ü hal ve mal.
  • Cennet'in sekiz kısmından dördüncü tabakası.

nas suresi / nâs sûresi

  • Kur'ân-ı kerîmin yüz on dördüncü ve son sûresi.

nisa suresi / nisâ sûresi

  • Kur'an-ı Kerim'in dördüncü suresi.
  • Kur'ân-ı kerîmin dördüncü sûresi.

nur suresi / nûr sûresi

  • Kur'ân-ı kerîmin yirmi dördüncü sûresi.

paskalya

  • Hıristiyanların inanışlarına göre, Îsâ aleyhisselâmın haça gerildikten sonra dirilerek göğe yükselmesi ile ilgili olarak her yıl Mart ayının on dördüncü gününden sonra gelen ilk Pazar günü yaptıkları şenlik, âyin.

rabi / râbi / رابع

  • Dördüncü. (Arapça)

rabi'

  • Dördüncü.

rabi-i aşer

  • Ondördüncü.

rabia / râbia / رَابِعَه

  • (Müe.) Dördüncü.
  • Saatteki sâlisenin altmışta biri.
  • 1/60 ın dördüncü kuvveti altmışta biri.

rabian / râbian / رابعا

  • Dördüncü olarak.
  • Dördüncü olarak.
  • Dördüncüsü.
  • Dördüncüsü. (Arapça)

rebi-ül ahir

  • (Rebi-i Sâni) Kamerî ayların dördüncüsü.

rebiülahir / rebiülâhir

  • Hicrî takvimde dördüncü ay.

remy-i cimar / remy-i cimâr

  • Hac ibâdeti esnâsında Kurban bayramının birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü günlerinde Minâ'da bulunan ve Cemre adı verilen taş yığınlarına nohut büyüklüğündeki taşları atmak. Buna şeytan taşlama da denilmektedir.

rib'

  • Sıtmanın bir gün tutup iki gün tutmaması ve dördüncü gün yine tutması.

sa'

  • Çiy, rutubet, şebnem.
  • Kur'an-ı Kerim alfabesindeki dördüncü harfin adı.

safin

  • (Çoğulu: Sâfinât) Cins at.
  • Üç ayağı üstünde durup dördüncü ayağının tırnağını yerde dikip duran at.

se

  • Kur'an alfabesinin dördüncü harfidir. Ebced hesabında 500 sayısının karşılığıdır.

sebe' suresi / sebe' sûresi

  • Kur'ân-ı kerîmin otuz dördüncü sûresi.

şifa ayet-i kerimeleri / şifâ âyet-i kerîmeleri

  • Kur'ân-ı kerîmdeki altı şifâ âyeti. Tevbe sûresi on dördüncü âyetinin sonu, Yûnus sûresi elli yedinci âyetinin ortası, Nahl sûresi altmış dokuzuncu âyetinin orta kısmı, İsrâ sûresi seksen ikinci âyetinin baş tarafı, Şuarâ sûresinin sekseninci âyeti, Fussilet sûresi kırk dördüncü âyetinin ortası.

sufvan

  • Atın, üç ayak üzerine durup dördüncünün tırnağını yere dikip durması.

tegabün suresi / tegâbün sûresi

  • Kur'ân-ı kerîmin altmış dördüncü sûresi.

terbi' / terbî' / تربيع

  • Gazelin her beytine ikişer mısra ilâve ederek onu âdeta murabba (dörtlük) şekline koyma.
  • Dörde bölme.
  • Dört köşe etme.
  • Dörtleme. (Arapça)
  • Dördün. (Arapça)

terviha

  • (Çoğulu: Teravih) Teravih namazının her dört rekatı.
  • Teravih namazının her dördünden sonra oturmak.

tesdis

  • (Çoğulu: Tesdisât) (Süds. den) Gazelin her beytine dörder mısra ilâve ile onu müseddes (altı mısralı) hâline getirmek.

teşrik günleri

  • Kurban bayramının ikinci, üçüncü ve dördüncü günleri. Bayramın birinci gününe yevm-i nahr (nahr günü), ikinci ve üçüncü günleri de kurban günü olduğundan hepsine birden "eyyâm-ı nahr" denir. Ondan evvelki güne Arefe günü denir. Ramazân-ı şerîf bayram ında arefe yoktur. Arefe, kurban bayramına mahsus

teşrik tekbiri / teşrik tekbîri

  • Arefe günü yâni Kurban bayramından önceki gün, sabah namazından, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar yirmi üç vakit her farz namazdan sonra getirilen tekbîr; "Allahü ekber, Allahü ekber, lâ ilâhe illallahü vallahü ekber. Allahü ekber ve lill ahil-hamd" sözleri.

teşrik tekbirleri

  • Zilhiccenin dokuzuncu günü, yani Kurban Bayramının arefe günü, sabah namazından başlayarak, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar olan, her farz namazın selâmından sonraki alınan tekbirler.

zeydiyye fırkası

  • Hazret-i Ali'yi sevdiğini söyleyip, diğer Eshâb-ı kirâma düşmanlık besleyen, onlar hakkında kötü sözler söyleyen şîanın kollarından. On iki imâmın dördüncüsü olan Zeynelâbidîn'in oğlu Zeyd'e tâbi olan ve hazret-i Ali, Eshâbın en efdalidir (üstünüdür); bununla berâber Ebû Bekr, Ömer, Osman'ın (r.anhü

zeyn-ül abidin

  • (Zeynel âbidîn) Lügat mânası: İbadet edenlerin zineti.
  • (Hi: 38-94) Oniki İmamın dördüncüsü olan zât (R.A.). Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın torunu olan Hazret-i Hüseyin'in ortanca oğlu. Asıl adı: Ali'dir. Tâbiînin büyüklerindendir. Medine-i Münevvere'de vefat etmiştir. (Rahmetull

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın