Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Donmek
ifadesini içeren
79
kelime bulundu...
afk
Rücu etmek, dönmek.
Kaybolmak.
avdet / عودت
Geri dönüş.
(Arapça)
Avdet etmek:
Dönmek.
(Arapça)
avdet etmek
Geri dönmek.
caymak
Vazgeçmek. Sözünden dönmek.
(Türkçe)
Kararından dönmek.
çerhiden
Kendi etrafında dönmek.
(Farsça)
cevle
Dönmek.
deveran / deverân / دوران
Dönme, dolaşma, dolaşım.
(Arapça)
Deverân etmek:
Dönmek, dolanmak.
(Arapça)
deveran etmek
Dönmek.
evb
Dönülmesi lâzım gelen yere dönmek.
Kasd. İstikamet.
evbe
Rucu etmek. Geri çekilmek, dönmek.
fey'
Dönmek. Muhârebe bittikten sonra, kâfirlerden zorla veya harp yapılmadan sulh yoluyla alınan mal.
fezz
Yalnız şey. Bir kimsenin yalnız kendi başına olması.
Udûl.
Geri dönmek.
Buzağı.
Hafif.
gaşan
(Gaşayân) Gönül dönmek.
Akıl gidip, bihoş olmak.
gıyer
Halden hale dönmek.
hafire
Evvelki hâline ve evvelki yerine dönmek.
hakka rücu
Hakka dönmek, yönelmek.
havl
Güç. Kuvvet.
Muhit, etraf.
Yıl, sene.
Tahavvül, inkılâb.
Geçmek.
Bir hâlden bir hâle dönmek.
Rücu etmek.
Sıçramak.
Hile.
havle
Çok fazla döndürmek veya dönmek.
havr
Rücu etmek, dönmek.
Eksiltmek, noksan etmek.
hayesan
Doğru yoldan dönmek, udul etmek.
Nefret etmek.
hey'
Gönül dönmek.
Yaramaz gönüllü olmak.
Korkak olmak.
hulf-ül va'd
Ahdinden dönmek. Verdiği sözü yerine getirmemek.
hunus
Rücu etmek, vazgeçmek, geri dönmek.
Örtülü olmak.
Tehir etmek, sonraya bırakmak.
i'raz
Yüz çevirmek. Başka tarafa dönmek. İctinab, çekinmek.
idbar
Geriye gitmek. Geri dönmek.
İşlerin ters gitmesi.
Talihsizlik.
Bir gezegenin diğer oniki burcun tertibine zıt olarak hareketi. (Asıl tertibe göre gitmesine de ikbal denir.)
ihale
Bir işi birisinin üzerine bırakmak. Bir hâlden diğer hâle dönmek.
Artırma veya eksiltmeye çıkarılan bir işi en münâsib bulunan bir istekliye vermek.
Zayıf addetmek.
Muhal söz söylemek.
ilhad
Dinden çıkmak. Dinsizlik. Dinden dönmek. Allahın varlığına, birliğine inanmamak. İmânsızlık.
in'itaf / in'itâf / انعطاف
Bükülme.
(Arapça)
Dönme.
(Arapça)
İn'itâf etmek:
Çevrilmek, dönmek.
(Arapça)
inabe / inâbe
Günahlardan vazgeçip Hak yola dönmek.
Bir mürşidden el alıp yerine geçme.
inkılab ale-l a'kıb / inkılâb ale-l a'kıb
Ökçeler üzerine dönmek demektir ki, asker yürüyüşünde olduğu gibi, tam sağdan veya soldan geri dönmektir. İki ökçeyi birden yerinde çevirmek suretiyle inkılâb ale-l a'kıb, ayakları çaprazlaştırdığından yürümeyi imkânsız bırakır. Kur'an'da bu tâbir ya harbde firardan kinaye veya dinde irtidaddan meca
intibah
Uyanıklık, göz açıklığı. Hassasiyet. Agâh ve münebbih olmak. Hakikatı ve hakkı anlayıp yanlıştan, fenadan dönmek.
Sinirlerin uyanması. Uzuvların harekete gelmesi.
irtica
Geri dönmek. Ric'at etmek. Eski hayat tarzına dönmek.
irtidad
Din değiştirmekle mürted olmak. İslâmiyetten çıkarak dinsiz olmak.
Geri dönmek.
istidbar
(İdbar. dan) Yüz çevirmek. Arka dönmek.
Geri geri gitmek.
Bir kimsenin peşinden gitmek.
istirca'
Geri dönmek. Dönmeği arzulamak.
ıtya'
Avdet etmek, dönmek.
iyab
Avdet eylemek, geri dönmek.
ıyaf
Gönül dönmek.
Mütereddit olmak, kararsızlık, tereddüt etmek.
Tiksinmek, iğrenmek.
kahkari / kahkarî
Birdenbire geri dönme, aniden arkaya dönme.
Geri çekilmekle ilgili, geri dönmekle ilgili.
kebn
Kova ağzını iki kat edip dikmek.
Udul etmek, dönmek, vazgeçmek.
Besili ve semiz olmak.
Kaybetmek.
kevr
Devretmek, dönmek.
Sarık sarmak. Tülbend sarmak.
Bir yerde toplanmış olan develer.
Çokluk, bolluk, ziyadelik.
Mukül dedikleri darı cinsi.
kimya-yı havas
Kendinden geçip Allaha tam teslim olmak ve dönmek.
mahas
Udul etmek, dönmek.
meal / meâl
(Geri dönmek ve rücu eylemek. den) Meydana gelen netice. Mefhum.
Mânası. Kısaca mânası.
Kaymak.
Husul yeri, peyda olunacak yer.
Son, sonuç.
metab
Tevbe etmek.
Rücu etmek, geri dönmek, caymak, vazgeçmek.
münkaleb
Rücu etmek, geri dönmek.
müracaat / مراجعت
(Rücu'. dan) Geri dönmek.
Baş vurmak, izin almak için veya bir iş için alâkadarlarla görüşmek.
Mütalâa istemek, danışmak.
Başvuru.
(Arapça)
Geri dönüş.
(Arapça)
Müracaat etmek:
(Arapça)
Başvurmak.
(Arapça)
Geri dönmek.
(Arapça)
mürteci
Geri dönmek isteyen, geri dönen, gerici.
mürteci'
(Rücu'. dan) Geri dönen, geri dönmek isteyen. İrticâa giden.
Her cihetle en yüksek saadet ve selâmete sevkeden İslâmiyete muhalefetle İslâmdan önceki câhiliyet ve ahlâksızlığa dönmek isteyenlerin vasfı.
İslâmiyete muhalif olanların; hakikat, İslâmiyet ve iman fedakârlarına, İ
nahis
Dönmekten dolayı genişlemiş olan makara deliği.
nekabet / nekâbet
Yapılan satış sözleşmesinden dönmek, vazgeçmek.
nekb
Musibet ve kedere uğrama.
Meyletmek, eğilmek.
Udul etmek, vazgeçmek, haktan dönmek.
nekesan
Ardına dönmek.
neks
Sözünden dönmek.
Bozmak. Çözmek.
Üzmek.
Dağıtmak.
Münhal ve muhtel olmak.
nükub
Rücu' etmek, geri dönmek.
Udul etmek, ayrılmak.
(Tekili: Nekbet) Tâlihsizlikler, şanssızlıklar. Felâketler, musibetler, düşkünlükler.
nükus
Ardına dönmek.
rücu etmek
Dönmek.
sadare
Rücu etmek, geri dönmek.
Doğmak.
sahv
Ayılma, ayıklık, aklı başında olmak.
Hastanın iyileşmesi.
Tas: Kendinden geçme hâlinin sona ermesi, his âlemine tekrar dönmek.
Uyanıklık.
sak'
Horozun ötmesi. Bir kimseye vurmak.
Udul etmek, geri dönmek, vazgeçmek.
salahaddin-i eyyubi / salahaddin-i eyyubî
(Doğumu: Hi: 532, Mi: 1137) Ehl-i Salib zihniyetinin İslâm dünyasına açtığı Haçlı seferlerini maddeten durduran şarkın en kahraman kumandanlarından ve sultanlarından olan bu zât hakkında bir Avrupalı tarihçi: "İslâmın en saf kahramanı" diye bahseder.Düşmanın çokluğundan bahsederek geri dönmek isteye
sü'b
Akıl geri gelmek.
Gittikten sonra yine eski yerine dönmek, mekânına gelmek.
süvba'
Gittikten sonra yine dönmek.
taavvüd
(Âdet. den) Âdet edinmek.
Geri dönmek.
tahavvül
(Hâl. den) Birinden diğerine geçmek. Tebdil olunmak, değişmek. Dönmek. Bir hâlden başka bir hâle geçmek.
takallüb
Bir taraftan diğer tarafa dönmek.
Bir halden başka bir hale değişmek.
Başka kalıba girmek.
tatavvüf
Ziyaret etmek.
Dönmek.
tavaf / tavâf / طواف
Etrafında dönme.
(Arapça)
Tavâf etmek:
Etrafında dönmek.
(Arapça)
tavf
Dönmek.
Fırat Nehri gibi sularda üstüne binilen vasıta.
tedebbür
Bir şeyin sonunu düşünmek, tefekkür etmek. Müdebbir olmak, tedbirli olmak.
Arkasını dönmek.
tedehdüh
Dönmek.
tefettü'
Rücu etmek, geri dönmek, vazgeçmek.
tefie
Eğilmek.
Rücu etmek, geri dönmek.
telebbüt
Muztarib olmak, acı çekmek.
Dönmek.
tenekkus
Rücu' etmek, geri dönmek.
tenkib
Dönmek veya döndürmek.
tesennün
Halinden dönmek.
Üzerinden yıl geçmek.
Yaşlı olmak, yaşlanmak, ihtiyarlamak.
(Sinn. den) Diş çıkarma.
teveccüh / توجه
Yönelme, dönme.
(Arapça)
İlgi gösterme.
(Arapça)
Teveccüh etmek:
(Arapça)
Yönelmek, dönmek.
(Arapça)
İlgi göstermek.
(Arapça)
Düşmek.
(Arapça)
tezayug
Meyledişmek, haktan dönmek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
ehl-i aşk
tedennüs-i came
tahtessera
izhar-ı teessür
müncezib
KADİMEN
kafirane
Eşratu's-saat
Dedikodu
muhal
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Donmek
Nisar
ay ışığı
bereket
Mutat
oflu
ipek
Deprem
ahale
sinirlenme