Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Dona
ifadesini içeren
68
kelime bulundu...
alim-i hakim / alîm-i hakîm
Herşeyi hakkıyla bilen ve hikmetle yaratıp donatan Allah.
armador
İtl. Direk, seren, ip ve yelken gibi şeylerle gemiyi donatan usta.
bahriye
Donanma ile ilgili işler. Devletin donanma ve deniz askerleri.
beht / بهت
Şaşkınlık.
(Arapça)
Behte uğramak:
Şaşakalmak, şaşkınlığından donakalmak.
(Arapça)
çark-ı felek
Bir makine veya dolaba benzetilen gökyüzü.
Mc: Tâlih, baht.
Yakıldığı zaman dönerek ateşler püskürten bir çeşit donanma fişeği.
Bir nevi sarmaşıklı nebat çiçeği.
çeragan
Etrafı aydınlatma, şenlik. Kandil donanması, çırağan.
(Farsça)
çerağan / çerâğân / چراغان
Aydınlatma, donatma.
(Farsça)
cihazatça
Donanımca.
dahme
Mezar, kabir. türbe.
(Farsça)
Donanma geceleri atılan hava fişeği.
(Farsça)
delail-i enfüsiye / delâil-i enfüsiye
Dahili deliller; kalb, vicdan, his ve lâtifeler gibi insanın iç âlemine konan donanımlarından hareketle Allah'ın varlığına ait deliller.
donanma
Kendini donatma, deniz kuvveti, ışıklı şenlik.
esasat-ı teçhiziye
Donanım unsurları ve kuralları.
filo
Birkaç savaş gemisinden mürekkep donanma parçası. Donanmanın bir kısım ve bölüğü.
genc-i mücehhez
Donatılmış iki genç.
harraka
Eskiden düşman gemilerini veya düşman şehirlerini ateşlemek için, yakıcı âletlerle donatılmış olan harp gemisi.
huluk-u azim / huluk-u azîm
Çok yüce ve yüksek meziyetlerle yaratılıp donatılmış olma.
hüve'z-zahir / hüve'z-zâhir
O Zâhirdir; her şeyin dış yüzlerini çeşitli cihaz ve ürünlerle donatıp ve ince nakışlarla süsleyerek mükemmel ve güzel yaratan ve her şeyde varlık ve birliğinin işaretleri açıkça görünen, Allah'tır.
inayet-i bari / inâyet-i bâri
Varlıklardaki organ ve donanımı gayelere uygun yaratan Allah'ın ihsanı, yardımı.
ince donanma
Tar: Hafif gemilerden meydana gelen donanma. Bunun yerine "Hafif Donanma" da denilir. Bunların en meşhurları: Uçurma, varna, beş çifteleri, karamürsel, aktarma, üstüaçık, çiftekayığı, brolik, celiyye, çamlıca, kütük, at kayığı, kancabaş, âyaska, işkampaviya, şahtur, çekelve, kırlangıç, firkate, kali
işkampaviya
İtl. Harp gemilerinden asker naklinde kullanılan en büyük filika. İşkampaviya'lar sandal büyüklüğünde, yalnız ondan daha geniş ve yüksekti. Karaya asker sevkiyatında, gemiye erzak ve levâzım alınmasında kullanıldığı gibi eskiden donanmaya su alınacağı zaman su ile doldurulur, diğer bir filika yedeği
ism-i ahir / ism-i âhir
Allah'ın her herşeyin sonunu hayırlı ve verimli sonuçlarla donattığını ifade eden ismi.
istiare-i mekniye
(Kapalı istiare) Teşbihin temel unsurlarından yalnız benzetilenle yapılan istiare. Meselâ: Merhum Mehmed Akif'in:Şu karşımızda mahşer kudursa, çıldırsa,Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz.Cihan yıkılsa, emin ol bu cephe sarsılmaz...beyitlerinde düşman k
izyan
Süslenme, donatılma.
kainat-efruz / kâinat-efruz
Kâinatı süsleyen, cihanı donatan.
(Farsça)
korsan gemisi
Deniz hırsızlığı ve korsanlık yapan gemiler. Düşman gemilerini basarak mallarını alan bir devletin donanma gemilerine de aynı ad verilirdi.
kur'an-ı ezher / kur'ân-ı ezher
Parlak Kur'ân (ayrıca burada Kur'ân, insanlığın bütün kabiliyet ve donanımının gelişmesine hitap ettiği için evrensel üniversite anlamında Ezher Üniversitesine benzetilmiş de olabilir.).
lav
Yanardağların ve volkanların ağızlarından püskürüp soğuyunca donan madde.
(Fransızca)
makine-i dakika-i bedia-i ilahiye / makine-i dakika-i bedîa-i ilâhiye
Benzersiz ve çok ince özelliklerle donanmış İlâhî makine.
malzeme-i cihadiye-i vahdaniye / malzeme-i cihadiye-i vahdâniye
Allah'ın birliği yolunda mücadele için gerekli malzeme, donanım.
mücehhez / مجهز / مُجَهَّزْ
Noksanları tamamlanarak hazırlanmış, lüzumu olan silâh ve sair şeylerle donanmış. Cihazlanmış.
Cihazlanmış, donanmış.
Cihazlı, donanmış.
Donanmış.
(Arapça)
Donatılan.
mücehhez etmek
Donatmak.
mücehhiz
(Cihâz. dan) Gerekli cihazları hazırlayan. Techiz eden, donatan.
müctehez
(Cihâz. dan) Techiz olunmuş, donatılmış. Tanzim ve tertib olunmuş.
muhassas
Tahsis edilmiş; özel olarak donatılmış.
mütecehhiz
(Cihaz. dan) Donanmış, techizatlı. Mücehhez.
mütecemmid
(Mütecemmide) Donan, donmuş.
mütecemmil
Cemal kesbeden, zinetlenen, süslenen, donanan.
mütecemmilane / mütecemmilâne
Süslenerek, donararak, bezenerek.
(Farsça)
mütecemmilin / mütecemmilîn
(Tekili: Mütecemmil) Süslenenler, bezenenler, donanlar, tecemmül edenler.
müteeddibe
Edeplenmiş, edep kurallarıyla donatılmış.
mütehalli
(Haly. dan) Süslenmiş, bezenmiş, donanmış.
müzehher
Çiçeklenmiş. Çiçeklerle donanmış.
nakkaş-ı hakim / nakkaş-ı hakîm
Varlıkları sanatlı nakışlarla donatan ve her şeyi hikmetle, yerli yerinde yaratan Allah.
nesik
Düzenli, tertibli, nizamlı
Süslü, bezenmiş, donanmış.
pira
Süsleyici, düzenleyici, donatıcı.
(Farsça)
piraste
Tertibedilmiş, düzenlenmiş donatılmış, süslü. Pirastegî . f. Düzen, intizam.
(Farsça)
pirayende
Süsleyici, donatıcı.
(Farsça)
şehr-i ayin / şehr-i âyin
(Şehrâyin) Şenlik. Büyük hâkimiyet ve kuvvete ait sürur, sevinç, donanma. (İslâmda ilk şehr-i âyin Hz. Peygamber Efendimiz hicret sureti ile Medine'ye vâsıl olunca yapıldı.)
(Farsça)
tahalli
(Halâvet. den) Kendi kendini donatmak. Süslenmek.
tahliye
(Haly. den) Süslemek. Donatmak. Donatılmak.
Tatlılandırmak.
Kim: Bir madde içine hassasını veya kokusunu değiştirmek için şeker, baharat ve benzeri gibi şeyleri katmak.
Serbest bırakılma.
(تحليه) Tezyin; güzel özelliklerle donatmak, süslemek.
(تخليه) Tenzih; noksanlardan uzak tutma.
techiz / techîz
Donatma. Gereken şeyleri tamamlama. Cihazlanma.
Fık: Cenazenin yıkanmasından defnetmeğe kadar yapılması lâzım gelen şeyler ve bunları tedarik etme.
Donatma, hazırlama.
Donatma, cihazlandırma.
Gerekli şeyleri tamamlama, donatım.
teçhiz
Donatma.
techiz / techîz / تجهيز
Donatım.
(Arapça)
Techîz edilmek:
Donatılmak.
(Arapça)
Techîz etmek:
Donatmak.
(Arapça)
teçhiz edilen
Cihazlanan, donanan.
teçhiz etme
Cihazlanma, donanma.
teçhiz etmek
Donatmak, cihazları takmak.
techizat / techizât
Techizler, donatmalar.
Donanım.
(Tekili: Techiz) Donatım.
teçhizat
Cihazlar, donanım.
techizat / techîzât / تجهيزات
Donatım.
(Arapça)
techizat-ı askeriye / techizât-ı askeriye
Askerî donanım.
Askerî teçhizat, askerî donatım.
teçhizat-ı askeriye
Askeri donanım.
teçhizat-ı harika
Hayranlık veren cihazlar, donanımlar.
teçhizat-ı hayatiye
Hayatta kalmak için gerekli teçhizat, donanımlar.
teslih
Silâhlandırma. Silâh ile donatma.
tezyin
Süslemek. Bezemek. Donatmak.
Süslemek, donatmak.
tıraz
" Süsleyen, donatan" anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Şükufe-tıraz : Çiçek süsleyen.
(Farsça)
tırazende
Süsleyen, donatan, süsleyici.
(Farsça)
zeybek
Hafif silâhlarla donanmış ve asâyişi muhafazaya memur olan eski bir sınıf asker.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
defaatle
Pûside
zemzeme
tevcihat
mazul
imiyya
daşd
Telâfi
helümmecerra
Samit
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Dona
hel
Ahiret
Sa'y etmek
fihrist
hekimi
Tekbir
hedme
Berzah
hedm