REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Dimâ ifadesini içeren 36 kelime bulundu...

akağa

  • Osmanlı saraylarında hizmet gören beyaz hadımağası.

avni / avnî

  • Yardıma âit, yardıma dâir.

cüff

  • İçi boş olan şey. Kof.
  • Dimağa işlemiş olan baş yarığı.
  • Hurma çiçeğinin kabuğu.
  • Cemaat, topluluk.
  • Yarısı kesilip kova olmuş olan çürük ve eski kırba.

dad-res / dâd-res

  • Yardımcı, yardıma yetişen. (Farsça)

damiğa

  • Dimağa işlemiş olan baş yarığı.

demes

  • (Çoğulu: Dimâs) Yumuşak kumlu yer.

demg

  • Başı, dimağa erişinceye kadar yarmak. Dimağa vurmak.
  • Güneşin sıcaklığı dimağa tesir etmek.

edmiga

  • (Tekili: Dimağ) Beyinler, dimağlar.

hace-sera / hâce-sera

  • Haremağası, hadımağası. (Farsça)

halita-i dimaği / halita-i dimağî

  • Akıldaki muhtelif mes'ele ve fikirler. Dimağdaki karışık, muhtelif bilgiler. (Farsça)

hevl

  • Korku. Korku verici.
  • Ürkmek. Dehşet. Yılgınlık. İhtilâl-ı dimağ (beyindeki bozukluk) sebebi ile bâzı hayâli suretler tevehhüm ederek ondan korkmak.

hışaş

  • Başı küçük adam.
  • Küçük başlı yılan.
  • Devenin burnuna geçirdikleri burunduruk.
  • Kuşlardan, dimağı olmayan.
  • Çuval.
  • Cânip, taraf.
  • Sinir.

hiss-i sadis / hiss-i sâdis

  • Altıncı hiss, altıncı duygu. (Kalb ile vicdan, mahall-i iman. Hads ile ilham, delil-i iman. Bir hiss-i sâdis, tarik-ı iman. Fikr ile dimağ, bekçi-i iman) (Lemaat. dan)

ihtika'

  • Bir şeyin sağlamlığı, muhkemliği.
  • Dimağ heyecanı.

imdad

  • Yardım. Yardıma yetişmek. "Yetişin, kurtarın" mânasında da kullanılır.
  • Yardıma gönderilen kuvvet.
  • Vâdeyi uzatmak. Mühlet vermek.

isaf / îsâf

  • Yardıma koşma.

istimdad / istimdâd

  • Yardım isteme, yardıma çağırma.

karanitıs

  • Kişiyi sersem eden dimağ dolgunluğu.

kuvvetüzzahr

  • Yardıma, imdada hazır arka kuvvet, lojistik.

leyl-i dimağ

  • Dimağın bozukluğu. Zihnin iyi çalışmaması.

magz

  • Beyin.
  • Öz. İç. Lüb. İlik.
  • Dimağ.

mededres / مددرس

  • Yardıma koşan, imdada koşan. (Arapça - Farsça)

miltat

  • Dimağa ermiş olan baş yarası.
  • Deniz kenarı.

mucib-i muğis / mucîb-i muğîs

  • Yardıma muhtaç olan ve kendinden yardım dileyen varlıkların imdadına koşan, ihtiyaçlarına cevap veren, Allah.

mugis / mugîs

  • Yardım eden, yardıma koşan. Medet edici. Muin.
  • Yardım dileyenler için yardıma yetişen Allah.

muhafaza-i ilahiye / muhafaza-i ilâhiye

  • İlâhî koruma; Allah'ın yardıma ve korunmaya muhtaç olan kullarını muhafaza etmesi, koruması.

mündemic

  • İndimac eden, dürülüp sarılan, içine sokulmuş olan. İçine alınmış olan.

muvaffak / مُوَفَّقْ

  • Başarılı, yardıma mazhar.

muvaffakiyet / مُوَفَّقِيَتْ

  • Başarma, yardıma mazhar olma.

nakf

  • (Çoğulu: Nuküf-Enkâf) Başı dimağından yarmak.
  • Bakış, nazar.

nakh

  • Başı dimağından yarmak.

sady

  • Taarruz eden kimse.
  • Bedeni, endamı hoş olan.
  • Dimağ. Başın içini dolduran haşev.
  • Ölü insan cesedi.
  • Baykuş.

şefkat

  • Başkasının kederiyle alâkalanmak, acıyarak sevmek. Yardıma, sevgiye muhtaç olanlara karşılıksız olarak merhamet ve sevgiyle yardıma koşmak. Karşılıksız, sâfi, ivazsız sevgi beslemek.

taab-ı dimaği / taab-ı dimağî

  • Zihnî yorgunluk. Dimağın yorgunluğu.

talihi yaver

  • Şansı yolunda; İlâhî yardıma mazhar.

telafif-i dimağiye

  • Dimağın lif lif olmuş hâli.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın