REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Dikkatli ifadesini içeren 51 kelime bulundu...

asfiya-i müdekkikin / asfiya-i müdekkikîn

  • İslâmî hakikatların tetkik ve bilinmesinde çok dikkatli ve sâdık olan büyük İslâm âlimleri.

basır / bâsır

  • Gören. Dikkatli ve göz kuvveti ile gören.

berşem

  • Kederin belli oluşu. (Farsça)
  • Dikkatli nazar. (Farsça)

bi-dari / bî-darî

  • Uyanıklık. Dikkatlilik.

bila-teemmül / bilâ-teemmül

  • Düşünmeden. Düşünmeksizin. Dikkatli olmadan.

çeşm-i im'an / çeşm-i im'ân

  • Dikkatli bakan göz.

dakik / dakîk

  • İnce, ufak, nâzik.
  • Toz haline getirilmiş şey, un.
  • Dikkatli ölçülü davranan titiz kimse.
  • Dikkatli.

derrak

  • (Derk. den) Çok dikkatli olan, çabuk anlayan, anlayışlı, müdrik.

dikkat-i muvazenet

  • Dikkatli bir denge.

ehl-i dikkat

  • Dikkatliler, dikkat sahipleri.

ehl-i insaf ve dikkat

  • İnsaf sahibi ve dikkatli kimseler.

enzar-ı dikkat / enzâr-ı dikkat

  • Dikkatli bakışlar, dikkatli görüşler.
  • Dikkatli bakışlar.

hakim-i müdakkik / hakîm-i müdakkik

  • Konuları gaye, fayda ve san'at yönünden dikkatli bir şekilde araştıran hikmetli kişi.

hassasiyet

  • Hassaslık. Duygulu olmak. İhtimamlılık. Dikkatlilik.

hazer et

  • Dikkatli ol.

hazur

  • (Hazer. den) Çok dikkatli, çok çekingen.

hurdedani / hurdedanî

  • Nükte ve inceliği anlıyan, dikkatli kimse. (Farsça)

hurdeşinas

  • Dikkatli. İncelikleri ve nükteleri anlayan. (Farsça)

ihtimamkarane / ihtimamkârâne

  • Dikkatlice ve özenle çalışarak.

iman / imân

  • Çok dikkatli olma.

istibsar

  • Basiretli olmak. Düşünceli, hesaplı ve dikkatli iş yapmak ve hareket etmek.

jerfbin / jerfbîn / ژرف بين

  • Dikkat sâhibi, dikkatli. (Farsça)
  • Ayrıntılı düşünen, dikkatli. (Farsça)

kemal-i merak ve dikkatle / kemâl-i merak ve dikkatle

  • Oldukça meraklı ve dikkatli bir şekilde.

lehaza

  • Gözucu ile bir şeye dikkatlice bakmak.

med

  • Uzatma, çekme. Yayma ve döşeme.
  • Çoğaltmak.
  • Bir şeye dikkatlice bakmak.
  • Nihayet, son.
  • Sönmek. Bir şeyi söndürmek.
  • Yardım etmek, mühlet vermek.
  • Yâr ve yâver olmak.
  • Tarlaya fışkı ve gübre dökmek.
  • Sel suyu.

müdakkik

  • Dikkatli.

müdakkikane / müdakkikâne

  • Dikkatlice, araştırıp inceleyerek.

müdebbirane / müdebbirâne

  • Müdebbir olana yakışır şekilde. Tedbirlice. Her işi önceden ayarlayarak, dikkatlice geleceği düşünerek. (Farsça)

mütalaa eden / mütalâa eden

  • Dikkatli okuyan, inceleyen.

mütalaagah / mütalâagâh

  • Dikkatlice okuma ve inceleme yeri.

mütali / mütâli

  • Dikkatlice okuyup inceleyen.

mütefekkirane / mütefekkirâne

  • Derin ve dikkatli düşünerek, mütefekkire yakışır surette. (Farsça)

mütehazzir

  • (Hazer. den) Sakınan, çekinen, dikkatli davranan.

mütehazzirane / mütehazzirâne

  • Çekinerek, sakınarak, dikkatli davranarak. (Farsça)

mütekayyid

  • (Çoğulu: Mütekayyidîn) (Kayd. dan) Dikkatli davranan.

mütekayyidane / mütekayyidâne

  • Dikkatli davranarak, kayıtlı bulunarak. (Farsça)

mütekayyidin / mütekayyidîn

  • (Tekili: Mütekayyid) (Kayd. dan) Dikkatli davrananlar, kayıtlı bulunanlar.

müteyakkızane / müteyakkızâne

  • Uyanık ve dikkatlice, göz açıklığı ile. (Farsça)

nazar-ı dikkat / نَظَرِ دِقَّتْ

  • Dikkatli bakış.

nazar-ı ehl-i dikkat

  • Dikkatli olan kimselerin gözü, bakışı, ilgisi.

nazar-ı inayet / nazar-ı inâyet

  • Önem ve özen ihtiva eden dikkatli bakış,.

nazar-ı mütalaa / nazar-ı mütalâa / nazar-ı mütâlaa / نَظَرِ مُطَالَعَه

  • Dikkatlice bakıp anlamaya çalışmak.
  • Dikkatli okuma gayeli bakış.

takayyüd

  • Bağlanma. Bağlı olmak. Kayıtlı bulunmak.
  • Çalışmak. Çabalamak. Uğraşmak.
  • Dikkatli davranmak.

teemmel

  • "Derin ve dikkatlice düşün!".

teenni / teennî

  • Acele etmeden düşünerek iş görme, dikkatli davranma.

teennuk

  • Nazarında ve fikrinde dikkatli olmak. İttikan. Eşyanın hikmetli, kusursuz ve pürüzsüz yapılışı.

teyakkuz-u tam

  • Tam bir uyanıklılık; bütün yönleriyle uyanık ve dikkatli olma hâli.

vazifeşinas

  • Vazifesini, işini dikkatli yapan, işine bağlı kimse.

vazifeşinaslık

  • Vazifesini, işini dikkatli yapma.

yakaza

  • Uyanıklık, dikkatli olma, uyku ile uyanıklık arasındaki hal.

yakzaten

  • Uyanık olarak. Şuurlu ve dikkatli surette.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın