REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Destâ ifadesini içeren 21 kelime bulundu...

abide

  • Uzun müddet dillerde destan olup kalan beliye ve dâhiye.
  • Bir milletin târihinde büyük bir değeri hâiz olan vak'a.
  • Fesahat ve belâgatı dolayısıyle benzeri söylenemeyen şiir.
  • Tarihte yüksek ve hâkim bir mevkide olan vak'aları veya büyükleri yaşatmak için yapılan bina.

bezzazistan

  • Esnaf çarşısı. Bedestan. (Farsça)

buhnuk

  • Kadınların başlarına örtüp iki uçlarını çenesi altına bağladıkları bez. (Türkçe "destâr" derler)

dasıtan / dâsıtân

  • Destan, meşhur hikâye.

dasitan / dâsitân

  • (Dâstân) Destan, sergüzeşt. Geçmiş hâdiseleri anlatan nesir veya nazım halinde yazı. (Farsça)
  • Şöhret. (Farsça)

dasıtane / dâsıtâne

  • Destan gibi olan.

dasitane-i aşk / dâsitâne-i aşk

  • Aşk hikâyesi ve destanı.
  • Aşk destanı.

dastan / dâstân / داستان

  • Destan. (Farsça)
  • Hikaye. (Farsça)
  • Masal. (Farsça)

dastani / dâstânî / داستانى

  • Destânî, kahramanlıkla ilgili, epik. (Farsça)

destan / destân / دستان

  • Hikaye. (Farsça)
  • Destan. (Farsça)
  • Masal. (Farsça)

efsane

  • Masal, destan, mitoloji.

emsal

  • (Tekili: Misâl) Denk. Benzer. Yaşları birbiriyle aynı olanlar.
  • Mat: Kat sayı.
  • (Mesel) Kıssalar, hikâyeler, romanlar, masallar, destanlar.

giran-dest

  • (Çoğulu: Girandestân) İşini ağır yapan kimse. Eli ağır kişi. (Farsça)

güşade-dest

  • (Çoğulu: Güşadedestân) Civanmert, cömert, eli açık. (Farsça)

hamasiyyat

  • Kahramanlık destanları.

hem-dest

  • (Çoğulu: Hemdestân) Birlikte çalışan, müttefik, arkadaş. (Farsça)
  • Ortak, şerik. (Farsça)

hezardasten

  • (Hezârdestân) Bülbül. (Farsça)

ibrahim bin edhem

  • Babası Belh Şehrinin Pâdişahı idi. Hicri 2. asırda yetişmiş büyük bir veliyullahtır. Bir çok kerametleri görülmüş, Allah rızası yolunda dünya saltanatını terk ederek fakirliği kabul etmiş ve bütün ömrünü ibadet ve taat ile geçirmiştir. Kerametleri dillere destandır.

sabr-ı eyyüb

  • Eyyüb'ün (A.S.) dillere destan olan sabrı.

şehname

  • İran Şairi Firdevsî'nin destan şeklindeki eseri. (Farsça)
  • Büyük hükümdarların kahramanlık mâcerâlarını anlatan büyük manzum eser. (Farsça)

terdest

  • (Çoğulu: Terdestân) Eli işe yatkın, usta, mâhir. (Farsça)

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın