Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Dayanak
ifadesini içeren
33
kelime bulundu...
destek
Bir şeyin yıkılıp devrilmemesi için, o şeye vurulan payanda, dayanak.
(Farsça)
Küçük el.
(Farsça)
Yün ve pamuk gibi şeyleri eğirmeye yarıyan âlet.
(Farsça)
Dayanak.
faraziye
(Hipotez) Var sayma, kabul. Bir hâdiseyi, bir olayı açıklamak, bir düşünceyi isbat etmek için isbatı yapılmamış başka düşünceleri dayanak olarak alma. Müsbet ilimlerde araştırmanın bir merhalesini meydana getirir. İncelenen hâdiseyi açıklaması muhtemel olan faraziyeler düşünülür. Faraziyenin doğrulu
hilafetpenah
Hilafetin dayanak yeri. Halifeliği haiz bulunan, hilafeti koruyan kimse. Halife, padişah.
(Farsça)
istinadgah / istinadgâh / استنادگاه
Dayanak.
Dayanak.
Dayanak.
(Arapça - Farsça)
istinadgah-ı manevi / istinadgâh-ı manevî
Mânevî dayanak noktası.
istinadi nokta / istinadî nokta
Dayanak noktası.
istinatgah / istinatgâh
Dayanak noktası.
istinatsız
Dayanak noktası olmadan.
kaffe-i esbab-ı sübutiye / kâffe-i esbab-ı sübutiye
Bir meselenin sağlam dayanaklara sahip olduğunu gösteren sebepler.
kıvam
Dayanak, direk, temel.
kuvve-i maneviye-i itikad / kuvve-i mâneviye-i itikad
İnançtaki mânevî kuvvet, dayanak.
kuvvetü'z-zahr
Dayanak, insanların arkalarını dayadıkları güç.
medar / medâr
Dayanak noktası, eksen.
medar olan
Dayanak noktası olan, kaynak olan.
medar-ı hayat / medâr-ı hayat
Hayat dayanağı, yaşamın dayanak noktası.
medar-ı istinad / medâr-ı istinad
Dayanak noktası.
medar-ı nübüvvet
Peygamberliğin sebebi, dayanak noktası.
menba-ı istinad
Dayanak noktası, dayanılan kaynak.
mesned / مسند
Dayanak.
Dayanak.
Dayanak.
(Arapça)
Makam.
(Arapça)
nokta-i islamiyet / nokta-i islâmiyet
(Dayanak noktası olarak) İslâmiyet noktası.
nokta-ı istinad
Dayanak noktası.
nokta-i istinad
Dayanak noktası.
nokta-i istinat
Dayanak noktası.
nokta-yı istinad
Dayanak noktası.
penah / penâh
Sığınak, dayanak.
püştiban
Payanda, destek, dayanak.
(Farsça)
Yardımcı, muin.
(Farsça)
Dayanak, destek.
püştivan
Destek, dayanak, payanda.
(Farsça)
Yardımcı.
(Farsça)
sened
Dayanak.
Delîl, dayanak.
Hadîs-i şerîfleri rivâyet edenlerin silsilesine verilen ad.
Bir hakkı tesbit eden yazılı vesîka.
sened-i hakiki ve kat'i / sened-i hakikî ve kat'î
Hakiki, sağlam ve kesin senet, dayanak.
sened-i kat'i / sened-i kat'î
Kesin senet, dayanak.
siper
Arkasında saklanılan şey; sığınak, dayanak.
umde / عمده
Dayanak.
(Arapça)
İlke, prensip.
(Arapça)
üss
Esas, asıl. Kök, temel.
Askerlikte herhangi bir düşman hücumuna karşı esas dayanak olmak üzere önceden hazırlanmış yer.
Harb gemilerinin, noksanlıklarını tamamladıkları yer.
Mat: Bir sayının hangi kuvvete çıkarıldığını gösteren sayı.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
evliya
lugat
inantab
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Zerre
Midi
şefkat-i valide
ahendil
iltiyam
şehremanet
kefur
basir
neşide
tenezzül
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Dayanak
inkişaf etmek
Yazılı
Süs
Nüfuz
Kuyu
sohbet
Allah kabul etsin
ağuş
nazırı