Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Davranma
ifadesini içeren
67
kelime bulundu...
amel etme
İş görmek, davranma.
bıta
Ağır davranma, gevşek davranma, gecikme.
eltaf
(Tekili: Lutf) Lütuflar, iyi muameleler, iyilikler, iyilikseverlikler. Nezaketler, nazik davranmalar. Okşamalar.
enaniyet-i taassubkarane / enaniyet-i taassubkârâne
Kendisini beğenme ve üstün görmede çok katı ve inatçı davranma.
gaflet-i mutlaka
Tam anlamıyla âhiretten, Allah'ın emir ve yasaklarından habersiz davranma hâli.
hareket
Kımıldanma, davranma.
hatt-ı hareket
Davranış. Davranma tarzı. Hareket tarzı.
hıkmık etmek
Bir işten veyahut bir suale cevap vermekten kaçınmak için esassız bahaneler ileri sürmeye çalışmak. Tereddütlü davranmak.
(Türkçe)
hissiyatsız
Hislere kapılmadan objektif davranma.
hodfikirlik
Sadece kendi düşüncesini beğenme; düşüncelerinde bencil davranma.
hulf / خُلْفْ
Aykırı davranma.
hulus
Hâlislik. Saflık.
Samimiyet. Hâlis dostluk. İçden davranmak. Her hayırlı işi ve ameli Allah rızâsını niyet ederek yapmak.
i'vicac
Doğru davranmamak, eğri büğrü olmak. Hamlık.
Hakkı bâtıl, bâtılı hak göstermek.
ihtiyat
İlerisini düşünerek davranma.
intiyat
Kendi reyi ile davranma, kendi istek ve iradesi ile hareket etme.
Asılı kalma.
irha
Tatlılıkla ve kibarca hareket etme, yumuşak davranma, tatlı muâmele etme.
istisbat
(Sebt. den) Acele etmeyip tedbirli ve hesaplı davranma.
istiya'
Kötü davranma. Fena muamelede bulunma.
keyfi muamele / keyfî muamele
Kendi istek ve hislerine göre davranma.
kıst
Ölçü ve tartıda doğru davranma.
Pay, parça.
Parça parça verilen bir şeyin bir defada ödenmesi.
laubalilik / lâubâlilik
Laubali olma hali; saygısızlık, seviyesizce davranma.
meleke-i riayet-i hukuk
Hukuka uygun davranma alışkanlığı, pratiği.
muamele
Davranma, davranış.
Yol, iz.
Dairede yapılan kayıt vesaire.
Alışveriş, sarraflık, para işleri.
(Çoğulu: Muâmelât) Hatt-ı hareket. Davranma, davranış. Birbiri ile iş görme, amel etme. Alış veriş.
Resmi dairelerde yapılan herhangi bir iş.
muamele-i halisane / muamele-i hâlisane
Hâlis, samimi bir muamele, içtenlikle davranma.
muhalefet etme
Karşıt olma, aykırı davranma.
muhalefet etmemek
Aykırı davranmamak.
muhalefet-i şeriat
Şeriata karşı muhalefet; şeriata aykırı davranma.
mümasaha
Sözle birbirine yumuşak davranma.
münaferat
Nefret etmeler, karşılıklı soğuk davranmalar.
müraat-ı efham / müraât-ı efhâm
Zihinlere, anlayışlara uygun davranma; anlayış seviyelerini dikkate alma.
müravaza
İyi muamele, güzel ve iyi davranma.
müteeddib olma
Edeplenme, terbiye almış olma, görgü kurllarına uygun davranma.
müvasat
Yumuşaklıkla davranmak.
müzzemmil
Tezmil eden, sarınan. Elbise içine sarınan.
Bazıları, "Yükü yüklenen" şeklinde mânalandırmışlardır.
Mc: Gizlemek. Zayıf davranmak, işe pek kıymet vermemek.
Büyük bir hâdise karşısında başını içeri çekmek, kaçınmak, rahata meyletmek.
Resul-i Ekrem'e (A.S.M.) Ce
nabz-gir
Mizaca göre hareket etmesinden anlıyan, nabza göre davranmasını bilen.
(Farsça)
namertlik / nâmertlik
Mertçe davranmamak.
nehzat
Hareket, davranma, kalkışma. Yola çıkma.
rağmen
Zıddına, inadına davranma, körlük ve nisbet.
reşakat
Bel inceliği.
Davranma ve kımıldanıştaki incelik ve hoşluk.
rıfk
Yumuşak ve hoşgörülü davranma.
seciye-i fedakar / seciye-i fedakâr
Fedakârca davranma huyu, karakteri.
taallülat / taallülât
(Tekili: Taallül) Ağır davranma.
tadaccu'
Üşenme, gevşek davranma.
takayyüd
Bağlanma. Bağlı olmak. Kayıtlı bulunmak.
Çalışmak. Çabalamak. Uğraşmak.
Dikkatli davranmak.
tasannukarane / tasannukârâne
Yapmacık bir şekilde davranma.
tatyib
İyi davranma. İyi muâmele etme. Hoş etme. Gönlünü hoş etme.
tazaccu'
Gevşek davranma, üşenme.
tebatu'
Ağır davranma. Ağır hareket etme.
tecahül-i arifane / tecahül-i ârifane
Edb: Bildiği bir şeyi bilmiyormuş gibi gösterme. Bilen bir kimsenin, bilmez gibi davranması.
teenni / teennî
İhtiyatlı ve akıllıca davranma. Bir işte acele etmeyip bir düşünce dairesinde hareket etme. (Teude de denir)
Acele etmeden düşünerek iş görme, dikkatli davranma.
tegafül
Gaflet etme, duyarsızlıklık, mânevî sorumluluklarından habersiz davranma.
tehaşün
Haşin davranma. Zorluk gösterme. Sert muamelede bulunma.
tehavün
Mühimsememek, ehemmiyet vermemek, ağır davranmak. Aldırış etmemek.
İstihkar, horlama, hakir görme.
tekasül / tekâsül
Üşenmek. Gevşeklik. İhtimamsız davranmak. Tembellik.
tekessül
Durmak.
Üşenmek. Gevşek davranmak.
telattuf / تلطف
(Çoğulu: Telattufât) (Lutf. den) Lütuf ve nezaketle davranma. Nâzikâne muamelede bulunma.
Yumuşak davranma.
(Arapça)
temahül
Mühlet verme. Yavaş ve ağır davranma.
temkin / temkîn / تمكين
İhtiyatlı davranma.
(Arapça)
Sağlamlık.
(Arapça)
Ağırbaşlılık.
(Arapça)
tereffuk
(Rıfk. dan) Tatlı dil ve güler yüzlülükle davranma. Yumuşaklıkla muâmele etme.
tertib
(Çoğulu: Tertibât) Tanzim etme. Dizme, sıralama, düzene koymak.
Tedarik edip hazır ve müheyya kılmak.
Bir şeyi bir yere sabit ve pâyidar kılmak.
Mertebelere göre davranmak.
Hile ile aldatma.
tesahül
Yumuşak davranma. Rıfk ve mülâyemetle tatlı muamele etme.
Gaflet ve ihmal etme.
tesamuhat
(Tekili: Tesâmuh) Hoş görmeler, müsâmahalar.
Dikkatsiz ve kayıtsız davranmalar.
teserru'
(Sür'at. den) Koşma. Çabuk davranma.
teşerru'
Şeriata uygun davranma.
tüede
Teenni etmek, acele etmeyip akıllıca davranmak.
Mühlet vermek.
vekar
Ağır başlı olup yerine göre uygun davranmak, şahsiyetli olmak.
zeval-i gaflet
Gafletin dağılması; Allah'ın emir ve yasaklarına duyarsız davranma hâlinin sona ermesi.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
İstizae
İstirhamkâr
tahdît
Pâ-bûs
İstirdad
İstiram
Cebel-i
İstintak
İstinca
Cihad-ı İslâmiye
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Davranma
Duzgunluk
kîr
Murettib
İstimra
Esnam
kâbur
İstihkar
İstihdaf
İstifal