REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Dalmak ifadesini içeren 20 kelime bulundu...

cem-ül cem

  • Gr: Bir defa cemi'olan kelimenin tekrar bir defa daha cemi olması. (Evliya; Evliyalar gibi.)
  • Tas: Vahdet-i vücuda dalmak. Bekabillah, Cenab-ı Hak'ta fâni olmak.

gamre

  • (Çoğulu: Gamerât) Tecrübesizlik, görgüsüzlük, anlayışsızlık.
  • İzdiham, kalabalık.
  • Fenalığa dalmak.
  • Şiddet.
  • Zahmet.

gams

  • Yıldız kayması.
  • Suya dalmak.

gatt

  • Birbirine tâbi olmak.
  • Gizlemek.
  • Mükedder etmek, üzmek.
  • Suya dalmak.

gavs

  • Suya dalmak. Dalgıçlık.
  • Mc: Bir mes'elenin derinliğine ve hakikatine muttali' olup bilmek.
  • İyi anlamak.
  • Maslahata gayret ile girmek.

gıyasa

  • Suya dalmak.

hıyaz

  • Suya dalmak.

istigrak

  • Gark olmak, dalmak.
  • Dalgınlık.
  • Ist: Seraba kapılmak. Manevî bir hal ile hayret ve taaccübden bayılmak derecesine gelmek.
  • Tas: Dalgınlıkla, zihni bütün bütün meşgul olmak. Aşk-ı İlâhî ile dünyayı unutup kendinden geçmek.
  • Gr: "El" harf-i ta'rifinin, isimleri umu

kamh

  • Yemeğe iştihâsı az olmak.
  • Suya dalmak.
  • Davarın başını sudan kaldırması.

maks

  • Suya dalmak. Daldırmak.

puyan olmak

  • Koşmak. Batmak. Dalmak.

rüsuh

  • İlmin derinliğine inmek, dalmak, ilimde ileri gitmek.

şer'

  • Emir ve nehy gibi hükümleri vaz' etmek.
  • Bir işe başlamak.
  • Dalmak.
  • Girmek.
  • Zâhir etmek, göstermek.
  • Cenab-ı Hakk'ın emri. Âyet, hadis, icma-i ümmetle ve kıyas-ı fukaha ile sâbit olan dinin temelleri, şeriat.

serdengeçti

  • Tar: Akıncılardan düşman ordusu içine dalmak veya muhasara altına alınan bir kaleye girmek için fedai yazılan kimseler. Bunlara ellerinde kınlarından sıyrılmış kılıçlarla bu tehlikeli işlere atıldıkları için "dalkılıç" da denilirdi. Düşman ordusuna dalacak veya kaleye girecek olanların dönmelerinden

serfüru / serfürû / سرفرو

  • Başı önde, başı eğik, itaat eden. (Farsça)
  • Serfürû etmek: (Farsça)
  • İtaat etmek. (Farsça)
  • Başını eğmek. (Farsça)
  • Düşünceye dalmak. (Farsça)

tahviz

  • Suya dalmak.

tegalgul

  • Hoş kokulu şeyler sürünmek.
  • Zorluk, çetinlik, güçlük.
  • Bir şeyin, ilmin içine çok dalmak.

tul-u emel

  • Bitmeyen istek.
  • Hiç ölmeyecek gibi dünyaya dalmak ve düşünmek.

vess

  • Suya dalmak.

vicdani / vicdanî

  • (Vicdaniyye) Vicdanla, kalbî his ile ilgili.
  • Kendinden geçip dalmakla ilgili.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın