REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Düşünceler ifadesini içeren 68 kelime bulundu...

bedraka-i efkar / bedraka-i efkâr

  • Düşüncelerin kılavuzu, yol gösterici.

besatet-i efkar / besâtet-i efkâr

  • Fikir ve düşüncelerin basitliği.

cereyan-ı efkar / cereyan-ı efkâr

  • Fikirler, düşünceler akımı.

ef'al-i kulub / ef'âl-i kulûb

  • Kalbin işleri, kalbe doğan çeşitli duygu ve düşünceler. Arapça'da kalbî fiiller (bilmek, görmek gibi)

efkar / efkâr / افكار

  • (Tekili: Fikir) Fikirler. Düşünceler.
  • Fikirler, düşünceler.
  • Fikirler, düşünceler. (Arapça)

efkar-ı aliye / efkâr-ı âliye

  • Yüksek düşünceler, fikirler.

efkar-ı amme-i millet / efkâr-ı âmme-i millet

  • Kamuoyu, milletin fikir ve düşünceleri.

efkar-ı batıla / efkâr-ı batıla

  • Asılsız, boş düşünceler.

efkar-ı hazıra / efkâr-ı hâzıra

  • Şu anda mevcut olan düşünceler, fikirler.

efkar-ı mücerrede / efkâr-ı mücerrede

  • Mücerret fikirler; maddî âlemlerden uzak ve soyutlanmış düşünceler.

efkar-ı münafıkane / efkâr-ı münafıkane

  • İki yüzlü, içten pazarlıklı fikirler, düşünceler.

efkar-ı mütehalife / efkâr-ı mütehâlife

  • Farklı düşünceler.

efkar-ı nuriye / efkâr-ı nuriye

  • Nurlu, aydın fikirler, düşünceler.

efkar-ı saibe / efkâr-ı saibe

  • İsabetli görüşler, doğru düşünceler.

efkar-ı sefile / efkâr-ı sefile

  • Sefil düşünceler, fikirler.

efkar-ı ulema / efkâr-ı ulema

  • Âlimlerin fikirleri, düşünceleri.

efkar-ı umumi / efkâr-ı umumî

  • Kamuoyu; genelin fikir ve düşünceleri.

efkar-ı umumiye / efkâr-ı umumiye

  • Kamuoyu, genelin fikir ve düşünceleri.

efkarıamme / efkârıâmme

  • Umumun fikirleri, halkın düşünceleri.

esas-ı fikirleri

  • Düşüncelerinin temeli, aslı esası.

faraziye

  • (Hipotez) Var sayma, kabul. Bir hâdiseyi, bir olayı açıklamak, bir düşünceyi isbat etmek için isbatı yapılmamış başka düşünceleri dayanak olarak alma. Müsbet ilimlerde araştırmanın bir merhalesini meydana getirir. İncelenen hâdiseyi açıklaması muhtemel olan faraziyeler düşünülür. Faraziyenin doğrulu

felsefe

  • Madde, hayat, yaratılış, kâinât, ruh, ölüm, ölüm sonrası gibi konularda insan gücünün akla dayanarak ortaya koyduğu düşünce ve görüşlerin tamâmı. Beğendiği düşüncelerini hakîkat olarak anlatmak, yaldızlı, heyecan verici laflarla inandırmaya çalışmak. Tecrübeye, hesâba dayanmayan şahsî düşünceler.

felsefiyyat

  • Felsefe ile ilgili bilgi ve düşünceler, hikmet bilgileri.

feylesof

  • Beğendiği düşüncelerini hakîkat olarak anlatıp, yaldızlı, heyecanlı sözlerle inandırmaya çalışan kimse. Felsefeci.

hacis / hâcis

  • Kalbe (gönle) gelen ve hemen gidermek mümkün olan kötü düşünceler.

hasbihal / hasbihâl

  • Birine hâlini, vaziyetini anlatıp düşüncelerini sorma, görüş alışverişinde bulunma, danışma.

hatırat

  • (Tekili: Hâtıra) Hâtıralar. Hatırda kalan şeyler.
  • Edb: Bir adamın yaşadığı zamana, bulunduğu işlere, görüştüğü kimselere dair düşüncelerini ve duygularını hâvi olmak üzere yazdığı eser.

havatır / havâtır

  • Hâtıralar. Fikirler. Düşünceler.
  • Hâtıralar, düşünceler.
  • İnsanın kalbine gelen düşünceler.

havatır-ı şeytaniye / havâtır-ı şeytaniye

  • Şeytanî vesvese ve düşünceler.
  • Şeytandan gelen hâtıralar, düşünceler.

hem-dil

  • Fikirleri, düşünceleri aynı olanların her biri. Bir maksad ve istekte bulunanları beheri. (Farsça)

hevacis

  • (Tekili: Hâcise) Vesveseler, kuruntular. Akla gelen kötü düşünceler.

hikemiyyat

  • Hikmet ve felsefeye âit söz ve düşünceler. Yeni yeni bilgiler veren kıssalar, ibret verici hâdiseler bildiren yazılar, sözler.

hodfikirlik

  • Sadece kendi düşüncesini beğenme; düşüncelerinde bencil davranma.

hutut-u efkar / hutut-u efkâr

  • Düşüncelerin çizgileri.

ihtisasat / ihtisâsât

  • Duygu ve düşünceler, izlenimler.

ilahiyat

  • Hikmet ilminin dinden ve sadece Cenab-ı Hak'tan bahseden kısmı. Filozoflarca fikir olarak ileri sürülen dine dâir nazariyeler, düşünceler.

imtizac-ı efkar / imtizâc-ı efkâr

  • Fikirlerin, düşüncelerin uyuşması, birleşmesi.

isnadiyyat

  • İsnad ile ilgili düşünceler.
  • Aslı esası olmadığı halde birisine isnad edilen sözler.

istizmar

  • (Zamir. den) Düşüncelerini öğrenme, fikrini yoklama. Maksad ve niyetini anlamağa çalışma.

kalb selameti / kalb selâmeti

  • Kalbin kibir, riyâ, kıskançlık, kin ve düşmanlık gibi kötü düşüncelerden kurtulup, iyi ahlâk ile ahlâklanması.

kalb tasfiyesi

  • Kalbi, İslâmiyet'in beğenmediği şeylerden, günâhlardan, kötü düşüncelerden kurtarmak, temizlemek.

ma'nevi temizlik / ma'nevî temizlik

  • İnsanın iç temizliği, kalb temizliği; kalbini her türlü bozuk inanış ve düşüncelerden fenâ huylardan arındırmak.

mahsulat-ı fikriye / mahsulât-ı fikriye

  • Fikir ve düşüncelerle ortaya konulanlar; düşünce ürünleri.

makes-i efkar / mâkes-i efkâr

  • Fikir ve düşüncelerin yansıdığı yer.

mizah

  • Şaka, lâtife.
  • Edb: Bâzı düşünceleri nükte, şaka veya takılmalarla süsleyip anlatan bir yazı çeşidi. Hoş, nükteli söz. (Zıddı ciddiyettir)

müfti-yi macin / müftî-yi mâcin

  • Din bilgilerini fıkıh kitablarından öğrenmeyip, kendi düşüncelerini din bilgisi olarak söyleyen, müslümanları mezhebsiz yapan câhil din adamı.

mülahazat

  • (Tekili: Mülahaza) Mülahazalar. Düşünceler. Akıldan geçenler.

münevverü'l-efkar / münevverü'l-efkâr

  • Fikir ve düşünceleri aydın.

müstemzic

  • (Mezc. den) Soran, soruşturan. Fikir yoklayan. Anket için düşüncelerini soran.

mütalaat / mütalaât

  • (Tekili: Mütalaa) Düşünceler. Tedkik etmeler. Okumalar. Mütalaa.

müteveccih

  • Bir tarafa yönelen, bir tarafa gitmeye kalkan.
  • Birine karşı sevgisi ve iyi düşünceleri olan.

nazariyat / nazariyât

  • Kitabî bilgiler, görüşler, ispatlanmamış düşünceler.

nazariyyat / nazariyyât

  • (Tekili: Nazariye) Görüşler. Düşünceler. Doğruluğu isbat edilmemiş ilmi görüşler.

netaic-i efkar / netâic-i efkâr

  • Fikir ve düşüncelerin neticeleri.

sahife-i efkar / sahife-i efkâr

  • Düşünceler sayfası; kamuoyu, insanlığın genel düşünce sayfası.

solcu

  • solculuğu benimseyen, ilerici düşünceler taşıyan, toplumcu, ilerici (kimse, görüş).

tasavvurat / tasavvurât

  • Düşünceler, tasavvurlar.

tasavvurat-ı insaniye / tasavvurât-ı insaniye

  • İnsanın düşünceleri, hayalleri.

tebayün-i efkar / tebayün-i efkâr

  • Fikirlerin aykırılığı. Düşüncelerin farklı olması.

tefekkürat / tefekkürât / تفكرات

  • Düşünmeler, düşünceler. (Arapça)

tefekkürat-ı imaniye

  • İmanî tefekkürler, düşünceler.

tehalüf-ü ukul

  • Düşüncelerin farklı oluşu.

telakkiyat / telâkkiyat

  • Düşünceler, anlayışlar.

telkin-i dini / telkin-i dinî

  • Dine ait düşünceleri zihinlere aşılama.

tevhid-i efkar / tevhid-i efkâr

  • Düşüncelerin bir noktada toplanması, düşünce birliği.

ülfet

  • Bir topluluğun din ve dünyâ düşüncelerinde inançlarında birbirlerine uygun olmaları. Dostluk, yakınlık kurmak, kaynaşmak.

veleh-resan-ı efkar / veleh-resan-ı efkâr

  • Fikirleri, düşünceleri hayrette bırakan.

vezanet-i efkar / vezanet-i efkâr

  • Düşüncelerin isabeti.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın