REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Cem kelimesini içeren 59 kelime bulundu...

mesbuk / mesbûk

  • Cemâatle namaz kılınırken imâma birinci rek'atte yetişemeyen yâni ilk rek'atin rükûundan sonra imâma uyan kimse.

adet-i cemaat / âdet-i cemaat

  • Cemaatin âdeti, geleneği.

arkes

  • Cem'etmek, toplamak.

bas'

  • Cem' etmek, toplamak.

bu'bab

  • Cemaat, topluluk.

ceffet

  • Cemaat, topluluk, çok adet.

cem'iyyat / cem'iyyât / جمعيات

  • Cemiyetler, dernekler. (Arapça)

cemiyat / cemiyât

  • Cemiyetler, toplumlar.

cemiyetçilik

  • Cemiyet taraftarlığı, örgütçülük.

cemiyyet

  • Cemiyet, toplum, genişlik.

cil

  • Cemaat, insan güruhu. Millet. Boy, aşiret, kuşak.

encümen

  • Cemiyet. şura. Meclis. Komisyon. (Farsça)

encümen-gah / encümen-gâh

  • Cemiyet, meclis. (Farsça)

evsaf-ı celal ve cemal / evsâf-ı celâl ve cemâl

  • Cemâl ve celâl sıfatları, güzel ve haşmetli nitelikler.

ezfeli / ezfelî

  • Cemaat-ı kalile. Az cemaat. Ufak topluluk.

ezfile

  • Cemaat, topluluk, güruh, bölük.

fırka

  • Cemâat, topluluk, bölük, grup.

gan / gân

  • Cemi' yapmak için, sonu "e" sesi ile biten kelimenin sonuna gelir bir "ek" tir. Meselâ: Bendegân : f. Hizmetçiler, bendeler. (Farsça)

gariyy

  • Cemil, güzel, hüsün.

gasire / gasîre

  • Cemaat, topluluk.

güruh / gürûh / گُروُهْ

  • Cemaat, bölük, takım, topluluk, çete.
  • Cemaat, takım, bölük.

habş

  • Cemetmek, toplamak.

hakr

  • Cem etmek, toplamak.

havz

  • Cem' etmek. Bir şey ilâve etmek.

hels

  • Cemaat, topluluk.

helsas

  • Cemaat, topluluk.

heltat

  • Cemaat, topluluk.

hukuk-u umumiyye

  • Cemiyetin bütün fertlerine şâmil olan haklar. (Mülkiyet hakkı, iştirak hakkı vs. gibi.)

ıhtiraf

  • Cem'etmek, toplamak.

karmeşe

  • Cem'etmek, toplamak.

kass

  • Cem'etmek, toplamak, biriktirmek.

kelseme

  • Cem'olmak, toplanmak.

kelz

  • Cem'etmek, toplamak.

lecem

  • Cemaat, topluluk.

ma'şeri / ma'şerî

  • Cemiyete âit. Topluluğa âit. Ortaklaşa. Pek çok.

merkum

  • Cem'olmuş, toplanmış, birikmiş.

mücma'

  • Cem' olma, toplanma.

müdrik

  • Cemâatle namaz kılarken iftitah (başlama) tekbirini imâmla birlikte alan, namaza imâmla birlikte başlayan ve namazın başından sonuna kadar imâma uyan, birlikte kılan.

mutarred

  • Cemaatı usandıracak derecede okumayı uzatan imâm.

mütecemmil

  • Cemal kesbeden, zinetlenen, süslenen, donanan.

natıka-i cemiyet

  • Cemiyetin nâtıkası, yâni: Söz söyleme kudreti.

nefir-i amm / nefîr-i âmm

  • Cemaatı toplama, halkı askere sürme.

ruh-u cemaat

  • Cemaat ruhu; toplumu meydana getiren ruh.

sare

  • Cemaat, topluluk.

şehr

  • Cemâati, en büyük câmiye sığmayan yer veyâ İslâmiyet'in emrini yapabilecek güçte müslüman vâli ve hâkimi bulunan yer.

senaa

  • Cemali güzel.

sülek

  • Cemaat, topluluk.

tahabbüş

  • Cem'olmak, toplanmak.

taife / tâife

  • Cemaat, grup, kavm, kabile, takım.

takmiş

  • Cem'etmek, toplamak.

telakkut

  • Cem'etmek, toplamak, biriktirmek.

telemlüm

  • Cem'olmak, toplanmak, birikmek.

tereyyüb

  • Cem'olmak, toplanmak, birikmek.

tevahuk

  • Cemaat olup gitmek. Topluluk hâlinde gitmek.

usbe

  • Cemaat. İnsanlar. Atlılar. Atlar veya kuşlardan cemaat.

üsre

  • Cemaat, topluluk.

va'z

  • Cemaati irşad amacıyla Kur'ân ve hadisleri yorumlayarak yapılan konuşma.

vesika

  • Cemaat, topluluk.

ze'zee

  • Cem'etmek, toplamak.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın