LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Calisarak ifadesini içeren 22 kelime bulundu...

amelen

  • Bilfiil, işleyerek, fiilen, çalışarak.

bid'akarane / bid'akârâne

  • Dine zarar verecek yeni âdetleri dine maletmeye çalışarak.

bid'atkarane / bid'atkârâne

  • Aslen dinde olmayıp sonradan ortaya çıkan ve dine zarar verici yeni âdet ve uygulamaları dine mal etmeye çalışarak.

bilfiil

  • Fiilen, çalışarak.

fa'alane / fa'alâne

  • Hiç durmazcasına çalışarak. Daima çalışır surette. (Farsça)

hodfuruşane / hodfurûşâne

  • Kendini övüp beğendirmeye çalışarak.

ihtimamkarane / ihtimamkârâne

  • Dikkatlice ve özenle çalışarak.

iktina'

  • Yığma, biriktirme.
  • Çalışarak kazanma.
  • Meslek edinme.
  • Tuzak kurup avlanma.
  • İmsak etme.
  • Sermâye verme.

iktisab / iktisâb / اكتساب

  • Kazanma, çalışarak kazanma. (Arapça)
  • İktisâb etmek: Kazanmak. (Arapça)
  • İktisâb eylemek: Kazanmak. (Arapça)

ilm-i kesbi / ilm-i kesbî

  • Çalışarak elde edilen ilim.

kesb / كسب

  • Çalışarak kazanma. (Arapça)

kesb-i insani / kesb-i insanî

  • İnsanın çalışarak kazanması, elde etmesi.

kesb-i muarefe / kesb-i muârefe

  • Bir mevzuda çalışarak ihtisas sahibi olmak. Birbinini tanımak ve alışmak.

kesbi / kesbî / كسبى

  • Çalışarak elde edilen. (Arapça)

kesbi olmadığını / kesbî olmadığını

  • Çalışarak kazanılmış olmadığını.

kisbi / kisbî

  • Çalışarak elde edilen.

müdekkikane

  • İnceden inceye tedkik ederek, en ince noktaları, mes'eleleri de görmeğe, bilmeğe çalışarak. (Farsça)

muhtekir

  • İhtikâr yapan. Vurguncu, ihtiyaç mallarını kıymeti artsın da satayım diye saklayan. Halkın zararına çalışarak malı saklayan.

mümarese

  • (Çoğulu: Mümaresat) Çalışarak meharet kazanmak, üstadlık etmek. Bir işe devam ederek ihtisas sahibi olmak.
  • Duruşmak.

mütecessisane / mütecessisâne

  • Gizli şeyleri öğrenmeğe çalışarak. Merakla. Mütecessis bir tarzda. (Farsça)

taklid

  • Takma, asma, kuşatma.
  • Benzetmeğe ve benzemeğe çalışmak. Benzerini yapmak. Birine benzemeğe çalışarak alay etmek. Sahte. Bir şeyin sahtesini yapmak.

zahiri ilimler / zâhirî ilimler

  • Okuyarak, çalışarak ve araştırarak elde edilen, öğrenilen ilimler. Kelâm, tefsîr, fıkıh gibi din bilgileriyle; mantık, matematik, fizik, kimyâ, biyoloji, geometri gibi fen bilgileri.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın