Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Cal
kelimesini içeren
82
kelime bulundu...
asker-i calud / asker-i câlûd
Câlûd'un askeri, ordusu.
bevş
Çalım, gösteriş, debdebe, ihtişam.
(Farsça)
cahid / câhid / جاهد
Çalışıp çabalayan.
(Arapça)
çalpare / çâlpâre / چارپاره
Çalpara.
(Farsça)
ceffelkalem / جف القلم
Çalakalem.
(Arapça)
cehd / جهد
Çalışma, çabalama.
Çalışma, çabalama.
(Arapça)
Cehd etmek:
Çalışıp çabalamak.
(Arapça)
cidd
Çalışmak. Ciddiyetle yapmak.
daire-i sa'y / dâire-i sa'y
Çalışma alanı.
dar-ül mesai / dâr-ül mesai
Çalışma yeri. Mesai yeri. Atölye.
düzdide / düzdîde / دزدیده
Çalıntı, çalınmış.
(Farsça)
faal
Çalışkan, işleyen.
faalane / faalâne
Çalışkanca.
faaliyet
Çalışkanlık, çalışma.
gayat
Çalgı.
geven
Çalı. Dikenli ve bir karış kadar boyunda bir nebat. Aslı Gevân'dır.
(Türkçe)
halec
Çalışmaktan, yürümekten veya ibadetten kemiklerin ağrıması.
har-zar
Çalılık, dikenlik.
(Farsça)
haris-i gayur / hâris-i gayur
Çalışkan ve gayretli çiftçi.
haristan
Çalılık, dikenlik.
(Farsça)
ihtilaskar / ihtilaskâr
Çalan, aşıran, hırsızlık yapan.
(Farsça)
ihtilaskarane / ihtilaskârane
Çalıp aşıranlara yakışacak şekilde, hırsızlar gibi.
(Farsça)
ilm-i kesbi / ilm-i kesbî
Çalışarak elde edilen ilim.
ilm-i vehbi / ilm-i vehbî
Çalışmadan öğrenilen, Allahü teâlâ tarafından ihsân edilen ilim.
ilma
Çalma, hırsızlama, sirkat.
intihal
Çalma.
irticac / irticâc
Çalkalanma.
işgüzar
Çalışkan.
istihdam
Çalıştırma, kullanma.
istihdam eden
Çalıştıran.
istihdam edilme
Çalıştırılma.
istihdam etme
Çalıştırma.
istihdam etmek
Çalıştırmak.
jest
Çalım. Mânâlı ve gösterişli hareket.
(Fransızca)
kesb / كسب
Çalışarak kazanma.
(Arapça)
kesben
Çalışma ve kazanma olarak.
kesbi / kesbî / كسبى
Çalışmakla kazanılan. Sonradan elde edilen. Doğuştan olmayan. Vehbî olmayan.
Çalışarak elde edilen.
(Arapça)
kesbi olmadığını / kesbî olmadığını
Çalışarak kazanılmış olmadığını.
kisb
Çalışma, kazanma.
kisbi / kisbî
Çalışarak elde edilen.
kisbsiz
Çalışmadan.
kuşiş
Çalışma, çabalama, gayret sarfetme, uğraşma.
(Farsça)
kütüphane-i mesai / kütüphane-i mesâi
Çalışma kütüphanesi, içinde çalışılan kütüphane.
ma'cez
Çalışmaktan ve maişetten âciz oldukları yer.
meric
Çalkantılı, dalgalı.
mesai / mesâi / مساعى
Çalışmalar.
Çalışma, gayret, çaba.
Çalışmalar, emekler.
Çalışma, çalışmalar.
(Arapça)
mesruk / mesrûk / مسروق
Çalınmış, sirkat edilmiş olan.
Çalınmış.
Çalınmış.
(Arapça)
meyelan-ı sa'y / meyelân-ı sa'y
Çalışmaya içten yönelme, eğilim gösterme.
meyl-i sa'y
Çalışma eğilimi, isteği.
muhassala-i mesai
Çalışmalardan elde edilen netice.
muhtelisane / muhtelisâne
Çalarcasına. Çalıp çırparcasına.
(Farsça)
müstahdem / مستخدم
Çalışan, hizmet eden.
(Arapça)
müstahdemin / müstahdemîn / مستخدمين
Çalışanlar, hizmet edenler.
(Arapça)
netice-i sa'y
Çalışmanın neticesi.
neva-saz
Çalgıcı, okuyucu.
(Farsça)
nevahten
Çalgı veya saz çaldırmak.
(Farsça)
nüvaht
Çalgı çalma.
(Farsça)
ramişger
Çalgıcı. Saz çalan.
(Farsça)
rudsaz
Çalgıcı.
(Farsça)
sa'i / sâ'î / ساعى
Çalışan, gayret eden.
(Arapça)
Sâ'î olmak:
Çalışmak, gayret etmek.
(Arapça)
sa'y / سعى / سعي / سَعْيْ
Çalışma.
Çalışma, gayret sarf etme. Hac veya umrede Safa ile Merve arasında usulüne uygun olarak yedi defa gelip gitmek.
Çalışma, çaba gösterme.
(Arapça)
Çalışma.
Çalışma.
sa'y eden
Çalışan.
sa'y etme
Çalışma.
sa'y etmek
Çalışmak.
sa'y u gayret
Çalışma ve gayret.
saha-i faaliyet
Çalışma sahası.
şahsar / şâhsâr / شاخسار
Çalılık.
(Farsça)
sai / sâî
Çalışan, kovalayan.
saiy / سعى
Çalışma, çaba.
(Arapça)
say / sây
Çalışma, emek.
sefine-i sa'y
Çalışma gemisi (çalışmak, gemiye benzetilmiş).
semere-i sa'y
Çalışma ve çabalamayla ortaya çıkan netice, meyve.
serika
Çalınmış. Çalınmış şey.
şevk-i sa'y
Çalışma şevki, isteği.
şirket-i a'mal / şirket-i a'mâl
Çalışmayı sermaye olarak kabul eden şirket.
şüceyre
Çalı, ufak ağaç.
tatil
Çalışmama, çalışmaya ara verme.
Çalışmaya ara verme.
Çalışmaya ara vermek, izine başlamak, kesmek, Allah'ın sıfatlarını inkâr eden felsefecilerin mesleği.
tatil-i eşgal / tâtil-i eşgâl
Çalışmayı durdurma, görevini yapmama.
telassus
Çalma. Sirkat etme. Hırsızlık yapma.
telatum / telâtum / تلاطم
Çalkantı.
(Arapça)
vazife-perver
Çalışmayı seven.
verzişkar / verzişkâr
Çalışkan.
(Farsça)
vesile-i sa'y
Çalışma vesilesi.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
ram olmak
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
Hevādār
mütehalli
hendese
gün
Muradif
SADUMAN
bin
cehren
nahham
Hâvz
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Cal
Mubas
sahabe-i güzin
Vâl
kız kardeş
gün
Başarı
Zorunlu
Savaşci
açılmaz