REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Cab kelimesini içeren 42 kelime bulundu...

acele

  • Çabuk, çabukluk. Bir işi çabuk yapmaya ve çabuk bitirmeye çalışma, ivedilik.

atik

  • Çabuk davranan, çevik.

atyer

  • Çabuk uçan. Derhal kaybolan.

cabir-ül-ensari / câbir-ül-ensarî

  • Câbir Bin Abdullah El-Ensarî (R.A.) da denir. Meşhur sahabelerdendir. Bizzat Resul-i Ekrem'den (A.S.M.) ilim ve feyiz almış ve zamanında Medine-i Münevvere'nin müftüsü olmuştur. En çok hadis rivayetiyle meşhur olan altı sahabeden biridir. 1540 hadis rivayet etmiştir. 19 gazada hazır bulunmuştur. Hic

çabük

  • Çabuk, seri, aceleli, hızlı, tez, hafif. (Farsça)

çabük-rev

  • Çabukça giden. (Farsça)

cehd

  • Çaba, çabalama.

çevik

  • Çabuk davranan.

cibayet

  • Câbîlik, vergi, gelir toplama.

ehl-i feraset

  • Çabuk sezme ve anlama kabiliyeti olanlar.

feraset / ferâset

  • Çabuk sezme ve anlama kàbiliyeti.

ferasetli

  • Çabuk sezen, yüksek anlama kabiliyetine sahip olan.

gayret

  • Çaba, çalışma arzusu, kıskanma duygusu.

guşiş

  • Çabalama, uğraşma, çalışma. (Farsça)

hadar

  • Çabuk yetişen ot.

himmet / همت

  • Çaba. (Arapça)
  • Himmet etmek: Çaba göstermek. (Arapça)

hudme

  • Çabuk kaynayan çömlek.

ilkan

  • Çabuk ezberleme.

keramet-i feraset

  • Çabuk sezme ve anlama kabiliyetindeki keramet.

kuşiş / kûşiş / كوشش

  • Çaba. (Farsça)

mik / mîk

  • Çabuk ağlayan, yufka yürekli olan.

mümarete

  • Çabalama, uğraşma, gayret sarfetme.

mütesari'

  • Çabucak.

sebük-inan / sebük-inân

  • Çabuk koşan. (Farsça)

sebükhiz / sebükhîz

  • Çabuk kalkan, hareket eden. (Farsça)

sebükrev

  • Çabuk giden. (Farsça)

seri / serî

  • Çabuk, süratli.
  • Çabuk.
  • Çabuk, süratli.

seri-ül intikal

  • Çabuk anlayan, çok zeki.

seri-üt teessür

  • Çabuk müteessir olan.

serian

  • Çabuk, tez elden, acele.

seriü't-teessür

  • Çabuk etkilenen, üzülen.

seriütteessür / serîütteessür

  • Çabuk ve kolay etkilenen.

seriüzzeval / serîüzzevâl

  • Çabuk geçen.

sür'at

  • Çabukluk. Hız.

sür'at-i intikal

  • Çabuk anlayıp intikal etme. Kavrama çabukluğu.
  • Çabuk anlama ve kavrama.

tacil / tâcil

  • Çabuklaştırma, acele ettirme.

tez tez

  • Çabuk çabuk.

tiz-dest

  • Çabuk iş gören, eline çabuk. (Farsça)

tündreftar

  • Çabuk giden, sert ve süratli giden. (Farsça)

zeka / zekâ

  • Çabuk anlama kabiliyeti.

zeki / zekî

  • Çabuk anlayışlı, temiz.

zeri'

  • Çabuk ve kolay olan.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın