REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Bulaşıcı ifadesini içeren 14 kelime bulundu...

cinayet-i sariye / cinayet-i sâriye

  • Bulaşıcı, salgın cinayet.

cüzam

  • (Cüzzam) Hansel basilinin (mikrobunun) sebep olduğu bulaşıcı bir deri hastalığı.

emraz-ı sariye / emraz-ı sâriye

  • Geçici, bulaşıcı, sâri hastalıklar.

hazaze

  • Tıb: Bulaşıcı, müzmin bir cilt hastalığı olup sonradan bağırsaklara geçerse öldürücü olur.

ilel-i sariye / ilel-i sâriye

  • Tıb: Bulaşıcı hastalıklar. Sâri illetler.

kabakulak

  • Tıb: Daha ziyade tükrük bezlerini şişiren bulaşıcı ve ateşli bir hastalık.

karantina

  • İtl. Bulaşıcı bir hastalığın yaygın olduğu bir ülkeden gelen kişileri, gemileri veya malları geçici olarak tecrit etme şeklinde alınan tedbir.
  • Hastahanede yatması gereken hastaların kayıt ve kabul işlerinin yapıldığı yer.
  • Bir bulaşıcı hastalığın yayılmasını önlemek üzere hast

maraz-ı sari / maraz-ı sârî

  • Tıb: Bulaşıcı hastalık.

mu'di / mu'dî

  • Sirâyet edici, bulaşıcı, sâri.

sari / sârî / ساری / سَار۪ي

  • (Sâriye) Sirayet eden, bulaşıcı, geçici olan. Genişleyip başkasına da geçmeğe, yayılmağa müstaid olan.
  • Bulaşan, bulaşıcı.
  • Bulaşıcı.
  • Bulaşıcı. (Arapça)
  • Bulaşıcı.

sari illet / sârî illet / سَار۪ي عِلَّتْ

  • Bulaşıcı hastalık.

sariye / sârîye / سَارِيَه

  • Bulaşıcı.

taun / tâun

  • Vebâ denen dehşetli bir bulaşıcı hastalık. Bu hastalıkta lenf bezlerinde hâsıl olan yumruların herbiri.
  • Tehlikeli ve bulaşıcı veba hastalığı.

veba

  • Bulaşıcı hastalık.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın